bugün
- gecenin şarkısı10
- dinsiz olmak14
- iremga da ki ga'nın anlamı22
- dubai çikolatası43
- herkesin atatürkçü olması22
- kötü davranan erkoya aşık olma sendromu15
- sokak kedisi için para harcayan gerizekalı90
- liseden sonra günyüzü görmemek16
- nasıl bir sevgiliniz olmasını isterdiniz43
- bir trans ile kanka olur musunuz18
- evlenmenin amacı nedir sorunsalı25
- şeytandan bile daha kötü insanlar14
- turşu yeme perileri14
- bir sözlük kızının çoraplarını hediye olarak almak10
- uludağ sözlükte hiç kötü insan olmaması12
- atatürk'ü görünce ağlayanlara allah akıl versin16
- sözlük yazarlarının çayları13
- esenyurt belediye başkanının gözaltına alınması30
- yiyip yiyip kilo alamamak10
- 194 hafta sonra mesaj atan kız18
- anahtar parti19
- bir parfüme 15 bin lira veren ekşici16
- anın görüntüsü17
- bik bik'in tapılası ayakları10
- ben onu adam ederim diyen kız15
- yürümekten keyif alınan caddeler11
- kelimelik12
- playstation 5 pro fiyatları11
- yazarlar ülkeyi yönetse yapacakları işler18
- kadınların konuşmasının yasaklanması12
- tuvaleti temiz bırakmamak15
- queen ravennaya alınabilecek hediyeler8
- mehmet şimşek12
- görücü usulü evlenmek19
- g s'i ermeni uşağıdır11
- queen ravenna'nın halloween bayramını kutlamak14
- stres azaltıcı basit aktiviteler19
- diyete başlamak15
- peşini bırakmayan eski sevgili9
- ela gözlü yazarlar birliği15
- 7 yıl kumarhanede çalıştım soruları alayım36
- kuresel10
- sana ateşli geceler yaşatacağım diyen kız17
- osmanlı bir hanım olmak13
- billie eilish'in sahnede yaptığı hareket9
- sözlükteki şişko kadınlar10
- 28 ekim 2024 galatasaray beşiktaş maçı28
- kombiyi açan sözlük yazarları9
- dünyanın yaşı11
- 65 yaşındaki sözlük abazanı14
bir ayrılış hikayesi
erkek kadına dedi ki:
-seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
erkek kadına dedi ki:
-seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
kadın erkeğe dedi ki:
-baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
ve ben artık
biliyorum:
toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
kadın sustu.
sarıldılar
bir kitap düştü yere...
kapandı bir pencere...
ayrıldılar...
(bkz: nazım hikmet ran)
beş kardeş de güzel bir selam göndermiş ustaya.
https://www.youtube.com/watch?v=tHtliXJLsig
erkek kadına dedi ki:
-seni seviyorum,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp
parmaklarımı kanatarak
kırasıya
çıldırasıya...
erkek kadına dedi ki:
-seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz,
yüzde yüz, yüzde bin beş yüz,
yüzde hudutsuz kere yüz...
kadın erkeğe dedi ki:
-baktım
dudağımla, yüreğimle, kafamla;
severek, korkarak, eğilerek,
dudağına, yüreğine, kafana.
şimdi ne söylüyorsam
karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana..
ve ben artık
biliyorum:
toprağın -
yüzü güneşli bir ana gibi -
en son en güzel çocuğunu emzirdiğini..
fakat neyleyim
saçlarım dolanmış
ölmekte olan parmaklarına
başımı kurtarmam kabil
değil!
sen
yürümelisin,
yeni doğan çocuğun
gözlerine bakarak..
sen
yürümelisin,
beni bırakarak...
kadın sustu.
sarıldılar
bir kitap düştü yere...
kapandı bir pencere...
ayrıldılar...
(bkz: nazım hikmet ran)
beş kardeş de güzel bir selam göndermiş ustaya.
https://www.youtube.com/watch?v=tHtliXJLsig
her şeyi terk ettim / ne aşk ne şehvet
sarışın başladığım esmer bitiyor
anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
dudakları keskin kırmızı jilet
bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
kimi sevsem sensin / hayret
kapıların kapalı girilemiyor
(bkz: attila ilhan)
sarışın başladığım esmer bitiyor
anlaşılmaz yüzü koyu gölgeli
dudakları keskin kırmızı jilet
bir belaya çattık / nasıl bitirmeli
gitar kımıldadı mı zaman deliniyor
kimi sevsem sensin / hayret
kapıların kapalı girilemiyor
(bkz: attila ilhan)
Ben ve dik başım
Bir de kuruyan göz yaşım.
Amy'nin (rahmetli) back to black'inden.
Bir de kuruyan göz yaşım.
Amy'nin (rahmetli) back to black'inden.
iki kurşun carpışınca ne olur demiştin Seviştikten sonra
bir mayis sabahi yine
Camin buğusundaki dudak izlerini temizlerken
Ve bir gitme ertesiydi
Cemre ilk ve son kez düşmüştü dudaklarina hatirla...
Bilirim..parmak uçlarından şiirler damlıyordur şimdi
Çünkü falıma bakan sen değil..gecenin kahpe gölgeleri olacak yine,
nerdesin ve neden yanimda degilsin diye.
dudaklarini ve ellerini gören kim varsa öldüreceğim.
Beni unutma..
saçlarım dağıldı rujum silindi beni unutma
uçurumundan atlayacağım bu gece.
Hatırlarmısın bilmem durağına yalnızlık uğrardı
bazı geceler ürküp gelirdin, yine öyle yap.
Gel.
bir mayis sabahi yine
Camin buğusundaki dudak izlerini temizlerken
Ve bir gitme ertesiydi
Cemre ilk ve son kez düşmüştü dudaklarina hatirla...
Bilirim..parmak uçlarından şiirler damlıyordur şimdi
Çünkü falıma bakan sen değil..gecenin kahpe gölgeleri olacak yine,
nerdesin ve neden yanimda degilsin diye.
dudaklarini ve ellerini gören kim varsa öldüreceğim.
Beni unutma..
saçlarım dağıldı rujum silindi beni unutma
uçurumundan atlayacağım bu gece.
Hatırlarmısın bilmem durağına yalnızlık uğrardı
bazı geceler ürküp gelirdin, yine öyle yap.
Gel.
dışarıda yağmur,
yüreğime hasret,
fikrime sen.
nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden,
bir bilsen.
yüreğime hasret,
fikrime sen.
nasıl yağıyorsunuz üçünüz birden,
bir bilsen.
Erdoğan yoktu,
ateist çoktu,
Erdoğan geldi,
ateisti yendi,
bu güzel takkeleri
bizlere verdi.
ateist çoktu,
Erdoğan geldi,
ateisti yendi,
bu güzel takkeleri
bizlere verdi.
'"Büsbütün unuttum seni eminim / Maziye karıştı şimdi yeminim / Kalbimde senin için yok bile kinim / Bence sen de şimdi herkes gibisin.'" Nazım Hikmet Ran. Edit; imla.
tahir olmak da ayıp değil, zühre olmak da,
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
bütün iş tahir'le zühre olabilmekte,
yani yürekte...
meselâ bir barikatta dövüşerek,
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken,
meselâ denerken damarlarında bir serumu,
ölmek ayıp olur mu?
tahir olmak da ayıp değil, zühre olmak da...
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
seversin dünyayı doludizgin,
ama o bunun farkında değildir.
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak.
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
yani tahiri zühre sevmeseydi artık,
yahut hiç sevmeseydi,
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?
tahir olmak da ayıp değil, zühre olmak da,
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil...
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
bütün iş tahir'le zühre olabilmekte,
yani yürekte...
meselâ bir barikatta dövüşerek,
meselâ kuzey kutbunu keşfe giderken,
meselâ denerken damarlarında bir serumu,
ölmek ayıp olur mu?
tahir olmak da ayıp değil, zühre olmak da...
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.
seversin dünyayı doludizgin,
ama o bunun farkında değildir.
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak.
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
yani tahiri zühre sevmeseydi artık,
yahut hiç sevmeseydi,
tahir ne kaybederdi tahirliğinden?
tahir olmak da ayıp değil, zühre olmak da,
hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil...
Sabah oluyor ne gecesi
Havanın düştü derecesi
En sevdiğim bal markası
Tabi ki de bal deresi.
Havanın düştü derecesi
En sevdiğim bal markası
Tabi ki de bal deresi.
bana yar olmayan devr-i devranin,
izzet-i ikramini sikeyim.
yansin bu ibneler,
su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
ben delimiyim?
mecnun gibi bir am icin cöllere düseyim,
verirse versin , vermezse leyla´yi da sikeyim.
izzet-i ikramini sikeyim.
yansin bu ibneler,
su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim
ben delimiyim?
mecnun gibi bir am icin cöllere düseyim,
verirse versin , vermezse leyla´yi da sikeyim.
Git dediğimde bile,
Gel diye yalvarır dudaklarım. Söyleyemem ağladığımı.
Susuz yoğurulmuş hamurum.
Gel diye yalvarır dudaklarım. Söyleyemem ağladığımı.
Susuz yoğurulmuş hamurum.
Bir kravat boynumda.
Ne zaman ayaklarımın altındaki sandalye,
Çekilecek diye bekliyorum,
Ellerim arkadan bağlandığı için,
Giderken alkışlayamıyorum bu hayatı,
Boynumu kırabilir bu ip,
Ama bil ki,
Gülümseyişime engel değil hiç bir kırılma,
Ki ben.
Sen gittiğinde daha çok kırılmıştım,
Üstelik ayaklarımın altından kaymıştı zaten hayatım.
Ne zaman ayaklarımın altındaki sandalye,
Çekilecek diye bekliyorum,
Ellerim arkadan bağlandığı için,
Giderken alkışlayamıyorum bu hayatı,
Boynumu kırabilir bu ip,
Ama bil ki,
Gülümseyişime engel değil hiç bir kırılma,
Ki ben.
Sen gittiğinde daha çok kırılmıştım,
Üstelik ayaklarımın altından kaymıştı zaten hayatım.
Çık gel bir kez daha yıkıntılardan
Çık gel bir kez daha bozguna uğrat!
Çık gel bir kez daha bozguna uğrat!
Akşam sona ermek üzere. Akşam değil.
Sonra? Sonrası gece. Koylar gördüm
Tanınmamış resuller gibi. Ama ben geceyi
Bilirim. Sonra? Sonrası düşleri,
Bütün düşleri. Küçük bir kuş vurdum,
Topal kaldı Temmuz'da. Sonra?
Sonrası sabah, dağdan indim
Günün yamacına. Baktım o değil,
Değil küsken tanıyan beni.
Komşuları gördüm sonra da,
Bir bildikleri varmış gibi
Akşama bakıyorlar ve geceyi bekliyorlar
Melih Cevdet Anday. evet.
Sonra? Sonrası gece. Koylar gördüm
Tanınmamış resuller gibi. Ama ben geceyi
Bilirim. Sonra? Sonrası düşleri,
Bütün düşleri. Küçük bir kuş vurdum,
Topal kaldı Temmuz'da. Sonra?
Sonrası sabah, dağdan indim
Günün yamacına. Baktım o değil,
Değil küsken tanıyan beni.
Komşuları gördüm sonra da,
Bir bildikleri varmış gibi
Akşama bakıyorlar ve geceyi bekliyorlar
Melih Cevdet Anday. evet.
Şimdi açsam pencereyi de beklesem.
Sen gelsen.
Olmaz ya hani geliversen.
Hiç bir şey sormasan.
Hiç bir şey söylemesen.
Sussam…
Sussan…
Sussak…
Sen gelsen.
Olmaz ya hani geliversen.
Hiç bir şey sormasan.
Hiç bir şey söylemesen.
Sussam…
Sussan…
Sussak…
Cemal Süreyya, Üvercinka
ayaklarına yapışan ağırlıklarla
gözlerine çöken bulutlarla
koşmada herkes….
acı yok.
sevinçler pahalı
huzur uzaklara kaçmış
batan güneşe dalmış kimi gözler
anarcasına, eski bir sonbaharı..
uyuyanların rahatını kaçırmış
karanlığa inat uyuyamayanlar
çok sesli sessizlik yaşanmış
tok karınların şarkılarında
tutarsız cümleler
aksak yürüyüşler
anlamsız anlamlar
yüksek duvarlar
ve kalabalık…
kan kaybetti yine ağır ağır.
ağaçların kulakları artık sağır
gözleri kör tüm bulutların…
* *
gözlerine çöken bulutlarla
koşmada herkes….
acı yok.
sevinçler pahalı
huzur uzaklara kaçmış
batan güneşe dalmış kimi gözler
anarcasına, eski bir sonbaharı..
uyuyanların rahatını kaçırmış
karanlığa inat uyuyamayanlar
çok sesli sessizlik yaşanmış
tok karınların şarkılarında
tutarsız cümleler
aksak yürüyüşler
anlamsız anlamlar
yüksek duvarlar
ve kalabalık…
kan kaybetti yine ağır ağır.
ağaçların kulakları artık sağır
gözleri kör tüm bulutların…
* *
aşık olmadan olmuyor..
Yükselmiyor şehrin karanlığı..
keşke görünseydin gözüme..
bitseydi şehrin aydınlığı..
edit: olacak olacak devam.
Yükselmiyor şehrin karanlığı..
keşke görünseydin gözüme..
bitseydi şehrin aydınlığı..
edit: olacak olacak devam.
sevgimizin bir tanesiydin müjgan.
saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür,
elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti.
ve de her ne hikmetse o da bana gönüllüydü.
öyle bir sevdim ki müjgan’ı,
dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim,
evleniriz gibi geldi bana.
evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar,
fakir soframız kurulur gibi geldi.
sahil bahçesinde gazoz içerekten
gizli gizli mal-ü hülya kurardık.
sonrada çarşılara giderdik.
eşya beğenirdik elden düşme;
aynalı konsolumuz
topuzlu karyolamız bile olacaktı.
müjgan’ın her an her bi daim yanında olacaktım
ama olmadı gitti.
nereye mi ?
paraya gitti abicim paraya
nasılda sevmiştim yıllarca ben seni
her akşam bekledim yollarını
elbet bir gün biz yuva kurarız derken
duydum evlenmişsin sen zengin bir gençle
zengin olsaydım sensiz kalmazdım
her an düşünüp seni hiç ağlamazdım
param olsaydı aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın
nikah resimlerimizi de çektirdiydik.
sonra karpuzcu raşit ağabeyinin
kayınbiraderine borç ederekten
nişan yüzüklerimizi de yaptırmıştık.
ama müjgan takmadı bunu
takamadı uçuverdi elimden.
meğer gizlice altın bir kafes bulmuş kendine.
müjgan’ın gelinliğini hususi diktirmişler,
benim gibi kiralık tel duvak almaya kalkışmamışlar yani
öyle sevindim ki.
mesut ve bahtiyar olsun diye dualar ettim hergece
sonramı ne oldu
müjgan gibi bende
birbirimize ettiğimiz sözleri
ettiğimiz yeminleri unuttum.
bir daha mahalleye gelmedi müjgan, gelemedi.
bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş dediler.
senede birkaç ay zaten avrupa’daymış dediler.
zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler,
unuttum bende unuttum
hiç aklıma gelmedi.
hatırlamıyorum Müjgan’ı
hatırlamıyorum şimdi
Bu şiiride ben yazmadım zaten
Unuttum abi bende unuttum
Hatırlamıyorum şimdi
Müjganın gözleri ne rekti
Ah Müjgan ah gibi bir filmin en yıkıcı yeri bu şiiridir fikrimce kisilere kendinizi koyarsanız isimler bir anda sizin isimleriniz olursa eğer geceye çok yakışan bir şiir olacaktır elbet.
saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür,
elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti.
ve de her ne hikmetse o da bana gönüllüydü.
öyle bir sevdim ki müjgan’ı,
dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim,
evleniriz gibi geldi bana.
evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar,
fakir soframız kurulur gibi geldi.
sahil bahçesinde gazoz içerekten
gizli gizli mal-ü hülya kurardık.
sonrada çarşılara giderdik.
eşya beğenirdik elden düşme;
aynalı konsolumuz
topuzlu karyolamız bile olacaktı.
müjgan’ın her an her bi daim yanında olacaktım
ama olmadı gitti.
nereye mi ?
paraya gitti abicim paraya
nasılda sevmiştim yıllarca ben seni
her akşam bekledim yollarını
elbet bir gün biz yuva kurarız derken
duydum evlenmişsin sen zengin bir gençle
zengin olsaydım sensiz kalmazdım
her an düşünüp seni hiç ağlamazdım
param olsaydı aşkım kalırdın
seve seve yanımda benimle yaşardın
nikah resimlerimizi de çektirdiydik.
sonra karpuzcu raşit ağabeyinin
kayınbiraderine borç ederekten
nişan yüzüklerimizi de yaptırmıştık.
ama müjgan takmadı bunu
takamadı uçuverdi elimden.
meğer gizlice altın bir kafes bulmuş kendine.
müjgan’ın gelinliğini hususi diktirmişler,
benim gibi kiralık tel duvak almaya kalkışmamışlar yani
öyle sevindim ki.
mesut ve bahtiyar olsun diye dualar ettim hergece
sonramı ne oldu
müjgan gibi bende
birbirimize ettiğimiz sözleri
ettiğimiz yeminleri unuttum.
bir daha mahalleye gelmedi müjgan, gelemedi.
bizim dar ve eski sokaklara otomobili sığmıyormuş dediler.
senede birkaç ay zaten avrupa’daymış dediler.
zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler,
unuttum bende unuttum
hiç aklıma gelmedi.
hatırlamıyorum Müjgan’ı
hatırlamıyorum şimdi
Bu şiiride ben yazmadım zaten
Unuttum abi bende unuttum
Hatırlamıyorum şimdi
Müjganın gözleri ne rekti
Ah Müjgan ah gibi bir filmin en yıkıcı yeri bu şiiridir fikrimce kisilere kendinizi koyarsanız isimler bir anda sizin isimleriniz olursa eğer geceye çok yakışan bir şiir olacaktır elbet.
her seçim bir çaredir aslında
asıl çaresizlik verdiğin seçimin
zehirli meyvesidir.
elinden bir şey gelmeyince
kabullenmek kolaydır.
asıl çaresizlik
kendine elimden geleni
yaptım mı diye sormaktır.
çünkü asıl çaresizlik
çareyi geçirmişken eline
avuçlarının içinden kaçırmaktır.
asıl çaresizlik verdiğin seçimin
zehirli meyvesidir.
elinden bir şey gelmeyince
kabullenmek kolaydır.
asıl çaresizlik
kendine elimden geleni
yaptım mı diye sormaktır.
çünkü asıl çaresizlik
çareyi geçirmişken eline
avuçlarının içinden kaçırmaktır.
ay karanlık
maviye
maviye çalar gözlerin,
yangın mavisine
rüzgarda asi,
körsem,
senden gayrısına yoksam,
bozuksam,
can benim, düş benim,
ellere nesi?
hadi gel,
ay karanlık...
itten aç,
yılandan çıplak,
vurgun ve bela
gelip durmuşsam kapına
var mı ki doymazlığım?
ille de ille
sevmelerim,
sevmelerim gibisi?
oturmuş yazıcılar
fermanım yazar
n'olur gel,
ay karanlık...
dört yanım puşt zulası,
dost yüzlü,
dost gülücüklü
cıgaramdan yanar.
alnım öperler,
suskun, hayın, çiyansı.
dört yanım puşt zulası,
dönerim dönerim çıkmaz.
en leylim gecede ölesim tutmuş,
etme gel,
ay karanlık...
(bkz: ahmed arif)
maviye
maviye çalar gözlerin,
yangın mavisine
rüzgarda asi,
körsem,
senden gayrısına yoksam,
bozuksam,
can benim, düş benim,
ellere nesi?
hadi gel,
ay karanlık...
itten aç,
yılandan çıplak,
vurgun ve bela
gelip durmuşsam kapına
var mı ki doymazlığım?
ille de ille
sevmelerim,
sevmelerim gibisi?
oturmuş yazıcılar
fermanım yazar
n'olur gel,
ay karanlık...
dört yanım puşt zulası,
dost yüzlü,
dost gülücüklü
cıgaramdan yanar.
alnım öperler,
suskun, hayın, çiyansı.
dört yanım puşt zulası,
dönerim dönerim çıkmaz.
en leylim gecede ölesim tutmuş,
etme gel,
ay karanlık...
(bkz: ahmed arif)
Sezai karakocun monna rossasıdır öyle olmalıdır benim için hep böyle kalacaktır.
Mutluluğun capcanlı anıtını gördüm geçen gün
Dimdik bir yokuştan çıkıyor
Çok yaşlı bir kadınla bir erkek
Kol kola elele
Dayanmışlar birbirine
Bakışları gülüşleri titrek titrek
Sanki yapışıp kaynaşmışlar
Buruşuk dudaklarıyla öpüşerek
Bakıyorlar gözbebeklerine
ilk günkü gibi ürkek
Kim görse onları inanırdı
Bu aşk sonsuza denk
ilk günkü gibi sürecek
Bir ayrılsalar birbirinden
Sanki ikisi birden
Düşüp birbirinin kucağına
Hemen oracıkta can verecek
Her ilk aşk böyle bitecek sanılır
Sonu düş kırıklığı olsa bile
Mutluluk anıtına inanılır
En güzel aldanıştır aşka inanmak.
Aziz Nesin. evet
Dimdik bir yokuştan çıkıyor
Çok yaşlı bir kadınla bir erkek
Kol kola elele
Dayanmışlar birbirine
Bakışları gülüşleri titrek titrek
Sanki yapışıp kaynaşmışlar
Buruşuk dudaklarıyla öpüşerek
Bakıyorlar gözbebeklerine
ilk günkü gibi ürkek
Kim görse onları inanırdı
Bu aşk sonsuza denk
ilk günkü gibi sürecek
Bir ayrılsalar birbirinden
Sanki ikisi birden
Düşüp birbirinin kucağına
Hemen oracıkta can verecek
Her ilk aşk böyle bitecek sanılır
Sonu düş kırıklığı olsa bile
Mutluluk anıtına inanılır
En güzel aldanıştır aşka inanmak.
Aziz Nesin. evet
Gelirken kalemi kağıdı eksik etme zulandan,
Gelişine yazılacak şiirlerim var daha
Gelişine, gülüşüne...
-ufuk bay
Gelişine yazılacak şiirlerim var daha
Gelişine, gülüşüne...
-ufuk bay
gece gece ağzıma sıçan şiirdir.
dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
bu saatte gözyaşları, yeminler,
boş bir tesellidir inandığımız.
perde kapanıyor, film bitiyor işte,
o hiç bitmeyecek sandığımız...
görüyorsun, konuşacak bir şeyimiz kalmadı.
sadece bakışlarımızda hüzün.
işte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz...
o ikiz kardeşi ölümün.
anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
bu son buluşmamızdır seninle
yeni bir hayata başlayacaksın artık
onunla, o yeni sevgilinle.
anlıyorum artık o öpecek ellerini
kulağına aşkı o fısıldayacak
içinde bir pişmanlıktan başka
benden eser kalmayacak.
sigaranı söndür , kalkabiliriz
on adım sonra yollarımız ayrılmalı
sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
insan ayrılırken bile büyük olmalı.
dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
bu saatte gözyaşları, yeminler,
boş bir tesellidir inandığımız.
perde kapanıyor, film bitiyor işte,
o hiç bitmeyecek sandığımız...
görüyorsun, konuşacak bir şeyimiz kalmadı.
sadece bakışlarımızda hüzün.
işte ayrılık bu; hiç beklemediğimiz...
o ikiz kardeşi ölümün.
anlıyorum bir daha görüşemeyeceğiz
bu son buluşmamızdır seninle
yeni bir hayata başlayacaksın artık
onunla, o yeni sevgilinle.
anlıyorum artık o öpecek ellerini
kulağına aşkı o fısıldayacak
içinde bir pişmanlıktan başka
benden eser kalmayacak.
sigaranı söndür , kalkabiliriz
on adım sonra yollarımız ayrılmalı
sakın ağlama ve bir şey söyleme bana
insan ayrılırken bile büyük olmalı.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar