bugün

(bkz: erzurum da kayak sezonunun açılması)
uzun süre çalıştığınız bir ders veya iş sona erdikten sonra, akşamüzeri, güneşin batmaya yüz tuttuğu vakitte iş yerinden, okuldan veya dersaneden çıkıp yürümek. görevi tamamlamış olmanın verdiği huzur ve mutluluk apayrı bir duygudur.
sık yaşanan fakat değeri anca karalar bağladığımızda anlaşılan çok kıymetli anlardır. sana kızgın sevgilinin göz göze gelindiğinde kendini tutamayıp gülmesiyle mutluluğu hissettiğin an gibidir.
umutsuz sevgilinin bir anda beraberlik isteği.
kalabalık aile yemekleri, kimsenin kimseyi dinlemediği paralel sohbetler ve tüm gülen yüzlere karşıdan baktığım anlar. sanki her şey kontrol altındaymış gibi.
görsel
görsel
o'nun kirpiklerine ile benim saçlarıma aynı yagmurun yağdığı an.
(bkz: çikolata).
sokakta kebap yapan bir yerde oturuyorsun, sağ tarafında yemek yiyen insanlar varken o güzel gözlü sokak köpeği elinde hiçbir yiyecek yokken senin yanına gelip başını dizine koyuyor. sonra sen de tüm gün o sahneyle yaşıyorsun.
aradan geçen uzun 5 günün ardından kızınızı boşandığınız eşinizden almaya gittiğinizde, kızınızın sabırsızlıkla beklediğini görmek. koşarak sizi üzerinize zıplaması ise paha biçilemez.
Bir elinizde kumanda bir elinizde laptop, umrumda mı dünya tavrınızı takınıp, sıcacık evinizde sizi mutlu etmeye çalışan aileniz yanınızdaysa babanız sizin en sevdiğiniz çikolatayla geliyor, anneniz en sevdiğiniz yemeği yapıyorsa sizden mutlusu yoktur.
-rakı masasında dostlarla ''e haydi yarınlara'' diyip kadehlerin kaldırılması.
-motorun üzerinde 170 km giderken ki rüzgar.
-zor günlerinizde arkadaşınızın yardıma koşup ''buradayım la'' demesi.
-annenizin ''oğlummm'' diyip sarılıp koklaması.
-hiç beklenmedik şekilde fotoğraf makinanızla bir anda iyi bir kare yakalamanız.
-ev arkadaşınızın ''kalk kahvaltı hazır'' demesi.
Karnı aç olan bir çocuğu doyurmaktır. Birgün arkadaşlarla yolda gidiyoruz birisi dedi hadi oturalım şurda bir şeyler yiyelim. Tabii milletin canına minnet. Oturduk bir şeyler söyledik siparişin gelmesini bekliyoruz. Hava da yağmuru. Caddenin karşısında kartonun üstüne oturmuş mendil satan bir çocuk çarptı gözüme. Bir iki dakika kadar izledim. içim burkuldu resmen. Okula da gitmiyordu tahminimce. Gönderilmiyordu. Arkadaşlara dedim hadi bu çocuğun karnını da doyuralım sevaptır yazık üşümüş de. Sağolsun hepsi seve seve kabul etti. Gittim çocuğun yanına aç mısın dedim evet dedi. Gel bak biz karşıdayız sen de ye bir şeyler dedim başta yaanşmadı büyük ihtimal birisi çocuğun gözünü iyi korkutmuştu oturduğu yerden kalkmaması konusunda. Biraz zorlayınca çocuk istemeye istemeye de olsa geldi. Öyle bir yedi ki bizim yediklerimiz yanında çerez kalır. Helal hoş olsun. Yemeğin üstüne tatlıyı da gömdü. Çayı da içince izin isteyip kalktı yanımızdan. O kadar mutluydu ki içim sevinçle doldu. MAsadan kalktıktan sonra gidip üç beş paket mendil aldık. Çocuğun mutluluğu gözünden okunuyordu. *
Sevdiğin insanın da seni sevmesi.
(bkz: joffrey in ölme sahnesi)
küçücük bir bebeğin hiç bir sebep yokken ve karşılık beklemeden gülümsemesi.
Gülümseme ile adeta "hayatı bu kadar matematik yaşama! rahat ol" demesi.
Saglikli olmak.
Minik kuzenimin durduk yere bana iki saat sarilmasi. Simdi kollarimin arasinda.
çocukların yolda, evde, parkta, tablet ve cep telefonu ekranlarına gömüldüğü bir zamanda trafiğin sıkışık olduğu bir anda bir arabanın içerisinden gülerek elini sallayan bir çocuk görmek.
görsel
hic beklemedigim bir anlarda daha once hic tanimadigim alman erkeklerinin imdadima yetismeleri. Hanslarin ilgisine bayiliyorum.
kardeşimin bana kitap okuması *
görsel

Şu minnakın gülüşünü gördüğüm anlardır.
Kesinlikle bir çocuk gülüşü bir çocuk öpüşü bir çocuk sevişi gerçek çıkarsız temiz.