türkiyede son 3 yılda yaygınlaşmış bir sistemdir. büyük markaların isim ve ürün satış hakkını belli bir bedel karşılığında şahıslara kiralama sistemidir. astronomik rakamlar döner bu işte.
kimi zaman tuketiciyi durtukleme aparatidir. markaya duyulan guven malesef turkiye'de i$ yapan, ticari zekadan yoksun insanlar tarafindan bo$a cikarilmaktadir. bu ki$iler dunyaca unlu markalarin isimleri ile dukkanlar acar fakat yine o dunyaca unlu markanin dunyaca unlu mu$teri memnuniyeti anlayi$ini yaptiklari i$e adapte edemezler. lan ne adaptesi haberleri bile olmaz bazi zaman.
girişimcinin sonuna kadar sömürüldüğü ticari birliktelik şekli. ipler tam anlamıyla marka sahibindedir ve tabiri caizse girişimci ana firmanın kucağında oturmaktadır.
(bkz: uludag universitesi iktisat toplulugu)nun bu dönem çıkaracağı dergide yer alacak konulardan yalnızca biri.*
bir nevi firmanın ismini kullanarak iş yapmaktır. gerçi kim iş yapıyor orası meçhuldür. zira iyi bir firmanın ismini kullanmak o kadar kolay bir iş değildir. firma adı altında ezilme ihtimali oldukça yüksek.
ürünlerin ya da hizmetlerin üreticilerden tüketicilere en etkin bir biçimde ulaşılmasını sağlayan bir dağıtım sistemidir. özellikle, hizmetlerin pazarlanmasında aracılı dağıtımda yer alan aracı türlerinden birisidir.
isim hakkının belirli şartlar ve süre dahilinde, yönetim ve pazarlama desteği sağlanarak, girişimcilere kiralanması ile oluşturulan zincir marka sistemidir.

kendine has terimleri vardır. çoğu yabancı sözcük olsa da franchise anlaşmalarında aynen kullanılır.

franchise veren: franchisor
franchise alan : franchisee
markanın bir veya daha çok ülke için kullanım hakkı : master franchise
markanın bir coğrafi alanda kullanım hakkı: area franchise
area franchisee'den kullanım hakkı kiralama : alt (sub) franchise
franchise giriş bedeli : isim hakkı, royality
sürekli franchise ödemesi: franchise fee
reklam fonu: advertising fee
(bkz: baybars altuntaş) gelir ilk aklıma. Çok para var çok.

Trabzon'a sıtarbaks açmayı düşünüyorum. Zaten üniversite ergen gençler yuvası, yerlisi para harcamaya meraklı* paranın amına koyarım.
Türkiye'de yatırımcı sikme amaçlı uygulanan sistem. Normalde faydalı olmakla beraber çok ciddi sakıncaları şunlardır.

1- Marka ile yaptığınız sözleşme tamamen aleyhinizedir. Oluşacak hukuki bir sıkıntıda % 99 kaybeden taraf olursunuz.
2- Markalar belli bir noktadan itibaren sadece franchise bedeli alıp size mal satma amacıyla çalıştıklarından, en olmadık yerde açılacak dükkana bile onay verip sizi batırabilirler.
3- Adı ne kadar büyük olursa olsun markalar genelde profesyonelce çalışmaz ve arkanız sağlam değilse sizi bir kenara atıp kaderinizle başbaşa bırakır. Eğitim desteği, profesyonel yardım vs... genelde hikayedir.
4-piyasadan 10 tl ye alacağını malı marka size 15 liraya satar ve sözleşme maddesi nedeniyle başka yerden almanız yasaktır.
5- Dükkan kurulumunu marka yapıyorsa yine piyasada 200.000 tl'ye mal olabilecek dükkan kurulumunu size 300.000 tl'ye yapar.
6- Kar ederseniz cirodan pay alır ama zarar anında tanımaz.
7-sizin eklemek istediğiniz bir ürünü konseptimizde yok diyerek reddeder ve satmanızı yasaklar, hatta sözleşmenizi fesheder ama 2 ay sonra aynı ürünü süper yenilik fikri diye kendisi lanse eder.
8-iyi konumlu yerlerde ve avm'lerde size dükkan vermez ama riskli yerleri size kilitlemeye çalışır.

Kısacası paranıza, gücünüze, çevrenize ve şansınıza güveniyorsanız deneyin diyeceğim sistem.
18 eylül - 21 eylül'de cnrexpo'da fuar düzenlenmiştir.

başta burger king, mc donalds gibi büyük şirketlerin yanısıra birçok isim hakkı sunan firma bulunmaktaydı. makul miktarda parası bulunanlar için güzel bir olanak.
kötü bir sistem olduğunu düşünmekle beraber, ülkemizde daha da kötü olduğuna inancım iyice artmış durumda.

franchise veren firmalara bakarım ara ara.
arkadaş, firmanın kuruluşu 2015-2016 ve sen kendine göre çok beğendiğin marka(!) nı bu kadar kısa sürede oluşturmakla kalmamış bir de üstüne üstlük franchise ilanı veriyorsun.
cahil cesareti midir başka bir şey midir bilemedim.
gitgide yaygınlaşacağa benzeyen ilerde tamamen ortalığı kasıp kavuracak saçma sapan sistem.

örneğin pizzadan zerre anlamayan ben gidip dominosun fırançı olup şube açıp bir anda pizzacı oluyorum. endüstriyel gıda malzemelerini öğrenebildiğim kadar sürüp, pişirip geçiyorum sonra gelsin kötü hizmet, ne olduğu belli olmayan pizzalar ve samimiyetsizlik.

bu nasıl bir sistem amk? metro otobüs firmasının deneyimsiz şoförleri işe almasından farkı nedir bu sistemin?
iyi bi markadan franchising aldıktan sonra batan çok fazla görülmemiştir markalar bu konularda konum analizini iyi yapıyorlar helal olsun. aslında eski usulden çok uzaklaştık herkes bi kalite veya kurallar içinde alışveriş yapmak istiyor haliyle geçen bi araştırdım düzgün bir iş kapımız olsun falan diye abi sağlam paralar var araştırmanın 2.perdesinde banka araştırmaya başladım. şuan için bulduğum bi kaç banka arasından en uygun koşullu olanı halkbankın destek paketiydi ilgili arkadaşların fikirleri ne merak ediyorum