bugün

Kendinizi iyi hissetmek istiyorsaniz;
-sevdiklerinizi mutlu edin
-dua edin
-gulumseyin
-affedin
-spor yapin...
Yaşamımıza anlam katan yegâne durum..
Kimi zaman bir sesle,kimi zaman sa bir nefesle..
Son yarım saattir düşünüp durduğum, çeşitli sorgulardan geçirdiğim yoğun duygu durumu. Duygu durumu demek çok da doğru değil aslında. Duygusunu yaşadığımız her durumu hissediyoruz ama hissettiğimiz her şeyin duygu dediğimiz manada bir karşılığı yok. Duygular artık bilimsel olarak bile hormonlarla ilişkilendirilirken, sürekli bahsettiğiniz boşluk hissinin tanımı yok. içimde garip hisler var, huzursuzluk değil mutluluk ya da mutsuzluk değil sadece garip. Melankolik asla değil, sadece tanımsız. Boşluk da değil, sadece başka..
Beni çok korkutuyor hissetmek.

Kötü şeyleri hissettiğim an zihnimde canlandırıyorum.
Ve başıma geliyor.
hislerimin güçlü olduğunu biliyorum ve çoğu zaman görüyorum da bunu. kendimi hislerimle yönlendirebilirim çünkü yanıldıkları pek nadir denk gelir. özellikle de birine büyük hisler hissediyorsam ve onunla özel bir bağ oluştuysa bu hisler sonucunda o insana dair çoğu seyi hissederim. düşünceleri, ruh halini, bir olumsuzluk haliyle karşılaşıp karşılaşmayacağını hissedebilirim. bu denli derin hislere sahip olmak içinde bir uzaya sahip olmak gibi bir his.
Yaşam belirtisidir.

Çoğumuz artık çoğu şeyi hissetmiyoruz çünkü alışıyoruz ve benimsiyoruz.

Kaçımız eskisi gibi şehirlere üzülüyoruz? (Müsebbiblerinin taaa amk)

Kaçımız bir ülkede savaş çıktığında eskisi gibi üzülüyoruz? (Müsebbiblerinin taaa amk)

Kaçımız uluslar arası sularda boğulan onlarca insan görünce eskisi gibi üzülüyoruz? (Müsebbiblerinin taaa amk)

Şair boşuna dememiş "alışmak ölmekten beterdir."
çok derin bir şeydir. en son hissettiğimde bayağı bir derinlerde hareketlenmeler olmuştu. anlamadım tabi ama açıkçası hoşuma gitmişti.
sebebi her ne olursa olsun, beni her zaman saçma sapan hissettirmek isteyen kalabalığın dışında birileri var.
Eminim...
Mesela ben hissetmiyorum.
Hissetmek, bilmektir bazen.
görsel
canlı varlığının, insan varlığının bir nevi anahtarı, çilingiri görevinde olan durumudur. hissedebilmenin şükür edildiğine farkına varıldığı an, hayatta ki size sunulan birçok şeyin kıymeti daha iyi anlaşılıyor. yaratanın, yaşama dair, insana dair, canlıya dair, doğaya dair bahşettiği şeylerin farkına varınca, eften püften şeylere daha az üzülüyor insan. hissetmek, hissedebilmek de bunların en baş sebeplerinden biri.
yaşam belirtisidir.

çoğumuz artık çoğu şeyi hissetmiyoruz çünkü alışıyoruz ve benimsiyoruz.

kaçımız eskisi gibi şehirlere üzülüyoruz? (müsebbiblerinin taaa amk)

kaçımız bir ülkede savaş çıktığında eskisi gibi üzülüyoruz? (müsebbiblerinin taaa amk)

kaçımız uluslar arası sularda boğulan onlarca insan görünce eskisi gibi üzülüyoruz? (müsebbiblerinin taaa amk)

şair boşuna dememiş "alışmak ölmekten beterdir."
"...Hissetmek ne büyük bir ağırlık! Hissetmek zorunda olmak ne büyük bir ağırlık!.."

(Huzursuzluğun Kitabı - Fernando Pessoa)
"...Konuşamazsın ki, hissedemediğin şeyi..."

(Romeo ve Juliet - William Shakespeare)
Ve artık bize kalan 5 duyumuz olmuştu, 6. Hissimiz sadece hayallerimizdi.
sezmek ve algılamak anlamlarına gelebilir.