bugün
- hazreti meryem olduğunu iddia eden kadın37
- insan olmaya ceyrek kala23
- eski yazarları özlemek14
- fenerbahçe'nin ligden çekilmekten yine vazgeçmesi12
- chp'nin kölesi olmak11
- üsküdar da açık alanda mastürbasyon yapan adam17
- karabük üniversitesi13
- zalbert ramstein tipi yıkıklık13
- yazarların elit zevkleri17
- 31 mart 2024 yerel seçim sonuçları14
- ırkçılığın kötü bir şey olmadığı gerçeği19
- sözlük erkekleri sözlüğün kanseridir18
- oruç tutmayan müslüman18
- moskova saldırısını yapanların türkiyeden geçmesi14
- sözlüğün en güzel kızı belli oldu16
- dedikodu yok mu dedikodu diyen kadın yazar13
- yolda çırılçıplak bir kadın görsen ne yaparsın15
- kutsal perşembe ritüeli11
- 2024 yerel seçimleri12
- ab'ye girmek için tüm tavizleri vermeliyiz12
- dünya ilahi bir gücün kontrolünde mi9
- şeriate göre lgbt'nin hükmü16
- allahın insan suretine bürünmesi imkansız mı15
- sahurdayız uludağ sözlük17
- en iyi çikolatalı gofret markası15
- yazarların 2010lu yıllarda en sevdiği 3 yıl25
- anın görüntüsü8
- icardi190544
- bir sözlük kızını sahiplenmek17
- hollanda da ineğe hallenen gurbetçi16
- icardi1905 silik olsun kampanyası13
- kastamonu da kafasına ampul takıran akp'li genç16
- iftara sözlük yazarı alsanız menü tavsiyesi10
- iftara davet edilecek sözlük yazarları23
- heykele tecavüz eden adam8
- kendisini otorite sanan yazarlar9
- ideal erkek fiziği anketi33
- emekliler ek iş yapsınlar diyen mhp'li vekil13
- dinsiz olmakla övünen yavşak13
- manyak olmaya karar verdim21
- kadınlar beni neden hep reddediyor14
- laftan anlamaz sözlük yazarları8
- kuresel ikinma'nın artık eskisi kadar yazmaması9
- et fiyatlarının insanları çıldırtmıyor oluşu8
- karabük10
- akp'ye oy vermeyen emekli şerefsizdir23
- pompanın en cok döndüğü 5 üniversite10
- osideusu kıskanan yazarlar10
- bir sözlük erkeğini öpmek10
- ideal kadın vücudu anketi16
Rönesans, yani yeniden doğuş... Pekiyi, yeniden doğan nedir? 4. yy'dan 14. yy'a değin süren bin yıllık karanlık bir dönemden sonra, yeniden doğan insandır; insanın değer kazanması, insana değer veren düşüncenin yeniden doğuşu... ki temel felsefenin yeniden egemen oluşudur. Hümanizm ve idealizm.
Yunancada ideinsözcüğünün anlamı görmektir. Platon, nesneleri "oldukları şey" yapan biçim anlamında ideasözcüğünü kullandı.Aristo, idea yerine eidos, yani biçim sözcüğünü koydu. Aradaki ayrım şuydu: Platon'un maddesiz nesneleri idealar zihin dışı; Aristo'nun olgular; değişse de değişmeyip aynı kalan nesnelerin özü idealar ise zihinsel kavramlardı.
Eski Yunan sanatçıları çevrede görülenleri, nesneleri yansıtırken, en yetkini elde etmek çabası gösterdiler. Bir anlamda tanrının zihnindeki kavramlara ulaşmaya çalıştılar. Tanrı dünyayı zihnindeki bu kavramlara dayalı olarak biçimlendirmişti çünkü. Sanatçılar da tanrının dünyayı yaratırken kullandığı biçimlere ulaşmayı erekledier. Sanat tekniğini çok iyi bilmelerinden yararlanarak, zihinlerindeki kavramları gerçekleştirmeye çalıştılar. içeriğe ağırlık veren parlak betimlemeler yaptılar. Ölçüleri yerinde, oranlamaları denk, öz-biçim uyumu sağlanmış, özetle plastik güzellik ya da plastik olgunluk kavramını örnekleyen yapıtlar verdiler.
Rönesans sanatçıları da aynı çabayı gösterdiler. Üstelik, 2 boyutlu yüzey üstüne 3. boyut yanılsamasını sağlayan bir teknik bulunmuştu: perspektif. plastik güzelliğe ya da plastik olgunluğa erişmeyi daha da olanaklı kılan bu teknik. ve elbette bu teknikle birlikte, oran, ölçek gibi, insan zihninin ürünü kavramlar daha da önem kazandı.
Daha doğrusu, matematik önem kazandı. Rönesans sanatçılarının atölyelerinin giriş kapısının üstünde, "matematik bilmeyen bu kapıdan içeri giremez" yazıyordu. çünkü güzel olanlar ülküsüne, ideale ulaşmayı matematik hesaplamalar sağlıyordu.
Albrecht Dürer(1471-1528), insan yüzünden ne tür biçimsel değişiklikler yapılabileceğini matematik hesaplamalarla saptamak uğraşındaydı. Leonardo Da Vinci (1452-1519) ise, çirkin yüzler üstüne deneysel çalışmalar yapıyordu. Güzel oranlar ülküsüne uygun portre ve figürler çizebilmenin kuralları ortaya çıkıyordu böylece.
Güzel oranlar ülküsü, bir başka deyişle, idealizm dışlanınca,komik/gülünç ya da fantezi surat ve bedenler ortaya çıkıyordu. ya da isterseniz, çarpık figürler...
(Kaynak: Karikatür, Önder Şenyapılı, s.13-14, odtü yayıncılık. 2003 Ankara)
Yunancada ideinsözcüğünün anlamı görmektir. Platon, nesneleri "oldukları şey" yapan biçim anlamında ideasözcüğünü kullandı.Aristo, idea yerine eidos, yani biçim sözcüğünü koydu. Aradaki ayrım şuydu: Platon'un maddesiz nesneleri idealar zihin dışı; Aristo'nun olgular; değişse de değişmeyip aynı kalan nesnelerin özü idealar ise zihinsel kavramlardı.
Eski Yunan sanatçıları çevrede görülenleri, nesneleri yansıtırken, en yetkini elde etmek çabası gösterdiler. Bir anlamda tanrının zihnindeki kavramlara ulaşmaya çalıştılar. Tanrı dünyayı zihnindeki bu kavramlara dayalı olarak biçimlendirmişti çünkü. Sanatçılar da tanrının dünyayı yaratırken kullandığı biçimlere ulaşmayı erekledier. Sanat tekniğini çok iyi bilmelerinden yararlanarak, zihinlerindeki kavramları gerçekleştirmeye çalıştılar. içeriğe ağırlık veren parlak betimlemeler yaptılar. Ölçüleri yerinde, oranlamaları denk, öz-biçim uyumu sağlanmış, özetle plastik güzellik ya da plastik olgunluk kavramını örnekleyen yapıtlar verdiler.
Rönesans sanatçıları da aynı çabayı gösterdiler. Üstelik, 2 boyutlu yüzey üstüne 3. boyut yanılsamasını sağlayan bir teknik bulunmuştu: perspektif. plastik güzelliğe ya da plastik olgunluğa erişmeyi daha da olanaklı kılan bu teknik. ve elbette bu teknikle birlikte, oran, ölçek gibi, insan zihninin ürünü kavramlar daha da önem kazandı.
Daha doğrusu, matematik önem kazandı. Rönesans sanatçılarının atölyelerinin giriş kapısının üstünde, "matematik bilmeyen bu kapıdan içeri giremez" yazıyordu. çünkü güzel olanlar ülküsüne, ideale ulaşmayı matematik hesaplamalar sağlıyordu.
Albrecht Dürer(1471-1528), insan yüzünden ne tür biçimsel değişiklikler yapılabileceğini matematik hesaplamalarla saptamak uğraşındaydı. Leonardo Da Vinci (1452-1519) ise, çirkin yüzler üstüne deneysel çalışmalar yapıyordu. Güzel oranlar ülküsüne uygun portre ve figürler çizebilmenin kuralları ortaya çıkıyordu böylece.
Güzel oranlar ülküsü, bir başka deyişle, idealizm dışlanınca,komik/gülünç ya da fantezi surat ve bedenler ortaya çıkıyordu. ya da isterseniz, çarpık figürler...
(Kaynak: Karikatür, Önder Şenyapılı, s.13-14, odtü yayıncılık. 2003 Ankara)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar