bugün

kadının kaçıp gitmeden önce kocasını suçlu göstermek için yaptığı planlar mükemmeldi. onun dışında film pek etkilemedi beni. göl evi biraz saçma olmuş, oraya benimde kafam takıldı.

gereksiz uzun olması ve seneryoda ki bazı soru işaretlerinin dışında fena bir film değildi.
gone girl 2014 yılının en iyi filmlerinden biri olmaya aday gibi gözüküyor. film biraz uzun da olsa başları haricinde genelde sürükleyici. hele ki kadının iç yapısının ortaya çıktığı sahnelerden sonra senaryo akıyor.

ancak izlemeden önce uyarmak da gerekir. film, kadınlara bakış açınızı ciddi ciddi değiştirebilecek bir yapıt. hatta olay örgüsü bilinçaltınıza işlerse adamı aseksüel bile yapabilecek bir film.

yalnız kadın, kocası için de neler yapıyor be! kadındaki psikopot azme şapka çıkardım.
Özetle kadının şerrine dikkat çeken film.
psikolojik filmleri sevenlerin rahatlıkla izleyebileceği basit hollywood filmi. başka bir özelliği yok.
kadınların şeytanlığı üzerine bu kadar iyi filim yapılamazdı.
güzel bir senaryoyu, yeterince yoğun işleyememiş olan filmdir. şaşırtıcı hamleler var olsa da, gereğinden uzun bu filmin özellikle ilk bölümünü doldurmak adına daha fazla olay, yahut yeni bir akış ile daha kısa zaman içerisinde aynı olaylar işlenecek şekilde, birim zamana düşen heyecan miktarı artmalıydı hissi veriyor. herşeye rağmen, izleyen pişman olmaz.
Kadina icimden kufrede kufrede ciktigim film. Ayrica yillar ben affleck'ten hicbir sey calmamis hala cok yakisikli karizmatik ve kisa boylu olupta vucudu bu kadar saglam olan nadir erkeklerden.
gerçek bir şeytanlık senaryosu anlatılan film. şimdi eleştirilere geçelim;

--spoiler--
arkadaş şimdi kimse bana kadının yaptıklarını savunmasın. tamam adam haksız tabi ki, ama evliliklerde olabilecek en doğal şeyler başlarına geliyor bunlarında. yani her aldatılan kadın böyle bir senaryo yapacaksa işimiz var.

halbuki al karşına efendi gibi konuş, baktın olmuyor ayrıl gitsin*
ama ben bütün kadınların böyle olabileceklerine inanmıyorum, ya da inanmak istemiyorum.

oyunculuklar bana çok zayıf geldi nedendir bilmem. özellikle ben affleck. buzdolabı gibi durdu bütün film. bide batman olacak siz düşünün gerisini. allahtan batman maske takıyor da mimiksizliğini fazla görmicez.
--spoiler--

yukarıda bir yazar yazmış, "film güzeldi ama sevdim mi sevmedim mi bilmiyorum" diye, ben de aynı duyguları hissediyorum film hakkında.

senaryosuyla falan başarılı bir film izlerseniz bir şey kaybetmezsiniz. *
bir david fincher harikası. sonu askıda kalan filmlere özel ilgim var ve bayılıyorum. ayrıca bir filmi izledikten sonra size anlattıklarıyla, hayatı sorgulayabiliyorsanız o film kesinlikle iyidir dostum. insanlar birbirlerine söyledikleri yalanları mı, tvde çıkan tüm olaylar sonucunda insanların kolayca bir yargıya varabilmesi mi, kadınların ne kadar şeytani varlıklar olduğunu görmemiz * olsun hepsi mükemmeldi. 2 saat bu kadar nasıl hızlı geçti anlamadım. kurgusu, olay örgüsü, karakterler, yönetmen hepsi mükemmeldi.
Film gerçekten güzel.
özellikle evli çiftlerin yakın ama uzak ilişkisini çok iyi anlatıyor.

değerli ama değil.
benim ama değil
gibi karışık duyguları hissettiriyor.

Ben filme nesnel bakamadım çünkü Amy Dunne rolündeki Rosamund Pike eksi kız arkadaşıma aşırı benziyordu.
Bir garip oldum izlerken haliyle. Hatta bir ara Ben Affleck'e kızdım bile...

Neyse film güzeldi arkadaş izleyin.
--spoiler--
bu filmin orjinali "serious moonlight'mış" gibi duruyor. ama yine de bu film serious moonlightın bir tık ötesine geçmeyi başarmış. barney bu filmde de çok zengin, ama mesleğini yine öğrenemedik. belki "amy haklı iyi yaptı" diye düşünebilirdim ama kadın bunu alışkanlık haline getirmiş. hayatındaki üç adama da yapmadığını bırakmadı. bu bakımdan amy "serious moonlight'taki" louise karakterini çok geride bırakıyor. içinde hem gerilim hem psikolojik öğeler barındırması da filmin bir diğer artısı. ben beğendim, izlenebilir.
--spoiler--
ruh hastası bir kadının sevdiği adamı cebren ve hile ile kendine bağlamasını konu alan bir roman ile aynı adı taşıyan bir filmdir. gillian flynn/david fincher ortak yapımıdır. eğer sakin kafayla izlenmezse adamı geçici bir süre "mizojinist" yapabilecek kadar etkileyici bir filmdir.

--spoiler--

amy * gerçekten zeki bir kadın, fakat onu bu kadar zeki gösteren bana kalırsa çevresindekilerin mal oluşu. amy ise normalde kütüphanede bile seks düşünen, kendini öldürmeyi sürekli erteleyen, saklandığı evinde hiç de tekin olmayan kadın komşusu ve sevgilisi tarafından soyulan (ehehehe kaderin cilvesi bu olsa gerek, gerçek kişiliğini gösterdiği anlık bir hata yüzünden paralar uçup gidiyor), bunca yıldır (deyim yerindeyse) gösterip elletmediği zengin ve kendisine aşık olan arkadaşı desi collings'e * bir şekilde kapağı atmayı ve işi bitince de onu öldürmeyi başaran, aslında sanıldığı kadar mükemmel olmayan bir kadın. kısacası çevresindeki süzme gerizekalılardan faydalanmayı iyi bilen birisi. bunu da gerizekalı komşusu noelle hawthorne ile olan ilişkisinden anlayabiliyoruz. onun idrarıyla kendini hamileymiş gibi gösterdi lan!

amy'nin bu kadar kafadan sakat olmasının sebebi ise ailesi. onların gazıyla yıllarca "amazing amy" olmaya çalışmış ve tabii beceremeyince balataları yakmış, kendisine zarar veren insanlardan kendince intikam almaya çalışmış. tabii daha sonra sağlam kayaya (nick) tosluyor ve tıpış tıpış eve dönmek zorunda kalıyor. yine de psikopatlığını nick'e hissettiriyor ve adama neredeyse gözleriyle "eğer benden boşanırsan çükünü keserim" diyor.

filmin başında nick'e * karşı büyük nefret duyuyorsunuz. "ulan kesin kadını öldürdü, cesedi de kız kardeşinin deposunda saklıyor" diye düşünüyorsunuz. hatta öğrencisini * eve atıp ziktiği sahneden sonra kesinlikle nick ile empati kurmayı bırakıyorsunuz. nick canlı yayında linç edildikçe keyifleniyorsunuz. fakat sonra nick avukat tanner bolt * ile bir olup bir anda işleri tersine döndürüyor, bu sefer nick için üzülürken amy'e etmediğiniz küfür kalmıyor. hatta nick bir ara bizim muhsin'e bağlayıp canlı yayında "tülaaaay seni çok seviyom pişmanım dön geri gel" diye yalvarmaya başlıyor.

finalinin ise biraz havada kaldığını belirtmem gerek. o kadın kocişiyle mutlu mesut yaşamamalıydı, bir şekilde acı çekmeliydi. tabii nick öküzün önde gideni olduğu için ondan bu tarz alengirli planlar beklemek saçma olur.

--spoiler--
'' Evlilikte paranın fazla olmasıyla erkeğin gerçek karakteri, paranın azalması durumunda kadının gerçek karakteri ortaya çıkar '' tezine örnek teşkil edecek film, 7,9/10.
insanı sonunda noluyor lan diye düşündürten film.
senenin en iyi filmi olmaya aday film. en az bir dalda oscar gorunuyor.
Basarili bir film. Izleyin.
Bir kadının ne kadar zeki ve tehlikeli olabileceğini Gösteren güzel bir film.
türk tv lerinde nasıl çevirirler acaba türkçeye... gitmiş kız. kız gitti. giden kız. kızlar kızlar gelem mi?
2 buçuk saatlik bir film olmasına karşın sıkmıyor.

bayağı iyi.

lakin sonu daha farklı bitebilirdi.

editto: televizyon ve haberlere yoğun bir eleştiri ve yerme var bu arada. en önemli noktayı da unutmuşum. göz yummayıp editledim.

sevgiler...
Okumak isteyenler için filmin eleştirisi: http://sinemahzen.com/gone-girl/
Amy'nin orospulukta eyşan'ı geçtiği filmdir.
Sonu bok gibi olan filmdir.
Sik gibi bir film amınakoyim bu filmi yapanların izlemeyin abi.
Bu film fincher babanin elinden
çıktığı için izlemeye başlarken oh
sinema keyfi rahatlığıyla kurtuldum
koltuga. sonra bu film yine fincher
babanin olduğu için
semiallahulimenhamide diye kas katı
kaldım oturduğum koltukta.

izlediğim en güzel ve en sinir
bozucu filmdi diyebilirim. bir cok
insan tarafından sevilmez ben
affleck ama iyi oyuncu bence
hakkıni yemeyelim. başrolde kendisi.
ona eşlik eden rosamund pike ise
kusursuz bir performans sergilemiş.
ödül vermek ne kelime bizzat
ellerinle götür. o derece. filmin
hikayesini anlatmayı sevmem daha
cok kendi fikirlerimi soyleyeyim.
senaryo muazzam, müzik başarılı,
gerilim had safhada, heyecan kat
biraz da işte size gone girl.
efendim gerilim türünde benim için
önemli olan kac adet has.ktir!
cektigimdir ve bu filmde havada
uçuştu diyebilirim.

--spoiler--
amy karakteri filmin ilk yarisinda
ah yavrum diye uzuldugumuz
kizken ikinci yarida vay orrrospu
mertebesine ulasiyor. hele eski
sevgilisiyle sevistigi sahnede tam
adam doruklardayken boynuna
nesteri gecirdigi sahne var ki senin
allahin kitabin yok mu diye soka
girebilirsiniz.
--spoiler--

son olarak amerikan reality show
dunyasinin igrencligine bastigi
parmak, evlilik ile ilgili verdiği acı (!)
ders ve müziklerdeki gerilim ile
bbaf (beni benden alan fimler)
ödülünü kazanmıştır.
Ulan bu filmin en etkileyici tarafı izlerken bir buçuk kıymalı pide yemiş olmamdı.