bugün

son iki yıldır, yargıyla restleşmeler, meclisin ve halkın iradesinin üzerinde başka bir güç yoktur deyip, kendine göre anayasa değiştirmeler ve diğer haksızlıklara karşı iyi dayanmış bir kurumdur.
kimse masum değil evet, ama inandıkları değerlerin arkasında durmaları takdire şayan. *
Görünüşe göre "hakimlik teminatı" konusunda biraz kafaları karışık.

(bkz: hakimlik teminatı)
(bkz: engizisyon mahkemesi)
bir savcı tutuklanınca aniden tutuklamaya neden olan savcının görevlerini elinden alan bir kurum. bunca hukuksuzluk varken hiç müdahale etmeyip paşaları yargılamaya kalkan bir hukukçuyu görevden almayı becermişlerdir.

hukuk nedir, ne işe yarar diye sormak gerek. her şeyi boş verelim, bildiğimiz gibi mahkemeler aylarca süren incelemelerden sonra karar verirler. kaldı ki kendileri mahkeme değil, tayinleri yapan bir kurul. bir savcının görevinden dolayı görevden alma gibi bir yetkileri yok. bunu kendileri de söylüyor. neyse bu kurum hakkında yazmak mide bulandırıcı olduğundan devam edemeyeceğim.

tek söyleyeceğim böyle bir kuruma hukuksuz karar almasına olanak sağlayan siyasi konjonktüre katkıda bulunan siyasiler ve siyasi düşüncedekiler hakkında. bir kurum hemde yargı kurumu yargıyı öldürürken ona destek veren siyasiler, kurula adam gibi yeterince tepki veremeyen iktidar oldukça bunlar daha çok fırsat bulur. kimse hsyk üyelerini suçlamasın, onları engelleyen bir mekanizma, tepki olmadıkça ne bekliyorduk? birinin terbiyesizlik, ahlaksızlık, adaletsizlik yapmasının önündeki en büyük engel diğer insanların onları kınayıp, karşı koymalarıdır. hukukun anasını hacca gönderen bir kuruma ses çıkarmazsanız daha çok hukuk beklersiniz. bu karardan önce hsyk çok temiz bir kurum muydu? değil di tabi, sadece malumun ilanı oldu.
(bkz: önümüze gelene bir tekme)
yargılama yetkisi olmayan kurum. buna rağmen açılan davalarda verilen kararları beğenmediği anda hiçbir ön araştırmaya gerek duymayıp kararlar alabiliyor. basite indirgeyip anlatalım. ösym misali memleketin hakim ve yargıçlarını yerleştirme görevi var. üniversiteler bir öğrencinin durumuna göre okuldan atabilir. fakat ösym tekrar devreye girip bu öğrenciyi buraya yanlış göndermişiz deyip yetki gasspı yapıyor. hemde öğrencinin yaptığı hata ile hiçbir bilgisi olmamasına rağmen. kararlarına başkanı olan adalet bakanı ve müsteşarı karşı çıksa bile oy çoğunluğu hakimlerin elinde. istediklerini ali kıran baş kesen hesabı uçuruyorlar. adalet bakanının ve müsteşarının bir atama kurumunun içinde olmasını yargıya müdahale olarak görüyorlar. ama bir atama makamını yargı makamı gibi kullanmaya kalkarsanız haklı görünür. pekala hsyk hakim ve savcılar üzerine sonsuz güç var gibi kullanırken, memleketin tüm savcılarının 3-5 kişinin elinde oyuncak olması yargıya müdahale değil mi? bağımsız yargıdan anlaşılan bağımsız hsyk anlayışı mı? madem bağımsız değil, alacağı kararlara adalet bakanı ve müsteşarı karşı olduğu durumlarda nasıl oluyor da yine istediğini yapabiliyor?
(bkz: hsyk suçun daniskasını işledi / #7351857)
şerrinden hakimler hollandaya sığınmaya başlamış.

http://www.habersahifesi....hakimi_aihme_gidiyor.html
siyaset yapmıyoruz deyip her an siyaseti deniz baykaldan bile iyi yapan, aldığı kararlar yargıya kapalı olan idari yargı kurulu...
(bkz: cüppeli siyaset)
haklarında suç duyurusunda bulunulan kurul.
http://www.habersahifesi...._hsykya_suc_duyurusu.html
ali suat ertosun ve ali muhlis karataş gibi güzide(!) üyeleri bünyesinde barındıran kuruldur. 1923 yılından bu yana türkiye de juristokrasi nin varlığının en büyük kanıtıdır.

işte bu ses dosyası:
http://www.dailymotion.com/video/xefrqx_hsyk-2010-yaz-kararnamesi-ali-suat_news#from=embed

işte bu da tam çözümü:
1. ses kaydi

x üye: var mı böyle bir şansı kurul'un (hsyk'nın)

ali muhlis karakaş: kararnameyi ?

x üye: kararnameyi.

ali muhlis karakaş: çıkarır.

x üye: bakanlık, hazırlık yapmış ta...

ali muhlis karakaş: yapmış ta, ali suat'lan (ali suat ertosun) görüştüm ben, geçen gittim kurul'a. kadir bey'len görüştüm. muzaffer abi işte, oğlunun davetiyesini veriyordu. ya bu ali suat yine olay çıkarma derdinde.

x üye: ne diye ?

ali muhlis karakaş: önce diyor, şeyi halledelim diyor, özel yetkileri halledelim diyor… adam manyak abi. eeee, dedim kardeşim adamın, adamın ne günahı var ya dedim, şeyde, 5. bölgede… sür gitsin avradını satayım… yine böyle olay çıkarma derdinde ben sana söyleyeyim.

2.ses kaydi

ali suat ertosun: yani burada yargının derken hsyk'nın kabahati var. çünkühsykdaha ziyade şeylerle uğraştı, yargıtay üye seçimleriyle, başsavcılarla, efendim,ağır ceza mahkemesibaşkanlarıyla, ticaret mahkemesi başkanlarıyla uğraştı.

ali suat ertosun: ama şimdi… kendimize pay çıkarttığımızı zannetmeyin. mesela biz şimdi, kararname önümüze geliyor, dikkat ederseniz, birbuçuk-iki ay inceliyoruz. inanın rahatsız oluyorlar. rahatsız oluyorlar. yani bu kadar incelenmez diyorlar. ne oluyor yav diyor, bize güvenmiyor musunuz diyorlar. ilk laf bu. ikinci laf, efendim, "beş gün geçti, getirin imzalayı verelim ya. ne var bunda yani. adam alt tarafı filan yer savcılığından filan yer savcılığına gidiyor." böyle basit şeyler, yakıştırmalar. ama dediğim gibi, olayın a'sından başlicen, z'sine kadar incelicen.

ali suat ertosun: niye? dediğim gibi, biz bazı davalara el attık, bazı davalardaki hakim ve savcıları değiştirmek istemeye kalkıştık, sanki kuyruklarına basılmış gibi, tabiri caizse, efendim, feveran ediyorlar.

ali suat ertosun: ama iddia ediyorum, mesela, antalya başsavcısını değiştirecez deyin, vallahi kavga etmezler. etmezler! ama, kalkıp da istanbul'daki filan yer (beşiktaş) savcısı filan savcı deseniz birbirine giriyorlar.

ali suat ertosun: yani bilmiyorum bu saatten sonra ne yapılır ne yapılmaz. tabi mücadele etcez yani.
önce asker yönetiyor bu ülkeyi dediler sonra elitist bir kısım kemalist sonra da yargıçlar...

bunca yıldır bir siz yönetmediniz de herkes mi yönetti arkadaş? özelleştirmeyi yapan amerika'Nın üstlerini kullanmasına izin veren, işine geldiğini aslı astarı olamayan savlarla dolu iddianamelerle içeri tıkan da hsyk idi di mi?
ülke önündeki tek engeldir. bir kaldırsak abd'yi bile geçeceğiz.
hâkimler ve savcılar yüksek kurulu; adli ve idari yargı hakim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. adalet bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hâkimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar. ayrıca anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
kesinlikle ideolojik davranan kurum. ahmet necdet sezer'den yadigar kaldı resmen.
şu örneği paylaşmak isterim, zekeriya öz hepimizin bildiği özel savcı, ergenekon davasını üstlenmiştir. türk hukuk tarihinin en uzun iddianamesini hazırlamış ve davanın peşinde koşmaktadır. bu esnada bir savcıya verilen maksimum sayıda davayı da üstlenmiştir amma velakin bu kurul kendisine haddinden çok çok fazlaca dava yönlendirmiştir. sınırın çok üzerinde bir sayıda dava ile ilgileniyor kendisi, bir nevi ayağını kaydırmaya çalışıyorlar.
sokaktaki vatandaş olarak tek istediğim kirli ne varsa çıksın ortaya..! ceza ne ise uygulansın kimliğine bakılmadan!
ayrıca hukuku bu kadar ayak altına almaya kimsenin hakkı yoktur, yargı yürütmenin yerine geçemez!
12 eylül 2010 tarihinde halk oylamasına sunulacak olan anayasa değişiklik paketinde şu değişikliklere uğrayacak olan kurum:

1. değişiklikle hsyk'nın halen 7 olan asıl üye sayısı 21'e, 5 olan yedek üye sayısı ise 10'a çıkarılıyor.

2. hsyk'nın dört asil üyesi, yüksek öğretim kurumlarının hukuk, iktisat ve siyasal bilimler dallarında görev yapan öğretim üyeleri, üst kademe yöneticileri ile avukatlar arasından cumhurbaşkanı'nca belirlenecek.

3. bir asil ve bir yedek üyesi anayasa mahkemesi raportörleri arasından anayasa mahkemesi'nce seçilecek.

4. üç asil ve iki yedek üyesi yargıtay üyeleri arasından yargıtay genel kurulu'nca seçilecek.

5. bir asil ve bir yedek üyesi danıştay üyeleri arasından danıştay genel kurulu'nca seçilecek.

6. yedi asil ve dört yedek üyesi birinci sınıf olup, birinci sınıfa ayrılmayı gerektiren nitelikleri yitirmemiş adli yargı hakim ve savcıları arasından adli yargı hakim ve savcılarınca seçilecek.

7. üç asil ve iki yedek üyesi ise, idari yargı hakim ve savcıları arasından idari yargı hakim ve savcılarınca seçilecek.

8. üyeler dört yıllığına seçilecek ve üyelik süresi dolan tekrar seçilebilecek.

şimdi bir düşünelim...

toplam 21 asil ve 10 yedek üyenin;

cumhurbaşkanı > 4 asil üyesini.

anayasa mahkemesi > 1 asil 1 yedek üyesini.

yargıtay genel kurulu > 3 asil 2 yedek üyesini.

danıştay genel kurulu > 1 asil 1 yedek üyesini.

adli yargı hakim ve savcıları > 7 asil 4 yedek üyesini.

idari yargı hakim ve savcıları > 3 asil 2 yedek üyesini seçecek.

adı üstünde "hakimler ve savcılar yüksek kurulu" yani hakim ve savcıların kaderlerini tayin eden ve ülkenin hukukî temellerini kuran bir kurul ve bu anayasa paketi ile tüm hukukî kurumlar bu kurula üye seçebilecek!

şimdi bir düşünelim bakalım, hsyk daha demokratik ve daha adil bir işlerlik kazan mıyor mu?
http://www.internethaber....yir-kitapcigi-287193h.htm

hsyk yı parti zihniyetiyle yürüten üyelerden oluşan kurumdur. bu tavırlarıyla söz konusu üyeler tamamen güvenirliklerini kaybetmiştirler. birileri bunlara 'siyaset yapacaksan cübbeni çıkar' dediği zaman da itiraz ederler.
referandumun sonucunun ''evet'' çıkması durumunda yönetiminin hükümete geçeceği kurum. * * *
dar alanda kısa paslaşmalar yapan, hiyerarşi'nin kişilerin isteklerine göre nasıl işlediğine dair tarih kitaplarında bahsi geçecek örnek kurum.
hsyk nın tımar edilmesi ülke yararınadır.
(bkz: http://www.milliyet.com.t....2010/1286499/default.htm)
TÜRKiYENiN ORDU VE YARGIYLA iLE BiRLiKTE EN YOZLAŞMIŞ VE DE ATEiST iNSANLARIN ELiNDE OLAN,EN BOKTAN KURUMU
toplu istifa kararı almış kurum.

http://www.hurriyet.com.t...ndem/16011198.asp?gid=373
bugün topluca istifa etmişler, chp'nin meclisteki milletvekili sayısını düşürerek büyük güş kaybettirmişlerdir. halbuki cehapeli kurmayları ile birlikte daha çok çalışacaklardı.
yeni seçilen üyelerine, 2011 model Renault marka makam aracı ile şoför tahsis edildi. Ayrıca, 17 katlı yeni binalarında makam odası ve sekreter de verildi.. artı olarak da maaşlarına 2 bin TL zam geldi. asgari ücretin brüt 760,50 tl olduğu bir ülkede, yoksulluğun, açlığın ve işsizliğin boy gösterdiği bir ülkede, yeni değişen belli bir kesimin olanaklarında bu derece artış olması komik midir? değildir tabi..
20 adet röno flulence,
20 adet şoför(14'ü badem bıyıklı)
maaşlara 2000'er tl ek zam,
yeni bina(17 katlı)...

tüm bunlarlı elde etmiş birisi için hsyk üyeliği yapmak çocuk oyuncağı...paha biçilemez.