bugün

yıllarca çalıştıktan sonra, hayal ettiğim yaşamı gerçekleştirmeliydim. yaşayabileceğim bir köy bulmak amacıyla günlerce araştırdıktan sonra tam istediğim gibi bir köy bulunca dünyalar benim oldu. orman kenarında deniz manzaralı küçük ve temiz bir köydü. mutluluktan uçuyordum sanki küçük bir ev inşa ettirdikten sonra, sıra bahçeye gelmişti. her meyveden olsun istiyordum kiraz, dut, erik, incir, üzüm, nar,ceviz, fındık. büyüdüler meyve vermeye başladılar şehirden kopmuş, tam anlamıyla köylü olmuştum. ayda bir kez şehre inip alışveriş yapmak bile sıkıyordu. bir an evvel köyüme dönmek istiyordum. alışmıştım köy yaşamına, alışamayanlar ise tekrar şehre döndüler.
Birçoğumuzun geleceği düşünürken anlık bir gaz ile düşündüğü geçici bir hevestir.
gidiyorum bütün aşklar yüreğimde. gidiyorum kokun... çok duygusal bir başlangıç oldu. her şeyi bırakmak falan derken duygusal moda girdim birden, tabi anlık bir şey geçti gitti. yoksa gideceksem güle oynaya giderim. bazen düşünüyorum dostlar -gerçi ben hep düşünüyorum-, siz de düşünün istiyorum. herkes bir kampanya başlatıyor. dedim benim neyim eksik, aldım sazı elime.

"büyükşehirleri boşaltıyoruz kampanyası." nasıl ama kulağa bile hoş geliyor değil mi? ben gidiyorum ve peşimden kitleler gelecek biliyorum. tabi benim gittiğim köye gelmeyin, herkes kendine bir köy bulsun.

küçük bir çantayla çıkıyorum yola. öyle değişik kıyafetlermiş, onlarca ayakkabıymış, çantalarmış, takı tokalarmış, hepsini bırakıyorum. markayı çıkarıyorum hayatımdan. güzelim şalvar, altına bir ankara lastiği -bunlar bile moda oldu o ayrı-, tülbenti de sardın mı kafaya bitti gitti.

röfle, manikür, pedikür, makyaj falan da yok artık. doğal oluyorum.

üniversite bitirmekmiş, dil öğrenmekmiş, kursa gitmekmiş.. bunlara da paydos. inek sağıp, tavuk besleyeceğim. tarlaya domates biber ekeceğim. taş fırında ekmek pişireceğim.

kariyer hayallerini, çalışma hırsını falan koyuyorum kenara. evimde kariyer yapıyorum. şimdilik 3 çocuk düşünüyorum ama ne olur bilemem. başbakanımızın sözünden çıkmak istemem haliyle.

daha gencim ayaklarını bırakıp hemen evleniyorum. köyün muhtarının oğlu beni istiyor, ben sevdiğime kaçıyorum. (biraz aksiyon olsun dimi)

kocam beni acaba aldatıyor mu düşüncesine kapılmıyorum. adam köyün kahvesinden çıkmıyor ki nasıl aldatsın? iskambil kağıtlarına değişilmeyi aldatılmaktan saymıyorum.

kışın örgü örüyorum, yazın oya yapıyorum. arada camdan uzaklara dalıp "ben annemi özledim" türküsünü söyleyip içleniyorum.

teknolojiye de veda ediyorum. bilgisayar, telefon, araba, elektrikli mutfak aletleri hatta televizyon bile çıkıyor hayatımdan. mektup yazıp, soğanı elde doğruyorum. at arabasına binip, en olmadı traktör sürüyorum.

köyde birinin kına gecesi oluyor. bütün köyle birlik olup sarma yapıyor, börek açıyorum.

tatilde falan öyle güneye, yurtdışına gideyim demiyorum. tatil dediğin göl kenarında piknik oluyor mesela ya da komşu köye misafirliğe gitmek.

doktor nedir unutuyorum. çocuğu bile evde doğurduk, ebenin yanında doktorun lafı mı olur diyorum.

yeşile doyup, mavinin tadını çıkarıyorum. derin derin nefes alıp, sakinlikte huzur buluyorum. mis gibi havayı çekiyorum ciğerlerime.

o değil de yarın ki iş görüşmesine giderken ne giysem?
(bkz: hadi gel köyümüze geri dönelim)
son zamanlarda yoğun olarak gerçekleşen olay.
ben de gideceğim, yakındır.
inek, süt, tavuk, yumurta..
yeter bana.
bu ara çok fena depreşmiş duygularımı ifade eden cümle.
genelde her insanın hayali olan durumdur. emekli olsamda toprağıma geri dönsem düşüncesi hakimdir.
(bkz: baba hayalleri)
köy ortamında bulunmamış insanların fantezisidir.köyler zannedildiği gibi huzur kokan yerler değildir.şehirde biriyle kavga ettiğiniz zaman döner gidersiniz birbirinizi görmezden gelirsiniz. köyde böyle bir şansınız yoktur.herşey ölümünedir ya köyü terkedeceksiniz ya da vuracaksınız.hele sülaleniz güçlü değilse bittiniz demektir.
çocuğu olmayan erkek sürekli aşağılanır, kahvede çay bile vermezler.siz siz olun bu kararınızı iyi düşünün.fantezi boyutunda kalmasına dikkat edin.
yakın zamanda köy diye bir yerleşim yeri kalmayacağı için boşa çabadır.
petrolle çalışan arabanın, betonun ve çok katlı binaların girdiği yerde sukunet, köy havası vs olmaz. şehirleri bok ettik, şimdi sıra köylerde.
günün birinde, üç beş paçalı tavuğuda yanıma alıp, gerçekleştireceğim hayaldir.
istanbulda doğup büyüyen kişi için ankara ve izmir bile köy olduğu için herhangi bir anadolu şehrine yerleşmektir.
metropollerin samimiyetsizliğinden ve olası çirkefliklerinden sıkılmış insanın düşündüğü ama asla gerçekleştiremediği hayalidir.
hayal gerçekleşip köye yerleşildiği zaman kesin bir ay sonra sıkılınır. hadi bir ay daha vereyim. en fazla 2 ay sonra sıkılınır. Tabi tek bildiğiniz köy polonezköyse bilemem. o zaman hiç sıkılmazsın.
HUZUR...
(bkz: banliyö)

(bkz: avrupa yakası izzet)
(bkz: her şeyi bırakıp bir sahil kasabasına yerleşmek)
Pek çok şehirlinin hayal edip, gerçekleştirmeyi maçasının yemediği fiildir. Anca emekli olduktan sonra.
köyden kasıt yeni zelanda ya da avusturalya ise çok paranızın olmasını gerektiren durumdur.
bu şehirin gürültüsüydü telaşıydı derken kafamızı dinliyicek hiç zaman bulamıyoruz bazen her şeyı bırakıp gitmek uzaklaşmak istiyoruz kimi zaman kimsenın bilmediği bir adaya kimi zamansa keşfedilmemiş yerlere yada en kestirme anadoludaki bir köye.ancak bu biraz sıkar tüm düzenı alt üst edip lüks yaşamı bırakıp köy hayatı ilk başlarda oh be işte özgürlük doğa sessizlik huzur dedirtir ama sonra kış gelip götüp donunca anlarsın yiyen.
ununu elemiş, eleğini asmış kişinin fikridir. ya da unu az kalmış kişinin hayalidir.
gerçekten kabaca göt isteyen bir durumdur.
genelde emekli olacak insanların düşündüğü durumdur.
yapamayacağım şeydir. her baba yiğidin harcı olduğunu da düşünmüyorum. isteklilerinin çoğunun da köye yerleşip iki gün sonra ağlaya ağlaya geri dönme ihtimali yüksektir.
sık sık düşündüğüm durum. köyüm bu iş için gayet müsait. 10 tane inek,20 kovan da arı aldımmı hem uğraşıcak işim olur hem rahat geçinirim. of gaza geldim.
köy olmamalı köyler bile bozuldu artık daha doğal bir ortam olması açısından elektriğin olmadığı bir dağ evi olabilir. cep telefonu olmamalı, aptal kutusu televizyon olmamalı, internet olmamalı. yiyecekler kendi beslediğin hayvanlardan meyve ve sebze kendi bahçenden olmalı. güneş batınca yatacaksın gün doğarken uyanacaksın.