bugün

Bugün ölüm yıl dönümü olan Rus ve dünya edebiyatının önde gelen romancılarından..
insanın iç patlamalarını, hezeyanlarını, davranışlarını kaleme alış şekli insana " aa nasıl bilebilir" hayretine düşürür. açığınızı yakalamış gibi gerçekleri peşpeşe öne sürer. korkutur bir yandan yazıları.
rus yazar. insanın iç acılarını,anlatamadıklarını,ruh hallerini en iyi şekilde anlatarak efsane olmuştur. yazdığı bazı yazılardan dolayı cezaevine girmesine hatta idamdan dönmesine rağmen,öldüğü zaman görülmemiş bir devlet töreniyle cenazesi kaldırlıp öteki dünyaya uğurlanan büyük insan.
depresif dönemlerde kesinlikle okunmaması gereken büyük yazar. ( özellikle suç ve ceza. adamı ipe götürecek kadar karamsardır zira. okurken umutsuzluktan salya-sümük ağlayıp günün geri kalanında hiç bir şey yapmadan tavana bakabilirsiniz. )
"insan herşeye alışan yaratıktır, işte onun en iyi tanımı" diyen en büyük psikolog.
dostoyevski, eserlerinde edebi bir anlatıdan ziyade,okuyanı kendisiyle hesaplaşmaya zorlayan yanıyla öne çıkar. bu nedenle dostoyevski sevilen bir yazar değil,tutkuyla bağlanılan bir psikolojik danışman gibidir adeta.

sanatının doruğuna 'suç ve ceza' da ulaşmıştır bana kalırsa.

budala romanını okuduğumda,prens mışkin karakteri için 'işte bu benim' demiştim.

okunması gereken bir yazardan ziyade,bitirilmesi gereken bir okuldur o'nun eserleri.Ayrıca kahramanları içinizi acıtır.
ölüler evinden anılar isimli kitabında insanı bir koğuşa kilitleyip etrafını çeçen, gürcü, ukraynalı vs. mahkumlarla donatan, rus kültürü ve yaşayışı hakkında adeta deneyimler yaşatan ölümsüz yazar.
Cinler gibi muhteşem bir eseri nasıl kaleme aldığına hala aklımın ermediği, yedi defa okuduğum hala okuyasımın olduğu bu romanın büyük muztarib yazarı.
öldüğü zaman borçlarını bitireli 6 ay olmuştur. bu 6 aydada karamazov kardeşleri yazmıştır.
yerin altından notlar adlı kitabını 15 20 günde bitirmiş ve bunuda basım evine bir eleştiri olarak yaptığını açıklayan bende ayrı bir yeri olan rus yazar.
avrupa'ya yaptığı gezi sırasında bir sergide gördüğü "çarmıha gerilmiş isa tablosu" karşısında kalakalmış, sara nöbeti geçirecek raddeye gelecek kadar etkilenmiş ve sonrasında budala adlı eserinde karakterine bu tablo karşısında acı çektirmiştir. garip, insanın sara nöbeti geçiresi geliyor bu adamı okurken; güzel bir şeymiş gibi sanki. sarası olanlar mazur görsünler.
Türk düşmanlığından ötürü kimi kitapları (Karamazov Kardeşler'de 27 sayfalık bir bölüm)sansürlenmiş,kitaplarında politik görüşlere de yer verdiği için(budala'da prens Mışkin'in hastane anılarını,idam mahkumlarına yapılanların haksız bir zulüm ve ceza olduğuna dair görüşlerini anlattığı bölüm örnek olarak verilebilir-ben de böyle okumuştum,walla diom-)nobel ödülü verilmediği iddia edilen,19.yy Rus yazarı.Kumarbaz ve Ölüler Evinden Anılar romanlarının baş kahramanının Yazarın ta kendisi olduğu ama başka karakterler üzerinden anlattığı rivayet edilir.
türkiyede sanki sansürlenmiş bir yazar. ilköğretimi hatırlıyorum, liseyi hatırlıyorum. türkçe-edebiyat derslerinde yok sevgi kelebeği yok aşk üçgeni yok aborjinin hayatı gibi salak saçma kitapları zorla okuturlardı. nedense dosteyevski gibi tolstoy gibi gogol gibilerini okutmadılar. hep neden diye düşünürüm adını duydukça. neden bu şaheserleri okutmadılarda beşinci sınıf kırtasiyelerde satılan, osuruktan kitapçıkları okuttular. doğru ya. bizim eğitim sistemimiz zaten dershaneler üzerine, rüşvetler üzerine, ezber üzerine kurulu.
1881'de ölmüş edebiyatçı. ilk kez 1901'de verilen nobel edebiyat ödülü, türlü ibnelikler yaptığı ve politik yazılar yazdığı için kendisine verilmemiştir. böyle de enteresan bir adamdır.
tolstoy' u sevmezdi.
iyi adamdı.
zavalli insan ruhuyla oyun hamuru gibi oynayan yazar, suc ve ceza'nin karanlik satirlari arasina sunu sikistirmis:

"insan kendini kandirabildigi olcude mutludur, kendini en iyi kandiran insan, en mutlu insandir." nokta.

eziyor geciyor bence. acimiyor.
öğrencilik hayatının olmazsa olmaz yazarıdır. kitapları okutulur, tavsiye edilir, beş sayfayı geçmemek şartı ile kompozisyonu istenir.
Bir kaç tane daha kitap yazması için ömrümden 1-2 seneyi hiç acımadan verebileciğim yazar. Bana göre çok erken vefat etmiştir. kafasındaki en büyük romanını(bir günahkarın anıları) yazamadan vefat etmiştir.
ömrü sefalet içinde geçmiş, kelimelere istediği gibi hükmedebilen, insanın bastırdığı duyguları mükemmel bir üslupla ele almış, saralı dahi yazar.

sokakta gördüğü yoksullara yemek ısmarlar para karşılığı onların hayat hikayelerini dinlermiş. aşık olduğu kadınlar genellikle evli olmuştur. bu açıdan mazoist sayabiliriz. gogol'dan etkilenmiştir. yer altından notlar kitabı şiddetle tavsiye edilir.
romanları sayesinde ruslar ve turkler arasında pek çok ortak nokta olduğunu anlamamızı sağlayan (bkz: çay), (bkz: semaver) vb, hayatla ilgili tespitleri sayesinde deneyimlerinizden bile fazla ders çıkarabileceğiniz bazı romanlarını okurken çok acı çektiğine şahit olacağınız (bkz: üstat).
1821 de rusya'da doğdu 1881'de petersburg'da öldü petersburg'da mühendislik okulunu bitirmesine rağmen kişisel eğilimlerine uygun olarak edebiyat dünyasını seçmekte gecikmedi yaşamı aşırı umutsuzluklar ve mucizevi sevinçlerle dolu olan dostoyevski insan psikolojisini incelemede en büyük ustadır.
"Para saadet getirmez, sadece mutluluğun dekorları için gereklidir."
tüm eserlerinde yeraltına doğru iter adamı. daha dibe daha karanlığa, sarsılıp kendine geldiğinde çoktan orta dünyada bulursunuz kendinizi.
SUÇ ve CEZA /
Sefalet içinde yaşayan, üniversite ile ilişkisi kesilmiş genç Raskolnikov, kendince bir kuram geliştirir ve hem kendisinin hem de yakınlarının sıkıntısına bir anda son vermek için, yaşamayı hak etmediğini düşündüğü, yaşlı, hastalıklı, insafsız, kaçık bir tefeci kadını öldürmeye karar verir. Yazar, ilk bakışta bir polisiye romanını çağrıştıran bu metinde, insan ruhunu bir kez daha büyük bir sınav ile karşı karşıya getirir. Bizce yaşamayı hak etmediğine inandığımız bir insanı, kendi açımızdan geçerli nedenlerle öldürmek, aklın gerekçeleri ile ruhun sesini susturmak mümkün müdür? Bir çıkış yolu arayan yalnız insanlann yolunu aydınlatmaya çalışan yazar, Raskolnikov'un işlediği suçun peşinde, varoluşun derinliklerinde dolaştırır okuru.