bugün

üzerinden çok zaman geçtiği ve zaten başlı başına osuruktan olduğu için tartışılması yeni zamanı kaybetmeye yarayan bir konudur.
oylamanın tamamen siyasi amaçlar doğrultusunda yapılan bu yarışmada dördüncülük tebrik edilmesi gereken yerdir.
Eurovision tarihinde bir ilk olarak, yalnızca vokalistler tarafından söylenen dandik bir şarkının 4. olması durumudur. o tırt kıyafetimsi şeyi giydirmişler üstüne, sahnenin ortasına da koymuşlar bir tarafını açsın diye. bu sene de yedi avrupa, hadi bakalım...
almanya'nın yenilmesinin payı büyüktür tabii...
hak etmiştir oh olsundur. aylarca beynimizi ziktiler her yerde aynı şarkı daha yarışma olmadan birinci olmuş gibi sevinmeler zartlar zurtlar falan iyi oldu ben beğendim bu sonu.. alakalı olarak (bkz: dereyi görmeden paçayı sıvamak)
şerefli ikincilikler kavramını ortaya çıkaran güzel ülkeme bu dördüncülük çok biledir.
turkan saylan' in olumune sevinecekken uzen.
eurovisionu milli mücadele sanmaktır. altı üstü birkaç çıplak kadının, tombul ama sesi güzel hatunlarla,t iki beylerin milletimi temsil ediyorum edalarında döktürdüğü şarkı, sahne şovu yarışmasıdır. onu da geçtim o kadar ciddiye alınıyosa ses mixerleri olmadan da düzgün şarkı söyleyebilecek birini koymak daha akıllıca olurdu.ama savaş bu yenildik *
dünyanın sonudur, kıyamet alametlerindendir.
bir boru sesi mi duydum ne? *
yanlış bir düşüncedir.hem ayrıca;
hani hadise eurovision dan önce hadiseydi... vücut muhteşemdi, ses kadifeydi, çuval giyse yakışırdı... ne oldu şimdi? kız dördüncü oldu diye millet başladı kilo almış, bacakları tombullaşmış, yok sesi berbatmış...
dördüncülük kayıp değildir. siyasi bir yarışmaydı bu. hadise elinden geleni yaptı. * * *
eurovision u kaybetmek şeklinde bir olay olduğuna inanan bünyelerin sanrısıdır.

birinci olamamak, yirmi beş ülkenin yarıştığı bir organizasyonda kaybetmek değildir, sonuncu da kaybetmiş değildir zaten.
yarışmayı o kadar nitelikli parçalar varken onların daha üstünde bir derece ile 4. bitirmiş olması durumudur. dünyadaki müzik zevki olmayan milyonlara teşekkür etmesi gereklidir, jüri sadece müzisyenlerden oluşsaydı en diplerde bir yerde olacaktı çünkü.
futbolla ilgilenenler hatırlayacaktır; 98 yılında fransa - brezilya dünya kupası finali oynadı. çok spekülasyon dolu maçta zidane ve arkadaşları 3-0 gibi ezici bir skorla brezilya'yı uğurluyordu. ardından iş o kadar tartışıldı ki, brezilya'da mahkemeye kadar düştü...

meşhur ronaldo(hani şu dişlek olan) ifade verirken sordular; "x'i sen tutacakmışsın, ama tutmamışsın doğru mu?"

ve bu sorudan sonra ronaldo patlar; "x'i kimin tutması gerektiğini hatırlamıyorum... bakın..."

(ki sözlerini ha finalde kaybetmiş ha gruptan çıkamamış gözüyle bakan, sadece kupayı isteyen, hedefleyen bir ülkede söylediğine dikkat çekerim)

"bakın... futbolda... hayır tüm sporlarda... kaybedersin veya kazanırsın... biz kaybettik çünkü gol atamadık... biz kaybettik çünkü iyi oynayamadık... biz kaybettik... çünkü kazanamadık..."

umarım bu kısa anekdot yeterli bir şekilde göstermiştir durumu...
kaybedecegini bilse yine o elbiseyi giyermiydi diye sormak istedigim durumdur. olayın lahını almanlar hatunu striptiz yaptırarak zirve yaptılar bundan sonra sahnede sevişmeyen ben şov yaptım demesin.
kazanma olasılığını düşününce çok ta şaşırtmayan hadise dir. neyse ki kötünün iyisi olarak 4. bitirmiştir.
ALEXANDER RYBAK kisisinin kazanmasi kadar dogal bir hadisedir. *
eurovision, sadece iki kişinin ya da ülkenin yarıştığı bir organizasyon olmadığı için kadük kalmış önerme.

tabi, bu mantıkla 1. olmayan her ülke eurovision'u kaybetmiş sayılacaktır ki, o da mümkün değil.

son tahlilde, 25 ülke içinde 4. olmak kayıp değildir. işin özü budur.
(bkz: burda olsada teselli etsem)
hadisenin dum tek tek olmasıdır.
dördüncü olmayı kaybetmiş sayan zihniyetin uydurmasıdır.
ilk beşe girilmiştir, beğenilmemektedir.
iyi söyleyemediğindendir. bir de ülke ülke gezdirirseniz o güzelim hatunu böyle olur sonu, incindi zavallı... eşşekler!!!!
25 ülke arasında 4. olmak kaybetmek değildir. gayet güzel sonuçtur.
ermenistan'a bizden tam puan gitmemesi ayrıca sevindiricidir.
ermenistandan ve yunanistandan bize puan gelmesi ve her ikisine de bizden puan gitmesi daha daha güzeldir.
azerbaycan'ın aldığı derece pek daha güzeldir.
eurovision da birinci olmak için sertap erener olmak gerektiğini bizlere öğretmiştir. şöyle bir sertap erenerin birinci olduğu yılı hatırlıyorum da o zamanda komşu komşuya veriyordu, biz kıbrısla kavgalıydık, komşularımızla küstük, kuzey kuzeye güney güneyeydi ama gel gör ki birinci olduk. sertap ın söylediği gibi "eğer gerçekten güzel bir şeyler yaparsak bütün kapıları açarız." hadisenin şarkısı, sesi, şovu ile sertabı karşılaştırdığımızda birinci olmayı zaten hak etmeyen hadise nin, kendi adına iyi bir sonuç aldığı gün yüzü gibi ortadadır. gel gör ki, hadise gibi kariyeri 3 şarkıdan ibaret ve ses kalitesi teknolojinin olanakları ile düzeltilen birinden birincilik bekleyen türk ekibine saygı duyarım...
kaybetmek kişiden kişiye göre değişir.

önemli not:eurovision da 42 ülke değil 25 ülke vardır * ama 42 ülke oy kullanır.
türk'ün türk'ten başka dostu yoktur sözünü kanıtlayan bir sonuçtur. aldığımız tüm oyların yurt dışında yaşayan gurbetçilerimizden geldiği gerçeği bu sözü kanıtlar. azerbeycan dışında hiçbir komşumuzun bize adam gibi puan vermemesi hatta bosna'nın bile oy vermemesi düşündürücüdür.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar