gündüzler kısalıp geceler uzamaya başlayınca, yavaş yavaş bütün bünyeyi saran hüzündür.

çok mühim bir konu bu dostlar..

kuzey yarım küre'de yaşayan insanlarda, 21 haziran'dan sonra başlar bu duygu. 21 haziran günü en uzun günü yaşadıktan sonra, gündüzler yavaş yavaş, hiç çaktırmadan kısalır kısalır kısalır... ilk başlarda pek problem yoktur. gündüzler hala uzun, geceler hala kısadır. taa ki; 23 eylül gelene kadar. 23 eylül gelir, gece ve gündüz süreleri eşitlenir. işte bu eşitlenme olayı, insana ilk darbeyi vurur. daha sonrasında ise, saatlerin geriye alınması bünyede kapanmaz yaralar açar. son darbe ise, aralık ayı içinde gelir. gündüzler artık iyice kısalmış, hava erkenden kararmaktadır ve 21 aralık günü tavan yapar. bu gün en kötü gün olmakla birlikte, güzel günlerin habercisidir. artık gündüzler uzayacak, geceler ise kısalmaya başlayacaktır...

(bkz: akşam oldu hüzünlendim ben yine)
(#6812378)
kis sezonunda guney yarim kurede olma istegimi arttiran durum.
21 hazirandan sonra kaplar insanı bir hüzün. 23 eylülün gelmesiyle eşitlenir herşey, ancak ondan sonra daha da kararır insanın içi..Ah 21 aralık gelse ve birden geçse, herşey değişse der içteki ses. Nede olsa kuzey yarım küredeyiz bu tarihlerde bunların olması normal..
kucuk bir ilcede yasıyorsanız ve kızsanız eve en fazla 3 saat once girmenizi gerektiren durum.
(bkz: söke)
gecelere akan insanlar için, akmayan insanlara hava atmaya yarayan hüzün çeşitidir.
bitti o sevda kesildi çığlıkları martıların
su gibi bitti, suya karşıt gibi bitti
itti kıyıyı adına deniz dediğimiz şey
unuttuk ikimiz de her türlü yetinmezliği
kaybetti kumarda gözlerim
kaybetti kumarda gözleri.

bir koru rüzgârlandı göğüs boşluğumuzda sanki
uzaklaştı ağaçlar birbirlerinden
yakınlaştı ağaçlar birbirlerine
yani her soluk alıp verişimizde bizim
bir mekik gibi kalbin
bir mekik gibi kalbim
işleyip durdu bu yitikliği yeniden.

ne kaldı
farkında mısın bilmem
gündüzler..
gündüzler biraz azaldı.

edip cansever
belkide o da gereklidir. kısılmamaktan ise aynı olmuş olsa hayat monotonlaşır bide kışın habercisi,

karlar yağar.. yağar yağar ağlarım sevdiğimi.. diye devam eden insanın kimyasalına etki eden de vakadır.
kötü bir durumdur. insanın evden çıkası gelmez.
gündüzler uzamaya başladığında geldiği gibi gider.
çok üzücüdür. insanı psikolojik olarak çökertir. havaya bakıyorsun, zifiri karanlık; saate bakıyorsun, 17:00.
Terkedilme hüznüdür, yaz seni terketmiştir.
geceleri onu daha fazla düşünmeye başlamanın verdiği hüzündür.
gündüzlerle değil, gecelerle yaşayan insan için sorun olmayan eylemdir.
"akşam, yine akşam, yine akşam... "

(bkz: ahmet haşim)
(bkz: şafak 2)
hele de yaz bok gibi geçtiyse "al işte kış, günler de kısaldı." diye daha bir hayıflandırır.
her gun iki dakika iki dakika sayarak iyice derinleşen hüzün.
yağan yağmurlardan, dökülen yapraklardan sonra günler git gide kısalmaktadır. ve belki de şu dizelerin kehaneti gerçekleşir.

Sinem - Yağmur
Albüm: Son

Senden çok uzakta bir yerlerdeyim
Bazen sevinç kederlerdeyim
inan tatlım kandım senin aşkına

Her yağmur yağdığında
Gözlerin hep aklımda
Adını ne zaman ansam
Yağmur yağar buralara

Kısacık bir aşktı bu yaşadığımız
Tatlı bir oyundu oynadığımız
Sence başka ne olabilir bu
Bence üzerimize yağan bir yaz yağmuru

-son-

(bkz: ağlatacaksınız lan beni)