bugün

söylemesi zorlayan eylemdir.
kocaman bir kütüphaneyi yutmak demek ve sonunda da bilmem kaç santimlik gözlüğe sahip olmaktır.
Bitirmesi daha zor olan eylemdir. *
cemaatte değilsen bir sikime yaramayacak yorgunluktur. acı ama gerçek.
idare sınavının girmesinin verdiği acıyı bilmektir.
okuyabilmek için yırtındığım bölüm. hele bir kazanayım işte o zaman (bkz: buralar hep entry dolacak demedi deme ibrahim)

edit: an itibariyle hayaller gerçek olmuştur *
henüz geç kalmadıysanız sakın teşebbüste dahi bulunmayınız.

şaka bi yana okıyım da bitsin o zaman her şey çok güzel olacak diye teselli edersiniz kendinizi çünkü başka türlü okunmaz o kitaplar.

okul bitince bu "okuma" süreci de bitecek diye düşünürsünüz ama esas "okuma" okul bittikten sonra başlar. * daha doğrusu "okuma" eylemi bi başladı mı ölene kadar devam eder ki bu da hiç sevimli bir durum değildir.

uyumamak için içilen kahveler yüzünden delinmek üzere olan bir mideye sahip olursunuz çünkü genellikle anlamanız gereken 400-500 sayfanız hep mevcuttur.

güçlü kol kaslarınız olur kitapların çoğu olabildiğine büyük ve kalındır.

ama artıları da vardır elbet.

herkesin mutlaka ihtiyacının olacağı şeyle adaletle uğraşırsınız. adaletin üç ayağından* hangisi olursanız olun bilirsiniz ki sizin önemli bi göreviniz vardır.
size saygı duyacak çok insan olur etrafınızda çünkü pek çok insanın gösteremeceği sabrı ve özveriyi gösterip hukukçu olursunuz.

hem şikayet edersiniz yorgunluktan hem de bir kere bulaştınız mı vazgeçemesiniz. istiyorsanız kaçış yok galiba bundan.
saim üstündağ'ın icra ve iflas hukuku kitabının kapağını açtığınızda karşınıza çıkan, "şekil, keyfiliğin can düşmanı, hürriyetin ikiz kardeşidir" özlü sözünü çerez niyetine okuyup, ardından manş denizini yüzerek geçmek için kulaç atmaya başlamaktır.
uykusuz geceler ve ömür boyu okumaktan ibarettir. yaşlandırır.
iyi ki okumaktan vazgeçtiğim bölümdür.en güzel gençlik yıllarımı oturup madde ezberleyerek geçiremem.
milyonlarca not ve bir o kadar da kitabı yutmak binlerce * sayfalık sınavlara girmketir sonra da hakim savcı olabilmek için debelenmektir * ya da meslek seçimi çok geniş bir bölüm olduğundan birsürü kafa karıştırıcı meslek şansınız vardır. diplomattan müfettişe kadar yolu vardır tabi bunlar için de çeşitli torpiller gerekmektedir
ne okuyosun sorusuna cevap vermek için kırk takla atmak, sonunda hukugugkgkuk gibi boğulma sesini andıran bir ses çıkarmaktır.
edit: niye kötülüyosun kardeşim çıkan sesi mi beğenmedin ?
hukuk okumak nedir ? hukuk okumak ;
- 80 beklediğiniz sınavdan 20 almaktır
- gecelerce çalıştığınız sınavdan kalmak , çalışmadığınız sınavdan yine kalmaktır .
- ne olmak istiyosun diye soran iki kişiden birine hakim yada savcının nasıl olunduğunu anlatmaktır .
- derse zorunlu olarak girmenin ne olduğunu artık hatırlıyamamaktır .
- farklı fakülteden arkadaşları cc aldım bb yle geçtim diyince o kaça tekabül ediyo diye sormaktır.
- herhangi birini savunduğu , yada çok konuştuğu zaman avukat geyiklerine maruz kalmaktır .
- sokakta görenin fıkra zannedeceği pratik olaylara ciddi hukuk kuralları uygulamak , ciddiye alıp çözmektir .
- sınavda cevap kağıdı olarak gazete misali dört sayfa almaya alışmak , üzerine ek sayfa isteyenleri yadırgamamaktır .

peki ne değildir hukuk okumak ?

- kanun ezberlemek . işte bu değildir hukuk okumak . hiç bi hukuk fakültesinde sizden kanunu ezberlemenizi istemezler . kanunu bilmenizi ve uygulamanızı isterler ve zaten bunu öğretirler . ama kanun ezberlemek ne lan . neresi burası hafızlık okulu mu? . tey allah ım ya .
gözden uyku akarken ders çalışmak ve kahveden karnı ağrıtmaktır. sonucunda da 100lük kağıt verip 60 alındığında sevinçten ağlamaktır.
derslere devam edildiği sürece sanıldığı kadar zor olmayandır. tuğla boyutunda kitaplar, kanun ezberlemeler hele de kopya çekilmediği v. s gibi iddiaların tümü şehir efsanesidir. kitaplar alınır ama sınavlarda fotokopilerden idare edilir, kanun maddeleri zeten derste onlarca kez tekrar edildiği için akılda kalır ve yine sınavlarda mevzuat kullanmak serbesttir. kanun kitapçıklarının satır aralarına ders kitabını döşeyenler görülmemiş değildir. hukuk fakültesinde sıralar, orhun kitabelerini aratmaz. asıl mesele her bölümdeki gibi mezuniyet sonrasında başlar.
Hukuk okumak denilince, anayasayı başbakana fırlatmak ve kalın kitaplar bilirim.
ismi ürkütücü olsa da çok zor olmayan bölümdür.
sabırtaşı olmanızı gerektiren bölümdür, 3. ve 4. sınıf kolay kolay bitmez.
ceza muhakemesi hukuku gibi inim inim inleten, anlaması, akılda tutması zor, pratiğe dökmesi daha da zor olan, derse girmediğinizde bi bok anlamadığınız, kitabı 1420 sayfa olduğu için okuyamadığınız, derse girerseniz de doktrin tartışmalarından dolayı anlamadığınız amk dersiyle yüzleşmek zorunda olmaktır.
senin gibi derse de, mevzuatına da, doktrin farklılıklarına da..
hukuk okumak nedir bilir misiniz hukuk okumak diğer bölümlerdeki arkadaşların gece yarısı kahkahalarla gülerken senin neskafeni içip bitirmen gereken borçlar özele çalışıp kılıçoğluna yardırmandır.hukuk okumak nedir bilir misiniz herkes yatagında mışıl mışıl uyurken senin kemal gözlere yardırmandır. devam zorunlulugunun olmamasıyla tabıkı de okulun yolunu unutmussundur ahhhh basımıza ne geldiyse devam zorunluluğunun olmamamasından geldi.
(bkz: ben hukukçuyum demenin yolları)
hukuksuzluğun hüküm sürdüğü yerde hukuk okumak aptalıktır der ve giderim.
bir an önce okulunuzu bitirinde aramıza katılın. anlayın bu ülkede hukukçu olmanın, denizi olmayan ülkede bahriye nazırı olmak demek olduğunu.
Pişmanlıktır..
Zordur, herkesin bitirebileceği bir fakülte değildir. Zira bitse bile, o meslek alanında yükselmek için bir mucizeye ihtiyaç var, neticede her yer avukat kaynıyor. Mesele bir dava almak ve o davayı kazanmak.