bugün

gözlüklü insanın problemi, sorunu değil bildiğin dramı aşağıda sayacaklarım.

1. çorba, çay, kahve gibi sıcak şeyleri kaseye, bardağa koyarken buğulanan camlar yüzünden nereye döktüğünü görememek.

2. Soğuk bir kış günü dolmuşa binince gözlüklerin camlarının buğulanması, hem rezil bir görüntü hem geçmek bilmiyor dolmuşta geçen dakikalar felç.

3. Yağmura tutulduğunda yanında gözlük silme bezi de yoksa tüm gün benekli benekli görürsün etrafı, şemsiyen de yoksa camlar lekelendikçe önünü göremezsin.

4. Denize girdiğinde önünü göremezsin, yosunları köpek balığı bile sanabilirsin.

5. Gözlerin ilerlemiş ve camları değiştirmeye üşeniyorsan kopya bile çekemezsin.

6. Yazın çerçeve burnuna iz yapar.

7. Namaz kılarken secdeye varınca gözlüklerin camlarının lekelenmesi.

8. Sevgilin de gözlüklüyse öpüşemezsin.

Estetik zevk için takanların tüm bunları nasıl göze aldıklarını merak ediyorum.
+1 le katıldığım hede , ilave olarak büyük çerçeveli gözlük modeli kullanan insanlar gözlüklü bir insanla selam verip öpüşmeye çalışınca gözlük kırılmasına kadar giden iş.
marjinal olmak için markalı gözlüklerden kaçının demek istiyorum
gece tuvalete kalktığında refleks ile gözlük takan birisi olarak bu zorlukların hepsiyle karşılaşıyor bütün gözlüklü insanlar ama öyle bir alışkanlık haline geliyor ki artık kimse bunları sorun olarak görmüyor.
-yağmurlu havalarda gözlük kullanamaz.

-soğuk ortamdan sıcak ortama geçince buğulu gözlüğünü silmek zorunda kalır.

-rimel sürer, aynaya bakar çok tatlı olmuştur, ama gözlüğünü unutmuştur garibim. gözlüğü bir takar, kirpikleri silecek gibi gözlük camına sürter durur, gözünü açıp kapamayamaz ve en sonunda rimeli temizlemek zorunda kalır.

-gözlüğü kendisine yakıştırmıyorsa zaten en büyük dram budur.
gözlük kullanmaya başlanılmasının ilk zamanlarında gözlük evden unutulur hele bu evden epeyi uzaklasilinca fark edilirse iste o zaman başlayan dramdir.
benim gibi yakını göremeyenlerdenseniz sorun morun yoktur. çalışırken veya okurken takarsınız, iş bitince çıkarırsınız.
yıllar önce bir sevgilim olmuştu; hani yıldız olsam ilk sana kayardım cinsinden. uzun saçları, dokunmaya kıyamayacağım narin bir teni vardı. gözleri çok güzeldi ve fakat gözlüklüydü'de. ilginçtir o gözlükler o güzelliğe ayrı bir hava, çok denişik bir al beni katıyordu! her zaman lens taktıracağından ya da;gözünden ameliyat olup gözlükten kurtulacağından bahsediyordu. bir kaç kez gözlüksüz gördüm kendisini, Allah'ım benim aşık olduğum ruhuna revan olduğum kız değildi ki! bu. birden bire o çok sevdiğim kızçe çirkin bir insan olmuştu.
özet geçiyorum: gözlük taşıyana* saygı duyun( duyalım) onlar öyle güzel...
eger saclari size benzeyen bir arkadasinizla gozlukleriniz de benziyorsa siz kardesmisiniz sorusuna maruz kalmak.
yakışan var yakışmayan var. sen tut o kıvırcık saçları uzat uzat bonus kafa ol sonra sakal bırak sonra gel siyah kemik gözlük tak olmuş mu olmuş mu olmamış. palyaçoya dönüyorlar işte lens kullan bari. ama yakışana da çok yakışıyor gözlüksüz hali hiç hoş olmuyor.
yatamazsınız o gözlükle. Uykudan önceki anlarınızda o buğulu görüntüyü görmek zorundasınız. Ama iyi yanları da var,
-camın üstünden manalı bakış atabilmek
-gözlük seçimi iyiyse daha yakışıklı görünmek
-canın sıkılınca üflüyorsun böyle burnuna doğru, sonra buğunun yavaşça kaybolmasını seyrediyorsun.
-sevgiliyi güldürmekte işe yarayabiliyor.* kulak kancasına bastırıp çekiyorsun, gözlük kalkıp iniyor. Bunu espri yaparken kullanın çok etkili.
-Hele kulağınızı oynatabiliyorsanız haliyle gözlük de oynuyor, bu da can sıkıntısına birebir. * *
Bu güzel yanları olsa da sadece soğuk yerden sıcak yere geçince buğulanması bile hepsini sıfırlıyor arkadaş.
Bir de benim gibi sol gözünüz normal sadece sağ gözünüz 3 derece miyop ve astigmatsa iç mekanda ihtiyacınız olmuyor en azından.
Böyle bir illettir işte gözlük.
"Kanka versene bi yakışcak mi?" dram budur.
gözlük takmak her yasta her durumda zordur. cocukken arkadaşların dortgoz der optik der. ilk baslarda takmazsin ama zamanla yaşın verdigi mallıkla içine dert olur. her zamanda takamazsin meleti yağmur yagar kar yagar perisan eder seni. eger birde sakarlık varsa her an yapılacak olası yalnis bir hareketle kırılma ihtimali vardir. ne olursa oleun ona mecbursun.
artik zamanin getirdigi guzelliklerden biridir ki bu dram bir yere kadar da olsa mutluluga donusebiliyor. lens hayati olaylastirir mutlu eder. kimse size bulasmaz, kafan rahat olur. oh mis.
gözlük takan insanların gözlüklerinin pis olması nedeniyle yaşadıkları elem dolu anlardır. gözlük bezi vardır ancak yıkamaya üşendiği için pislerdir ve sayıları gittikçe artar. sonra o ıslak tek kullanımlık gözlük temizleme bezlerinden alır. işe yarıyordur. artık dünyayı puslu görmeyecektir. çok sevinir ancak bu mutluluğu da uzun sürmeyecektir. birkaç gün sonra o mendillerin çabucak bittiğini ve ona asla dayanmayacağını görür. eski mendillerini alır ve onları yıkamak için banyonun yolunu tutar. ağlayacağım sözlük.
ani sıcaklık değişimlerinden gözlük camlarının buharlamasıdır. ayrıca yağmurla günlerde eğer bir şemsiyeniz yoksa çok büyük işkence çekeceksinizdir.
Lens de takiyorsa ayni zamanda minimize edilen dramdir.
sürekli dört göz, sniper, dürbün, kör gibi lakaplar takılıyor gözlük sürekli elden ele, gözden göze dolaşıyorsa lens almanızla sonuçlanır.
Kış aylarında çekilmez bir çile.
kışın soğuk ortamdan sıcak ortama girince gözlüğün buğulanması anlatılmaz yaşanır...
kışın dışardan sıcak bir ortama girildiğinde camları buharlaşır.ilk ve sonbaharda yagmur yagarsa ıslanır ve silmesi ayri derttir.yazın denize havuza gidersiniz rahat olmaz.futbol oynarken kırılmasın diye çıkartırsinız önünüzü göremezsiniz.geceleri kalktığınızda gözlügü bulmak gerekir.yoksa önünüzü göremezsiniz.
soğuk havalarda fırında ekmek alırken başlayan dramdır. acıdır. kederdir.
kafa yapısına uygun bir gözlükle dramdan kazanca dönüşebilir.

(bkz: ben)
yaz aylarında da ayrı dertleri olan insandır. güneş gözlüğü takmak ayrı bir dert, denize gidersin ayrı bir dert.
yüzerken kıyıdan el sallayan tipleri tanımamazlıktan gelirsin elinde olmadan.* lens büyük rahatlık ama denizdeki duruma henüz çözüm yok. *
soğuktan sıcağa geçildiğinde camında oluşun buğu diyorum.
Entel görünüm katanlarda mükemmel ama bazıları sürahi nene gibi oluyor hocam.