bugün

yasin hayal ve ogün samasttan ziyade üst akılın emriyle işlenmiş cinayettir.
tetikçiye verilen cezanın * azlığı şaşırtmakla birlikte (o tarihte samast'ın 18 yaş altı olmasının rolü vardır mutlaka, ama 2,5 yıl da oldukça düşük göründü), en azından "zaman aşımına uğraması ihtimali" gözetilerek dosyalarının ayrılıp karara bağlanmasıyla dikkat çeken cinayet davası (malum, yalnız ve güzel ülkemde özellikle bu tür davalar kulak üstüne yatılıp zaman aşımına götürülmesiyle nam salmıştır genelde).
görsel
Erhan Tuncel'e 99,5 yıl, Ogün Samast'a 2,5 yıl, Yasin Hayal'e 7,4 yıl hapis almış.

https://www.ntv.com.tr/tu...%2ccz-Al8K2r0CjCLwwMlu02w

cinayeti işleyenin en az ceza alması(!)
inşaallah çözüme kavuşur cok uzadı ya çözülsün bu iş artık.
http://www.imctv.com.tr/d...rattan-olma-ihtimali-var/
(#18494189)
etkili soruşturma yapılmadığı gerekçesi ile anayasa mahkemesi davada ihlal olduğunu belirlemiş ve davanın tekrar görülmesine karar verilmiştir.
sabah gazetesinin son dakika flaş haber olarak verdiği, sanık hakkında " yalama " kararı çıkmış.
"Agos Gazetesi Genel yayın yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin yeniden görülen davada Ahmet iskender hakkında yalama kararı çıkarıldı."
görsel
herkesin dava sonunda adalet yok diye papağan gibi tekrarladığı dava. * *
13 yaşındaki kız çocuğuna 26 kişini tecavüz etmesine karar olarak kızın kötülükten haberi vardı, tecavüzü kız istediğinden gerçekleşti şeklinde karar veren bir yargıdan bu kesim ne beklemektedir sorusunu sorduran davadır.
aslında tepkileri verenlerin bir çoğu (bkz: yetmez ama evet)çiler oluşturmuştur, ermeni kesimin çoğunluğu da bu gruba dahildir. adama derler ki yakın zamanda bu ülkede ana yasa değiştirildi ve hayır cephesi dedi ki "kardeşim bu yargıyı siyasallaştırma girişimdir buna dur de yoksa yargıyı iktidar dilediğince kullanacak". bunlar ne dediler (bkz: yetmez ama evet).
son seçimler ve anayasa değişikliği bu gibi davalarda alternatif bir karar çıkmayacağını da göstermiştir. ayrıca unutulmamalıdır ki turan dursunların, uğur mumcuların ve nice gazetecilerin katledilmesi örtbas edildiği, bırakın katillerinin yakalanıp yargılanmasını, davasının bile doğru dürüst görülmediği zamanlarda bu kesimin zerre sesi çıkmamıştır.

sonuç olarak, metin olsunlar çünkü "herkes adalet karşısında eşittir ama bazıları dahada eşittir" anlayışının gözler önüne serildiği davadır. yetmez ama evetçilere ve boykotçulara armağan edilesidir, neoliboş vicdan çakmalığı yapan ve timsah gözyaşlarının kralını akıtanların davası halini almıştır, işlerine geldiği aşikardır. örneğin bu kesim zihniyetine örnek verecek olursak, hepimiz türküz hepimiz atatürküz dediğimizde bu kesimin götünden faşist, milliyetçi vs gibi damgalar uydurduklarını her gün görmekteyiz. dolayısıyla olayı dar kalıplara sıkıştıran bu zihniyetin bu gibi durumları nasıl kullandığının kesinlikle anlaşılması gereken davadır.

istedikleri nedir ? hrant'ın katilleri mi ?! tabi ki hayır istenilen bu davanın ergenekona bağlanmasıydı eğer bağlansaydı bu kadar ses çıkar mıydı ?. bence hayır. çünkü böylece ötekileştirme devam edebilecekti. chp liler darbecidir, sağcılar şöyledir o böyledir vs vs vs. malesef akp yargısı bunu yapamadı, yapamama nedeni gayet basit 5 yıl geçmiş davadan ortada kanıt yok. nasıl yapsınlar. ayrıca bir takım sözde vicdanlı ve demokrasi savaşçısı düşünürler bu davaya benim gibi bakanların aslında katillerin yanında olduğunu söylediler. bu davanın can damarı, gerek yetmez ama evet kesiminin özelikle kesim diyorum dikkatinizi çekerim, gerek ermeni cemaatinin fetullah istihbarat cephesi ile olan ilişkilerini ve özelikle davanın savcısının ergenekon bağlantısı araması nedenlerini anlamak ve doğru yorumlamak çooook önemli ve elzemdir.

kısa ve öz bu bir ihanettir, hranta ihanettir. davayı "sahiplenenlerin" çoğu bu ihanetin içinde pay sahibidirler * ister bilerek ister bilmeyerek. tıpkı uğurmucuya olduğu gibi. sonuç olarak savcının katilleri kaf dağında, halkınsa burnunun dibinde ve aynada aramasını bilmesi gereken davadır.
görsel
görsel
görsel
görsel
görsel
maddi gerçeğe dayalı olarak sonuçlanmış bir davadır. zira türk yargı sistemi maddi gerçeklere dayalı olarak neticeye varır ve hüküm verir. sonuç olarakta bu cinayetin arkasında herhangi bir örgüt olduğu hususunda elle tutulur deliller olmadığı için sadece cinayet olduğu kararı verilmiştir.

öncelikle türk yargı sistemindeki bazı uygulamaları iyi bilmek gerekmektedir. mesela hakimler muallakta olan konularda şüpheliden yana karar verir. zira kurallar "1 tane suçsuzun suçsuz yere ceza yemesindense, yüzlerce suçlunun ceza yememesi daha iyidir" mantığıyla koyulmuştur.

bu yüzden iddia makamı olan savcıların ve avukatlarn ellerinde çok sağlam kanıtların olması gerekmektedir.

görünen oki hrant dink cinayeti davasında da örgüt olup olmadığı konusunda sağlam deliller bulunamamıştır. öküz altında buzağı aramanın bir mantığı yoktur.

bu kadar kamuoyu ve siyasi baskı olmasına rağmen böylesine bir karar veren mehkeme heyetini takdir etmek gerekmektedir. bildiklerinden şaşmamışlardır.

eleştirilmesi gereken konu ise sonucu eleştiren başbakan, muhalefet liderleri dahil siyasilerdir. madem hukukun üzstünlüğünden bahsediyorsun, yargıya müdahale etmeyeceksin.
devletin tüm kurum ve kuruluşlarıyla beraat ettiği, kılıcın tümünün 1 tetikçi ve 1 azmettiriciye kaçtığı davadır.
dava sonucunda;
-trabzon emniyeti beraat etmiştir
-trabzon jandarması başta ali öz olmak kaydı ile beraat etmiştir
-devletin istihbaratı beraat etmiştir
-istanbul valisi beraat etmiş, hizmetlerinden ötürü milletvekili seçtirilmiş ve mecliste bir komisyon başkanlığına getirilmiştir
-istanbul emniyeti beraat etmiş, müdürü terfi ettirilmiş ve vali olarak atanmıştır
-devletin kadrolu bombacısı, jandarma, istihbarat ve emniyet muhbiri, katili beraat etmiş, ben bu satırları yazarken, elazığ da, muhtemelen istihbarat, jandarma ve emniyetin ortaklaşa koruduğu konutunda çayını, rakısını, viskisini ya da her ne zıkkımını yudumluyorken, kendince ilahi kelimetullah uğruna, türklüğün gücü adına, devletin, türk milleti adına karar vericilerin, kendisine bahşettiği öldürme yetkisine dayanarak, önümüzdeki günlerde nereleri bombalayacağını, kimlere suikast düzenleyeceğini planlamaya başlamıştır
-türk milleti adına karar vericiler, içleri kan ağlaya ağlaya kararlarını vermiştir
-bülent arınç'ın da karar karşısında vicdanı sızlamış, dönemin istanbul valisi olan şahsın, kendi partisinden milletvekili olduğunu her ne hikmetse unutuvermiştir.

yahu kardeşim, bir insanı öldüreceksiniz, korumasız gezen, silahsız gezen bir insanı. bir babayı, bir eşi. bize emanet, türkiye cumhuriyeti pasaportu taşıyan bir adamı. etnik kökeni benden değil, dini benden değil, görüşleri benden değil, muhtemelen, belki de benim gibi partinize oy veren bir insan bile değil. ama kardeşim hani zalimin hasmı idik, hani severdik mazlumu. dink burada mazlum değilmi, valiniz zalim değilmi, emniyet müdürünüz, jandarma alay komutanınız, istihbaratınız zalim değilmi. korumasız gezen, silahsız gezen bir adamı öldürmek için, devletin kelli felli valileri, emniyet müdürleri, hatta ceza reisleri de neyin nesi. nutkun tutulduğu, tuzun koktuğu, vicdanların kan ağladığı yerdeyiz. ben türküm, müslümanım. hepimiz ermeniyiz diye bağıranlar arasında olmadım ama, birde vicdanım var. hani ağır ceza kararını açıkladı ya, benim vicdani kararıma göre sayın başbakanım suçlusun, sayın başbakan yardımcım; suçlusun, sayın eski istanbul valim, yeni mardin milletvekilim; suçlusun, sayın eski istanbul emniyet müdürüm, yeni osmaniye valim; suçlusun, geride kalanların adını anmaya değmez.
(bkz: bu dava böyle bitmez).
cinayetin faillerinin tamamının örgüt üyeliğinden beraat ettiği dava. cinayeti yazan nedim şener ise silahlı örgüt üyeliği suçlamasıyla içeride. adalet tabi.
adaleti artık kişilerin kendilerinin sağlamaya çalışmaları daha mantıklıdır.
bu ülkede hukukun,adaletin olmadığının en büyük kanıtı olmuş davadır...
devletin bütün organlarının koordineli bir şekilde çalışıp üstünü kapattıkları ve dağın fare doğurduğu davadır. her fırsatta ileri demokrasi diye bağıran akp'nin iki yüzlü politikaları bir kez daha bu dava vesilesi ile su yüzüne çıktı. hrant dink cinayeti sonunda trabzon'da bir araya gelen gençlerin işlediği bir cinayet olarak ele alındı ve vicdanları hiç de tatmin etmeyen bir karar verildi. o gençlerin eline o silahları verenler ve jandarma ile polis'in ihmallerinin yine üstü kapatıldı. çin düşünürü ''lao çe'' nin dediği gibi ''bir ülkede adletten sık sık söz ediliyorsa, o ülkede adalet kalmamış demektir.''
ergenekonu biz içerdende iyi yönetiyoruz diyen amiralin sözlerini doğrular bir sonuçtur.

http://www.youtube.com/watch?v=tROX17Gu818
yasin hayal - müebbet hapis (ağırlaştırılmış)

erhan tuncel - 10 yıl hapis ( zaten 5 senedir yatıyor. kaldı 5)

ogün samast - daha küçük bir çocuk! olduğu için büyük ihtimalle 3-5 seneye dışarıya çıkar.

olayı azmettirenler - büyük ihtimal yeni suikastlerin planlarını yapmakla meşguller.

tanım: türk adalet sisteminin süper işlediğini gösteren davadır.

edit: erhan abimiz tahliye olmuş. ya ben lan neyse bir şey demiyorum
bir cumhuriyet ya da bir ülkede değil, direkt dingonun ahırında yaşıyor olduğumuz gerçeği bu dava ile bir kez daha gözler önüne serilmiştir. habur'dan giren it sürüsü için adamların ayağına mahkeme kurulması olsun, senelerdir silivri'de her türlü psikolojik işkenceye maruz bırakılan insanlar olsun, yemin ediyorum kaldıramıyorum, bu olay da tuzu biberi oldu. bu eskiden "adalet" denilen ama artık içini boşaltmış olduğunuz şey gün gelip devran dönünce size de lazım olacak .mına koduklarım. ve siz o zaman sadece ektiğinizi biçecek, bugün insanları nasıl adaletsizliğin çarklarında eziyorsanız siz de aynı çarklar altında ezileceksiniz.
tabii ki piyonları kullanan ellerin kendini rahatça sıyıracağı bir sonuçla sonuçlanan dava. perde arkasının adamı erhan tuncel tahliye oldu. yasin hayal ağırlaştırılmış müebbete çarptırıldı. yasin hayal gördüğüm kadarı ile "aman bildiklerimi saklayayım, en azından içerde yaşarım" diyebilecek bir adam değil. o yüzden cezası gerçekten müebbet olabilir. *.

ogün samast'ın çocuk mahkemesinde yargılanmasına devam ediliyor.