bugün

(bkz: sen ölmedin mi)
(bkz: senin yaşındakiler toprak oldu)* *
(bkz: sanatçısına sahip çıkan gençlik) *
ülkem insanının başına gelmiş en kötü şeyler sıralamasında ilk sıralara yerleşmeye aday "birşeydir".
Otuz yıl kadar önce, hatta daha fazla, gençlik ve serserilik günlerimde Kulüp 12'de karşılaştım onunla.

Gündüzleri SSK'da çalışan bir memurdu, geceleri kılık değiştiriyor ve şarkı söylüyordu. Çift kimlikli, çift yaşayışlı.

Sonra aldı yürüdü, ünü, bizim de yavaş yavaş ayağımızı kestiğimiz o gece kulübünün çok dışına ulaştı.

Sonra tanıştık, dost diyemesem de arkadaş olduk. Ünlü bir komedi yıldızıyla nişanlı olduğum ve istanbul'un gece dünyasını harmanladığım dönemdi. (Pakize'ye sorun, anlatsın.)

Severim, tatlı ve keyifli insandır: Huysuz Virjin namıyla maruf Seyfi Dursunoğlu...

Duyduğuma göre sahneleri bırakmış. Artık çıkmayacakmış, çünkü çıkarmıyorlarmış. Televizyona, hele hiç. Üzerinde baskı varmış.

Kadın kılığına girdiği için mi? 12 Eylül döneminde Bülent Ersoy'a yasak getiren kafa, şimdi de din kisvesiyle mi ortalığı kasıp kavuruyor?

Bu olay o kadar gürültü kopardı ki The Economist dergisi bile yazdı.

Zenne geleneğinin, Divan şiirinin vatanında, Osmanlı kültür merkezinde Arap yasağı ha? Bu nasıl bir uygarlıktır ki, periferi merkeze bakıp hizaya geleceğine, merkez periferiye uyum sağlamaya çalışıyor? Türk, Arap unsuruna hayranlık duymaya koyuluyor?

Aslında, Seyfi Dursunoğlu'na Allah uzun ömür versin, Huysuz Virjin'in işi çoktandır bitmişti.

Hayır, dincilerin gıcık kapmaya başladıkları zaman değil.

Huysuz Virjin, bir Ermeni kantocu karikatürüydü...

imparatorluğun son günlerinden, mütarekeden, eski Direklerarası'ndan falan tatlar taşıyan, kantocu Şamram'ı, Amelya'yı, Küçük Virjin'i falan hatırlatan bir hoşluk...

Seyfi hem o eski kantoları söylüyor, hem de sahne performansına mükemmel bir hırçınlık lezzeti katarak seyircilere bulaşıyordu... Hayatında kantonun adını duymamış cahil ve öküz seyirci bile sırf bu sataşma boyutu yüzünden onu çok sevmişti... Dursunoğlu, halkımızın kollektif bilinçaltında yatan sado/mazo özelliğini, büyüklük kompleksinin yanısıra onunla atbaşı giden aşağılık duygusunu ve aşağılanma zevkini çok iyi çözümlemişti!

Böylece iki kesimi birden çapraza almıştı sanatçı: Bizim gibi aydınları da, cebi yeni para görmüş ve gece hayatı yaşamak isteyen hırtları da. Daha sonra şovunu televizyona taşıyınca buna halkı da kattı.

Fakat Huysuz Virjin, Türkçe'yi bozuk konuşan bir Ermeni şarkıcıydı. Şirinliğini sağlayan da buydu.

Sonra Türkiye değişti ve Ermeni taklidi bile yapılamaz oldu.

Böylece Virjin'in hiçbir anlamı kalmadı.

Öte yandan Direklerarası kültürü de sisli anılardan bile yokoldu ve kantoyu Seyfi gibi şirretlik lezzetinde değil de hanım hanımcık söyleyen Nurhan Damcıoğlu'na da yapacak iş kalmadı.

Huysuz Virjin, dinciler bozuldukları zaman değil, Ermeni ağzıyla konuşmayı bırakıp sıradan bir orta yaşlı sahne orospusuna dönüşmek zorunda kaldığı zaman, gece kulübünden televizyon düzeyine inmeye mecbur kaldığı zaman bitmişti.

Sevgili Seyfi emekliliğin tadını çıkarmaya baksın, yaşı ilerledi, yorulmuştur da...

Ama şunu iyi bilsin: Unutmadık, unutmayız, unutmayacağız. Kulaklarımda çınlıyor otuz beş yıl öncesinin sesleri:

Bakooorum da aranızda benden güzel kadın yok... Hepiniz boya güzelisiniz! Hanım, hanım, yememiş içmemişsin ama karyola bacağına dönmüşsün canım! Hele hanım sen sen, o yüzüne sürdüğün boyayla Beylerbeyi Sarayı iki kere badana olurdu! Ayol ben senin eskimiş terlik suratlı kocanı ne yapayım? Bira içtiniz, sarhoş oldunuz, önünüzden rakı şişesi geçirseler cinayet işleyeceksiniz!

Seyficiğim, ne yapalım, biz esas olarak eski Türkiye'nin, eski istanbul'un insanlarıyız. Seni anlamayan köylü hayatında Beylerbeyi Sarayı mı görmüş?

engin ardıç
özellikle yılbaşı gecelerinin vazgeçilmez yüzüdür kendileri.
gelmiş geçmiş en zekice,en komik esprileri yapmış,bu ülkede herkesin cesaret edemeyeceği şekilde show dünyasında adını duyurmuş duayen..
katinanın elinde makası dikeeemeez ah dikemez dikmesini bilmeez yavrum gülüm katinam getir dikeeyim getir dikeyiim..
(bkz: ostrogot)
emekli olmalıdır.
aslında çoktan menapoza girmiş olması lazımdı. ama ne azimmiş arkadaş. "katinamın elinde makası" önüne geleni biçiyor! omuzlardan silkeleyip "kız allah cezanı versin senin" leri falan ne bereketliymiş.
Sahnede ölmek gibi bir arzusu olan,günlük yaşamında alkol almamasına rağmen sahneye,programa çıkmadan önce bir kadeh viski içen,elbiselerinin çoğunu kendi diken,zamanında çok yakışıklı olduğu söylenen,babamın dediğine göre sahne arkasında çok kibar,beyefendi olan,sahnede tozutan,yaptığı işe bir çeşit meddahlık diyebiliceğimiz insan.Zamanında babam arkasında org ile kendisine eşlik etmiştir.Kendisi sululuktan çok hoşlanmazmış.Geçen gece Okan Bayülgen ve Sade Vatandaş'ta anlattığına göre arkadaşlarının hepsi para istiyormuş kendisinden,bu yüzden çok arkadaşı yokmuş,herkese para isteyecek gözüyle bakıyormuş.Evine misafir gelinmesinden de çok haz etmezmiş.
hazırcevabın üstadı. kanald ekranlarında "benimle dans eder misin" yarışmasının canlı yayınında, asena'nın boynundaki kürkü kastederek "ne o zenciyle sevişir gibi" ifadesiyle herkesi kırıp geçiren show man.
ülkede bu kadar kadın varken erkeğin kadın kılığına girip de kadını oynamasının saçmalığını sorgulatan karakterdir.
şahsi kanaatimizce kadın çok ama espri yapabilen kadın yok o zaman boşluğu doldurayım diye ortaya çıkmış olma ihtimali yüksektir..
seyfi dursunoğlunun yarattığı cazgır, hazır cevap kadın tiplemesidir.
Huysuz virjin: hiçbiriniz alanınızda tek değilsiniz. özgün olun. neden bir huysuz virjin daha çıkmıyor?
Yonca Evcimik: Çok tercih edilmeyen bir meslek olsa gerek.(seyirciler güler)
Huysuz virjin: sen pezevenklikle karıştırdın galiba.(seyirciler gülmekten işer)
seyfi dursunoğlu tiplemesi. samimi ve gerçekçi. dobra ve kuduruk. azgın ve namuslu. eğlenceli ve edepli. yaşlı ve genç. küfürbaz ve çilveli. sevişgen ve aşkın. üstelik de, komik.
kesinlikle çok başarılı. yıllardır varola gelen fantastik bir karakter. takdir edilesi.
durmadan "ay rahmim" deyişine çok gülerdim hatta nickim mi olsa diye de düşünmüştüm. bir de güllü'ye patlıcan falı bakmıştı. küçük patlıcanlarla geyik yapıp en sona koca bi topan patlıcanı göstererek "çok yakın bi zamanda büyük bi kısmet geliyo" deyişini unutamam. onun yaptığı belaltı espriler zekice, avam değil işte.
80'lerde bile fırtınalar estiren kişidir...

http://www.youtube.com/watch?v=p-ZfQWuoxPI
an itibariyle haber türk'de 'habertürk belgesel kuşağı' adlı programa konuk olan komedyen.
sevemedim bir türlü...
canlandırılan karakter adile naşit'in annesidir.
ünlülerin ünlü harfini düşüren virjin. bir dizi, bir reklam, bir film çeken, bir şarkı söylenin kıçı tavanda bugünlerde, ancak onunla yerçekimini hissederler. uzun zaman ara verdi, yeniden başlasa da birileri yerçekimin hissetse. o değil de, sözlüğü okusaydı acaba buraya ne yorum yapardı diye merak ediyorum. meşhur bir şarkısı vardı neydi katina gibi bir şeydi. onu seyrederken 5 kilo çekirdek yirdik, gülmekten koltuktan düşerdik. inşallah bir gün ekranlara geri döner.
"allah ım lütfen lütfen ölmesin" denilen zeka küpüdür. birde çok seviyorum bu karakteri. çok yaşasın hep varolsun.
ileri demokrasinin ilk kurbanlarından bir karakter. o dönemde rtük'e kimse öyle tepki gösterip "daha yayınlanmamış bir programın rtük yasasını ihlal eden bir şekilde değerlendirilmesi sansürdür" diyemediği için seyfi dursunoğlu bir süre daha huysuz virjin olmaksızın ekrana çıkabilmiştir. 80'lerin huysuz virjinleri, 90'ların plastip showları bile ekrana çıkartılamazken demokrasimiz sizce 80'ler ve 90'lar demokrasisinden daha mı ileridir, daha mı geridedir?

80'ler diyorum bakın. 12 eylül, darbe dönemi, sıkıyönetim falan. hah, işte o dönemin sadece 3-5 yıl sonrasında gazeteler siyasi liderleri yerin dibine sokarlardı, öyle artistik fotoğraflar falan da değil; bugün karikatür deyip tebessüm ettiğimiz çoğu çizim manşetteki haberin fotoğrafı olarak kullanılırdı da bir tek siyasi lider hazımsızlık etmezdi. göbeği arşa değenler, kulağı kepçe çizilenler, hepsi. çankaya'nın şişmanı diye haber çıkabilirdi o dönemde, hasbahçenin gülleri diye yazı dizileri çıkabilirdi hem de en hardcore muhalefetiyle. plastip showa rahmetli tugut özal ailecek gülüyoruz derdi, kimi zaman yerin dibine soksalar da. devekuşu kabare ince ince geçirirdi nerdeyse tüm siyasilere. siyasiler efendiydi, efendi efendi tartışabilirlerdi. http://www.youtube.com/watch?v=sTQh8cEh7dU

sanırım liderler ya da toplumun genel anlayışı değişmekle kalmadı, yozlaştı; yoz bir anlayışın, hazımsızlığın, gücün kudretin etkisiyle herkes şu ya da bu şekilde ve tam anlamıyla sapıttı.*
kendisini özletmiştir. sağlık durumu elvermiyor belki sahnelere cıkmasına fakat en azından kısa da olsa birşeyler yapmasını istediğim büyük üstad. bir tebessüm için şuradan izlenilebilir ; [http://www.youtube.com/watch?v=v_kIp0Ud5tk&feature=related ]
türkiye'nin ailesinden çok sevdiği sanatçıyı türk aile yapısına uymuyor diyerek televizyonda yasaklayan rtük, tekrar tv ye dönmesine bişey dememiş sanırsam. program başladı mı başlamadı mı bilmiyorum ama huysuzun özlendiği bi gerçek. zeki insanlara ihtiyacımız var.
yaşayan efsane.
crossdresser bi sanatçı.

(bkz: crossdresser)
olmadığı zamanlarda da mutlaka sevilecek ve asla unutulmayacak seyfi dursunoğlu eseri.
adının nereden geldiğini hiç araştırmadım ama üstün körü bir düşündüm.
Rusca da huy penis demektir.
Acaba penissiz virjin mi demek istemiş.
asıl adı seyfi dursunoğlu. artık benzemez kimse sanada juri oldu.