bugün

29 ocak 2016 günü gösterime girecek olan bir film. Özcan deniz'in " kızlar size çok kötü girmiş " diye bir repliği bulunan filmdir ayrıca.
2 aydır merakla beklediğim, yarın vizyona girecek olan film.
(bkz: hayır kesinlikle hande için değil)
--spoiler--
güzel, eğlenceli bir film. beklediğimden iyi çıktı. mithat can özer'e kötü adam rolü çok yakışmış. Şükrü Özyıldız ve Hande Doğandemir de baş rol için iyi seçim olmuş.

ben hep falcıya gidenlerin fal baktırmadan önce yani kahve içerken yanındaki arkadaşlarla sohbet etmemesi gerektiğini, etrafta gizli mikrofon ya da kamera olabileceğini ve falcının da bu bilgilerden yararlanıp bizi aptal yerine koyabileceğini düşünürdüm. sonra da acaba ben paranoyak mıyım derdim kendi kendime? bu film paranoyak olmadığımı gösterdi. falcı da çok sürpriz bir isim "özcan deniz".

son olarak, filmin soundtrackleri de bir harika. özellikle edis'ten "vay"

https://www.youtube.com/watch?v=aSsFXgSdqcE

mehmet erdem "bana kaderimin bir oyunu mu bu?" adlı şarkıyı söyledi.

ayşe hatun önal da iki tane sezen aksu şarksı söyledi. sesiyle nasıl oynadılarsa artık sanki iki şarkıyı da sezenden dinlemiş gibi oldum.
--spoiler--
iki gün önce gidip izlediğim, andaç haznedaroğlu'nun romantik komedi filmidir*. türk filmlerine çok gittiğim söylenemez, genelde gidip beğenmediğim için, harcadığım zamana ve verdiğim paraya acıdığım ve birkaç ay içinde tv de yayınlandığı için gitmem. ama bu filme tıpkı sevimli tehlikeli de olduğu gibi şükrü özyıldız faktörüne güvendiğim için, kızları da peşime takıp gittim. tek kelimeyle "farklı" diyebilirim bu film için. hande doğandemir'e pek ısınmadı benim yüreğim yıllardır, ama bu filmde o da hoşuma gitti sayılır. mithat can özer, hiç beklemediğim kadar güzel bi performans sergilemiş; zengin, pişkin, yüzsüz rolü birine bu kadar mı yakışır.*
--spoiler--
benim en çok hoşuma giden sahnelerden ilki hiç kuşkusuz, pelin'in mekandan çıktıktan sonra burak'la ilk kez karşılaştığı sahne. o ayakkabı ile tumbanın uyumu, en sevimli sahnelerden biriydi hiç kuşkusuz.

pelin ve ilker tangosu da baya bi hoştu.

aralarda giren boks sahneleri inanılmaz güzel olmuştu. filmi diğer romantik komedilerden ayıran unsur olan boks sahneleri o kadar güzel yerlerde kullanılmış ki, hiç aşırıya kaçılmamış.* filmin sonunda boks eldivenlerinin suya düşmesi de güzeldi.

en en çok hoşuma giden sahnelerden biri de falcı kado.* özcan deniz böyle bi falcı olsun, dolandırılacağımı bile bile de olsa giderim.* hele telefonu alıp burak'la konuştuğu sonra da "amaaan" diyip kapattığı yer... çok tatlıştı kısaca.

--spoiler--

kısaca, işini bilen insanların yaptığı, salondan çıktığınız zaman geçirdiğiniz zamana asla acımayacağınız bir film. elbette bazı sahnelerde bazı filmlerle benzerlik bulabilirsiniz ama filmi bütün olarak ele aldığımızda hepsinden farklı olduğunu görüyoruz. gidin, izleyin, izlettirin kısaca.

not: burak gibi biri karşısına çıkacaksa insanın, varsın aldatılsın ne olacak sanki? o gülüşüne değer bee...*
mehmet erdem'den "bana kaderimin bir oyunu mu bu?"

https://www.youtube.com/watch?v=bBAgl95ERZY
Klişe bir romantik komedi filmi olsa da yer yer güldüren eğlenceli bir film. Arkadaşlar gidelim demeseydi şahsen merak edip de gitmezdim o ayrı ama neyse ki eğlendirdi. Romantik komedi filminden alıntı bir sahne vardı, o sahnede şimdi kesin böyle olacak deyip yanılmadım. Müzikler iyiydi özellikle mehmet erdem in olduğu kısım. bir sahnede çalan ben senin beni sevebilme ihtimalinden vazgeçtim allah senin belanı versin diye bir cümle geçen bir rap parça vardı, o komikti. Filmde şükrü özyıldız hiç aşık gibi değildi, adamı zorla kıza bağladılar sanki, çifti zorla bir araya getirmişler gibiydi. Sevgililer gününde muhtemel onca çiftin arasında kız kıza romantik komedi türünde bir filme girip gülüp eğlenmek de varmış demek ki. *

Son olarak filmden bir alıntı yapayım. Külkedisi geri dönseydi sindirella olamazdı. *