bugün

(bkz: baba ben erkek arkadaşımda kalıcam)
en güzel örnektir bu duruma
önemli olan o ömrün kaç yıl sürdüğü değil nasıl yaşandığı olduğundan aslında pek de farketmeyendir genç yada yaşlı ölmek.
tüm hayallerin yarım kalmasıdır. gidilecek filmlerin, dinlenecek müziklerin, tanışılacak insanların, yaşanacak mutlulukların ve üzüntülerin yarım kalmasıdır. hayaller vardır, yapılması güç olmayan gerçekleşmesi için sadece zamana ihtiyaç duyulan hayaller. hepsinin biranda yok olmasına sebep olandır. söylenecek sözler vardır ama artık söylenemeden toprak olmuştur. yaşanacak olanlar, yaşanabilecekken yaşanamamış olanlar.. bir mutluluğun yarım kalmasıdır belki de. gencecik bir bedenin toprak olmasıdır, hiç yakışmasa da o bedenle birlikte tüm hayalleri, yaşanamamışlıkları da toprağa emanet etmektir. birlikte yapılacak olan daha nice kahvaltıların son bulmasıdır. keşke ve belkilerin artık daha çok iç içe geçip hayatınızda yer etmesidir. gencecik bir beden toprak olurken, geride kalanların ruhunun hergün ölmesidir.
az yaşamış öz yaşamış arkadaş.
daha pek çok şey yaşayamadan bu güzel hayata veda etmek, 35'e gelemeden ölmektir.
35 yolun yarısıdır, çirkin kadın güzelleşir erkeklerin de saçları kırlaşır daha karizma olurlar.
daha tadılcak pek çok şey varken, erkenden gitmektir..
(bkz: live fast die young)
her ölüm erken ölümdür.
ölümlerin en güzelidir. yaşananlar tadında kalmış, hayat çok yıpratmamış.. uykuya dalıyorsun böyle bir anda..
köprüden önceki son çıkışa girmektir. şu çıkışı göremedik gitti ya neyse mk.
ortalığı dağınık bırakıp gitmektir. oysa ki yapılacak ne çok şey vardı. kalanların toparlaması çok güçtür.
gökhan semiz'e yakışmamış olaydır.
her ölüm acıdır ama genç yaşta ölüm daha acıdır. çünkü yarım kalmışlık demektir.
ölüyorum tanrım
bu da oldu işte.
her ölüm erken ölümdür
biliyorum tanrım.
ama, ayrıca, aldığın şu hayat
fena değildir
üstü kalsın

cemal süreya
en güzelidir. kimseye muhtaç kalmadan. diğer insanları rahatsız etmeden. sürünmeden. saçma sapan haplarla yaşamaktan. insanları daha fazla çekmekten bir kurtuluştur.
Acıdır,ömrün baharında,en güzel zamanında, zamansız acı bir gidiştir.
(bkz: şehit haberleri)
Güzel bir şey aslında. yaşlandığımı ve insanların bana bakmakta zorlandığını görmek istemem. hastaneye gitmek ise intihar etme isteği uyandırıyor.
Daha 18inde kazandığı tıp fakültesine gidememiş onunla hiç konuşmamış tanımamış olmama rağmen ölüm haberini yüreğimde hissettim.
Çok acı gerçekten hayallerini hedeflerini yaşayamadan gençliğe ilk adımlarını atışında ebediyete göç etmesi..
dünya'nın en acı gerçeklerinden bir tanesi.

düşünsenize 19, 20 yaşında daha. kurduğu tüm hayaller, yaptığı gelecek planları, annesinin babasının verdiği emek, ona ilgi besleyen karşı cinsin hisleri, okulu, tüm kıyafetleri. birden boşa gidiyor.
kötüdür, tek iyi tarafı yaşlanıp sağa sola iyice palyaço olmadan ölmektir belki de.
bazıları için kurtuluş, bazıları için ise çok acı olan bi olaydır.
Genç yaşta kanser illeti aldı götürdü. Geriye;
Gözü yaşlı eş
Gözü yaşlı anne
Gözü yaşlı baba
Gözü yaşlı kardeş, dede, babaanne, anneanne, teyze, dayı, hala, amca, kuzen, arkadaş, dost bıraktı.

O kadar şey yazdım sildim ki, yaşadığım acıyı tarif bile edemedim.

Tek söyleyebileceğim ateş düştüğü yeri yakar olacak. Başa gelmeden anlayamıyosun. Çok acı bi durum çoook!
seni hatırlayanların hep en güzel halini hatırlamalarına vesile olur açık ve net.
Bir nevi hayatı bedelli yapmak.
Liseden bir arkadaşımın başına geldi,trafik kazasında kaybettik.Kendisi hayat enerjisi felaket yüksek,hayatı seven,mücadele ruhu çok yüksek ve çoğumuzun fiziksel görünüşüne gıptayla baktığı biriydi.Arkasında acılı bir aile bıraktı,muhtemelen ölmek aklından dahi geçmiyordu ama her şey bir anlık hatayla sona erdi.2.dünya savaşı gazisi bir amerikalı bölüğündeki ölen 20lik gençler hakkında konuşurken şöyle diyordu:”hiçbir zaman evlenemeyecekler,kendi aileleri olmayacak,torunlarını sevemeyecekler, eve dönemeyecekler,hayat onlar için başladığı gibi bitti.”Hayat gerçekten çok acımasız...