bugün

istiklal Caddesinin bir arka sokağı
Yağmurlu, kasvetli bir günde
"Seni hiç sevmedim aslında" diyorsun.
"Unuttum yaşanmışlıkları"
Susuyorum,
Öylece dinliyorum kendinle çelişmeni
"intikamla ayrılma buradan sakın!"
"intikam mı?" diyorum içimden
Ne intikamı? sevdiğim, ben seni seviyorum.
"Peki" diyorum.
Susuyoruz.
"Geçireyim seni son kez"diyorsun.
"Senden öncede, sonrada, seninleyken de, ben bu yolu hep ben olarak yürüdüm, sana ihtiyacım yok."
"Arkanı dön ve git"
Gidiyorsun.
izliyorum gidişini
Tramvay geçiyor tam aramızdan
Yavaşça ve sessizce yok oluyorsun, o kuru kalabalığın içinde.

Hani bir film dönerken sahnede
Kalabalığın içinde, başrol oyuncusu yürürken
Parlak bir ışık gibi, ilk dikkat çeken o olur.
Lakin ben seni göremiyorum sevdiğim.
Artık sende o kuru kalabalığın bir bütünü oluyorsun.
Sende herkes gibi; sıradan ve basit.

Gidiyorsun
Senden önce nasıl yürüdüysem bu yolu
Yine bir başıma gidiyorum.
"Aşk yok, Sevgi yok"
"Umut yok, beklenti yok"

Sen gittin, ben izledim.
Kaybeden, Kazanan yok
"Gitmek isteyen her zaman terk edilendir."
"Uzatmayayım, bir manası yok..."
aslında giden değil kalandır terkeden,
giden de bu yüzden gitmiştir zaten.

(bkz: murathan mungan)