bugün
- sözlük kızından gelin olmaz15
- hamas bir terör örgütüdür9
- arkadaşlar sizden bir şey rica edebilir miyim15
- sözlük yazarlarının tatlıları8
- alınan en güzel iltifat14
- kızımın kiminle yatıp kalktığıyla ilgilenmezdim9
- şehirler arası aşk yaşamak8
- ağaç gövdesi gibi bacakları olan kadın11
- vatandaşlık farkı alan otel21
- sözlükte ateist gibi takılan yahudiler9
- cumaya gidenlerin çok azalması14
- ayça tilki9
- bik bik'in balona binmesi34
- anın görüntüsü13
- 170 boyunda olduğum için hep reddedildim23
- sabah aç karnına içilen bira13
- 1 m dolara bu bebeğe sertçe tokat atar mısınız11
- bir kadının yemek ısmarlaması14
- ideal duş alma sıklığı14
- türkiyede çok abartılan arabalar8
- futbolcu ismiyle nick almak10
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi15
- icardi190524
- artificialintelligence15
- icardi1905 silik olsun kampanyası17
- kız mı erkek mi belli olmayan yazarlar8
- adanada polisin saldırganın ayağına sıkması14
- icardiyi tokat manyağı yapmak12
- yol bitimindeki kuytu mekan8
- suriyeliler suriye'ye dönsün9
- erkeğe ne hediye alınır31
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız17
- uzağı göremeyen insan9
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım18
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı15
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
Rönesans, yani yeniden doğuş... Pekiyi, yeniden doğan nedir? 4. yy'dan 14. yy'a değin süren bin yıllık karanlık bir dönemden sonra, yeniden doğan insandır; insanın değer kazanması, insana değer veren düşüncenin yeniden doğuşu... ki temel felsefenin yeniden egemen oluşudur. Hümanizm ve idealizm.
Yunancada ideinsözcüğünün anlamı görmektir. Platon, nesneleri "oldukları şey" yapan biçim anlamında ideasözcüğünü kullandı.Aristo, idea yerine eidos, yani biçim sözcüğünü koydu. Aradaki ayrım şuydu: Platon'un maddesiz nesneleri idealar zihin dışı; Aristo'nun olgular; değişse de değişmeyip aynı kalan nesnelerin özü idealar ise zihinsel kavramlardı.
Eski Yunan sanatçıları çevrede görülenleri, nesneleri yansıtırken, en yetkini elde etmek çabası gösterdiler. Bir anlamda tanrının zihnindeki kavramlara ulaşmaya çalıştılar. Tanrı dünyayı zihnindeki bu kavramlara dayalı olarak biçimlendirmişti çünkü. Sanatçılar da tanrının dünyayı yaratırken kullandığı biçimlere ulaşmayı erekledier. Sanat tekniğini çok iyi bilmelerinden yararlanarak, zihinlerindeki kavramları gerçekleştirmeye çalıştılar. içeriğe ağırlık veren parlak betimlemeler yaptılar. Ölçüleri yerinde, oranlamaları denk, öz-biçim uyumu sağlanmış, özetle plastik güzellik ya da plastik olgunluk kavramını örnekleyen yapıtlar verdiler.
Rönesans sanatçıları da aynı çabayı gösterdiler. Üstelik, 2 boyutlu yüzey üstüne 3. boyut yanılsamasını sağlayan bir teknik bulunmuştu: perspektif. plastik güzelliğe ya da plastik olgunluğa erişmeyi daha da olanaklı kılan bu teknik. ve elbette bu teknikle birlikte, oran, ölçek gibi, insan zihninin ürünü kavramlar daha da önem kazandı.
Daha doğrusu, matematik önem kazandı. Rönesans sanatçılarının atölyelerinin giriş kapısının üstünde, "matematik bilmeyen bu kapıdan içeri giremez" yazıyordu. çünkü güzel olanlar ülküsüne, ideale ulaşmayı matematik hesaplamalar sağlıyordu.
Albrecht Dürer(1471-1528), insan yüzünden ne tür biçimsel değişiklikler yapılabileceğini matematik hesaplamalarla saptamak uğraşındaydı. Leonardo Da Vinci (1452-1519) ise, çirkin yüzler üstüne deneysel çalışmalar yapıyordu. Güzel oranlar ülküsüne uygun portre ve figürler çizebilmenin kuralları ortaya çıkıyordu böylece.
Güzel oranlar ülküsü, bir başka deyişle, idealizm dışlanınca,komik/gülünç ya da fantezi surat ve bedenler ortaya çıkıyordu. ya da isterseniz, çarpık figürler...
(Kaynak: Karikatür, Önder Şenyapılı, s.13-14, odtü yayıncılık. 2003 Ankara)
Yunancada ideinsözcüğünün anlamı görmektir. Platon, nesneleri "oldukları şey" yapan biçim anlamında ideasözcüğünü kullandı.Aristo, idea yerine eidos, yani biçim sözcüğünü koydu. Aradaki ayrım şuydu: Platon'un maddesiz nesneleri idealar zihin dışı; Aristo'nun olgular; değişse de değişmeyip aynı kalan nesnelerin özü idealar ise zihinsel kavramlardı.
Eski Yunan sanatçıları çevrede görülenleri, nesneleri yansıtırken, en yetkini elde etmek çabası gösterdiler. Bir anlamda tanrının zihnindeki kavramlara ulaşmaya çalıştılar. Tanrı dünyayı zihnindeki bu kavramlara dayalı olarak biçimlendirmişti çünkü. Sanatçılar da tanrının dünyayı yaratırken kullandığı biçimlere ulaşmayı erekledier. Sanat tekniğini çok iyi bilmelerinden yararlanarak, zihinlerindeki kavramları gerçekleştirmeye çalıştılar. içeriğe ağırlık veren parlak betimlemeler yaptılar. Ölçüleri yerinde, oranlamaları denk, öz-biçim uyumu sağlanmış, özetle plastik güzellik ya da plastik olgunluk kavramını örnekleyen yapıtlar verdiler.
Rönesans sanatçıları da aynı çabayı gösterdiler. Üstelik, 2 boyutlu yüzey üstüne 3. boyut yanılsamasını sağlayan bir teknik bulunmuştu: perspektif. plastik güzelliğe ya da plastik olgunluğa erişmeyi daha da olanaklı kılan bu teknik. ve elbette bu teknikle birlikte, oran, ölçek gibi, insan zihninin ürünü kavramlar daha da önem kazandı.
Daha doğrusu, matematik önem kazandı. Rönesans sanatçılarının atölyelerinin giriş kapısının üstünde, "matematik bilmeyen bu kapıdan içeri giremez" yazıyordu. çünkü güzel olanlar ülküsüne, ideale ulaşmayı matematik hesaplamalar sağlıyordu.
Albrecht Dürer(1471-1528), insan yüzünden ne tür biçimsel değişiklikler yapılabileceğini matematik hesaplamalarla saptamak uğraşındaydı. Leonardo Da Vinci (1452-1519) ise, çirkin yüzler üstüne deneysel çalışmalar yapıyordu. Güzel oranlar ülküsüne uygun portre ve figürler çizebilmenin kuralları ortaya çıkıyordu böylece.
Güzel oranlar ülküsü, bir başka deyişle, idealizm dışlanınca,komik/gülünç ya da fantezi surat ve bedenler ortaya çıkıyordu. ya da isterseniz, çarpık figürler...
(Kaynak: Karikatür, Önder Şenyapılı, s.13-14, odtü yayıncılık. 2003 Ankara)
güncel Önemli Başlıklar