bugün

#24462998 numaralı entry'nin devamıdır.

efendim 2028 yılında Trabzonspor'u genie scout istatistiklerine göre dünyanın en potansiyelli takımı olarak bırakıp ispanya milli takımının başına geçtim.

hedefimiz 2030'da ispanya'da oynanacak dünya kupasında şampiyon olmaktı. 2029 konfederasyon kupasında 6. olarak hiç de parlak olmayan bir sonuca imza attık. Takımı tanımıyordum ama önümde bir sene vardı. takvimde bulunan hazırlık maçı tarihlerinin hepsinde ilk 10 içindeki takımlarla hazırlık maçları yaptık.

malesef istediğimiz sonucu alamadık dünya kupasında ve 3. olduk. Güney Afrika ikinci kez üst üste şampiyon oldu. Nasıl oluyorlar anlamıyorum.

neyse efendim ben başarısızım deyip istifa ettim. bir sene takım çalıştırmadım. Sezon sonuna doğru southampton teklif getirdi. Malum oyunun başında alt yapısından deli gibi oyuncu çıkan bir yerdi ve ideallerimi burada gerçekleştirebilirim deyip anlaşmayı imzaladık.

ilk sene takımı çok bozmadan alt yapıdan üç beş sebi ile yayla kupasını kazandım. büyük şansım var. final dahil olmak üzere hiç bir premier league ekibi ile karşılaşmadım. ligi 17. sırada bitirdik. Kupayı aldığımız için avrupa garantiydi. Satacağım oyuncuları oynatıp piyasalarını yapmaya çalıştım.

ne olduysa ikinci transfer dönemimde oldu. 5 senedir hollanda da top oynayan bir şililiye kaçakçı muamelesi yapıp transferini engelledi federasyon. itiraz ettim. Hacı bu adamın götünde yok eroin falan isterseniz kontrol edin dedim. yine kabul etmediler.

ilke sahibi olduğum için federasyon aleyhinde basın toplantısı düzenleyip görevimi bıraktım.

2033 senesinde beni isteyen st. etienne takımına gittim. Kariyerimin en başında başlamayı düşündüğüm takım sonuçta. gitmemek olmaz.

kadroyu yine ellemedik iki üç genç bebe aldık transfer döneminde. devre arasına yakın takım kötü gidiyor. Avrupa ligi hedefinden uzağız. Dortmund'da guardiola görevi bıraktı. Bunlarda kara gunnis'i takımın başında görmek isteriz dediler. Bende valla dortmund hayalimin takımı dedim. Ne olduysa orada oldu. Burnu havada fransızlar ya özür dilersin ya da istifa edersin. bizim t.d.miz asla böyle demeçler veremez dedi. istifa ettim. dortmund'a başvurdum kabul ettiler.

devre arasında geldiğim dortmund'u bayern'in önünde şampiyon yaptım yine bayern'e karşı almanya kupasını kazandım. Ama takımın yaş ortalaması yüksekti. bazı oyuncuları gönderdik. gençleri takviye ettik yine taş gibi takım vaad ediyordum dortmund taraftarına. Almanya süper kupasında bayern tarafından tecavüze uğradık. lige kötü başladık sonradan topladık. Cl de gruplardan son anda çıktık. kupayı aldık ve yine şampiyon olduk.

ikinci tam sezonuma başlamadan önce yönetim benden izinsiz en sağlam stoperimi satarak adeta görev ve yetkilerimi ihlal ettiler. ben gururlu adamım orayı da bırakmak için bahane arıyordum. Bu sırada Real Madrid'de pochettino emekli oldu ve beni düşünüyorlarmış yerime. Dedim hayhay.

4 milyon euro tazminatımı ödeyip aldılar beni. Şimdi bakalım ilk devre bitti ispanyada atletico ile kafa kafaya gidiyoruz. Ama madridlileri memnun etmek zor onu anladım.

niye 6 değil de 5 atıyorsun diye takıma kızıyorlar. buradan da ayrılmam yakındır. Galiba ilk yuvama Trabzonspor'a döneceğim sözlük.
Bazı arkadaşlar oyuna olan ilgi ve alakasını kaybetmişler, sıkıcı ve itici olduğundan bahsetmişler. Haklı olduğunu düşündüğüm yerler var, zira bir zaman sonra sadece düşününce bile sıkılabiliyorsunuz. Zira işbu gönderi bunun için bir nebze bile olsa dertlere derman olabilmek için yazılmıştır.

Efendim önce kendimi anlatayım, ben 22 yaşındayım. Kendimi bildim bileli bilgisayara, teknolojiye, futbola ve bu üçünün birleştiği tek yer olan konsolda ve bilgisayardaki futbol oyunlarına da pek tabi merakım vardır.

Yaklaşık 10-12 senedir -en başlarda hile hurdayla bile olsa- haşır neşirim bu menajerlik illetiyle. Bu yüzden bunca zaman Zarfı içerisindeki bilgi birikimimi ve bu tutkumu kendi yöntemlerimle nasıl koruduğumu anlatmak istiyorum.

ilk defa hile hurdayla oyunu oynamanın bir şey kazandırmayacağını fm 2008'de anladım. Ha tabi hiç hile yapmadan da oynasanız bir bok elde edilmiyor, geriye kalan sadece kendi kendinizi tatmin etmeniz, birazcık wonderkidleri gerçek hayatta ortaya çıkmadan tanımanız ve oynadığınız kadar zaman kaybı. Tabi kendi kendinizi sinir etmeniz de cabası. Yani oyunun Size kazandırdığı bir şey yok elle tutulur, geriye kalan sadece koca bir boşluk. Yani bununla uğraşacağınıza gidin j.j. Rousseau veya Montaigne okuyun daha iyi. Karı kızın yanında bir iki entellektüel laf bilirsiniz ve bu konulara karşı bilginiz olur. Ama yok ben kafamın dikine gideceğim, bu oyunu oynayacağım diyorsanız iyi bok yiyorsunuz diyeyim ve devam edeyim*.

Ben bu oyunu alır almaz asla oynamam. Yani oyunun yeni bir sürümü çıktığında asla öyle uzun soluklu bir işe atılmam. Oyunu tanıma evresinde başta tuttuğum takım Galatasaray'ı alırım ve ligde üç beş maç yapana kadar (bu zaman zarfına yaz transfer sezonu da dahildir) sağa sola her bir şeye bakarım. Hatta bazen kayıtlı oyunu açtığımda maç bile yapmadan çıktığım da olmuştur. Bazen sadece la liga'ya, Premier league'ye, Ligue 1'e, takımlara oyunculara bakarım. Oyunun arayüzünü incelerim, eski seriden ne farkı varmış bir değerlendiririm. Takımda hangi oyuncular nasıl ne Düzeyde, gerçek hayatta yapılan transferlerin profilleri ne şekilde, bütçe ne kadar, takım ne istiyor, en iyi oyuncu kim, wesley sneijder en iyi hangi şekilde fayda verir, hatta rakipler bile ne Düzeyde, Yıldırım Demirören oyunda da salaklaşıyor mu gibi aklınıza gelecek veya gelmeyecek her türlü şeye bakarım. Tabi maçlara da çıkarım, kendimce taktik yaparım (tabi ilk defa oynadığım kariyerlerde daha taktik tutturmuşluğum da yoktur, siz de bunu bahane edip sakın bir kenara atmayın) ve daha bir sürü şey.

Lig'de o beş maçta 2 galibiyet 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet aldığım anda bu kariyerin hiçbir şeye varmadığımı anlarım ve o oyunu silerim.

Sonrasında başta yabancı fm forumlarında bi volta atarım, elalem ne düşünmüş. Nasıl bulmuşlar, nasıl taktik yapmışlar, hangi oyuncular iyi gibi kendi deneyimlerinden yolu çıkarak aynı şeylerde gavurlar ne yapmış diye bakarım. Dışarıdan yardım önemli çünkü, sizden iyileri muhakkak vardır.

Kendi notepad'ime notlarımı yazarım (oyuncudur, taktiktir, şu takım iyidir, bu ülke daha fazla sarar gibi). Sonra alırım yabancı kısıtlamasından fazla sıkıntı çekmeyeceğim bir memleketin takımını ki bu genelde orta Avrupa ülkeleri veya iskandinavya olur. Zaten en başarılı kariyerlerimi de ingiltere Coca Cola league'de bulunan torquay United, Premier League'de aston villa, isveç allsvenskan Ligi'ndeki bk hacken ve şimdiki takımım psv ile yaptığım düşünüldüğünde bu savı destekler. Hiç sınırlamayla falan uğraşmam, çünkü Global ve büyük düşünürüm ki dünyanın herhangi bir yerindeki bir genç oyuncuyu herhangi bir kısıtlamaya uğramadan kadroya katabileyim. Bence siz de başlarda da olsa en azından bu kriterler altındaki bir takım seçin. Zira oyunu sevemeden soğursunuz.

Mesela bir oyun açmış gibi hareket edeyim, Hollanda eredivisie ekiplerinden vitesse ile Kariyer açtığım farzedilsin. Lig'de herhangi bir oyuncu kısıtlaması yok. Galiba sadece 18 yaş altında hollanda vatandaşı olmayan bir oyuncu oynatamıyorsunuz. Tam emin değilim de galiba eu vatandaşlığı da olabilir bu kıstas.

Her neyse. Takımda basın toplantısını yaparım, her soruyu gayet gerçekçi bir şekilde cevaplar, takımımın hedefleri, başkanımın beklentileri neyse onları belirleriz beraber. Vitesse, Chelsea ile anlaşmalı olduğu için kadrosunda ingilizlerden bir çok kiralık oyuncu barındırır. Bu iyi bir şey başlangıç için. Zira pek parlak bir bütçeniz yok ve bu durumda kiralık elemanlar kısa vadede ilaç olabiliyorlar. Her neyse efendim, sonrasında demiş bulunduğum sitelerde (en son onları da yazarım) en başarılı taktikleri indirir ve takımda denerim. Bu taktikler şayet çok abes şekilde başarılı ise kesin bir bug içerir. Mesela fm 2010'da mr hough, daha eski serilerde de 4-4-2 Diamond vardı. Oyunun bu açığını kavradıktan sonra aynı taktiğin mantalitesini değiştirmeden takıma uygun bir biçimde değiştiririm. Veya aynı taktik üzerinde ufak rötuşlar yaparım. Bu elbette çok daha iyi sonuçlar almak için tabi ki. Yani Juventus'ta üçlü defans oynayan, kanat bek oyuncuları için elverişli bir taktiği 4-3-3'te uygulamak sıkıntılar içerebilir değil mi? işte takıma göre bu rötuşları değiştirir, hangi mevkide hangi oyuncuyu kullanabileceksem ona göre ayarlarım. Oyunun başında kısa-orta vadede başarıyı yakaladıktan sonra o bug'u devre dışı bırakarak, ama takıma oturan ve takım oyuncularının tanıdığı taktiği fazla ellemeden küçük detaylarla iyice gerçeğe yönelmeliyim. Belki buraya kadar sadece bug bile olsa hile olabilir bu, buna katılıyorum. Ama başarılı olmak için oynuyoruz ve sonuçta başarısız bir oyunla mutlu mu olalım değil mi? Zaten bir süre sonra (Max 6-7 ay sürer bu) onu da devre dışı bırakırım. Hatta oyunu iyice tanıdıktan sonra bir başka kariyerde hiç kullanmam.

Buraya kadar olan şeyi yapanlar da vardır, tam dediğim şekilde olmasa da. Her yiğidin yoğurt yiyişi farklı elbette. Ama üç aşağı beş yukarı bu hatlarda.

Biraz uzun bir yazı oldu, aslında sıkıcılıktan kurtulmanızın esas çaresini hala söylemedim.

Oyun içinde değil, dışarıdan yamalarla, görsel ögelerle, hatta jeneriklerle bile süsleyebilirsiniz. Yani oyun kendi içinde bir Default, bir de dark skin verir. Ben genelde Football Manager başlıklarında sizlerin gönderdiği oyun içi snapshotlara bakıyorum da, hepsi neredeyse Default veya dark tema. Bakın oyunla alakalı zilyon tane forum ve yama siteleri var ve hepsi bu oyunların daha iyi anlaşılabilmesi ve daha fazla keyif verebilmesi için. Bu sitelerde de yüzlerce tema, oyuncu yüz paketleri, takımların ve organizasyonların orjinal halleri, lisansı olmayan liglerin orjinal isimleri, normalde oyunda aktif olmayan almanya ve Japonya (daha fazla da olabilir bunlar) milli takımlarının oyuncularının milli takımlara gidebilmesi, hatta Fantezi lig yamaları, hatta ve hatta oyunun dışında biraz da hileleri giren genie scout ve Real time editor bile mevcut. Bunlarla oyununuzu görsel açıdan daha güzel bir şekle büründürebilirsiniz. Oyun içine çeker. Mesela vitesse örneğinde olduğu gibi ligde french Touch teması, şayet katılabilirseniz şampiyonlar ligi maçlarında şampiyonlar ligi teması kullanabilirsiniz, pes'te bile o özellik var yani. Bunlar oyunun görselliği açısından güzellik katan şeyler.

Mesela ben bir de (aston villa kariyerimden örnekleyeyim) ligde sizin gibi öyle boş boş oynarken uefa avrupa Ligi veya şampiyon ligi maçlarımda artık hangisine katılıyorsam o maç öncesi onun jenerik videosunu izlerim. Beni oyuna daha fazla konsantre eder. Yanlış hatırlamıyorsam villa ile uefa'yı kazandığım sezonda gruplara katıldıktan sonra her maç öncesi bir rotasyona gider, as 1-2 oyuncuyu o maça saklardım, tabi ligi de etkileyecek şekilde olmamasına da dikkat ederek. Maç öncesinde de tam maça git sekmesine tıklamadan açar youtube'da uefa avrupa Ligi jenerik videosunu izler, ufak ufak kendimi oraya motive ederdim. Eğer youtube'da o Video o kadar tıklanma sayısına ulaştıysa bir 100 tane benden gitmiştir*. Aynı şeyler şampiyonlar Ligi'nde oynadığım maçlar için de geçerli tabi.

Ama tabi bu bile bazen yeterli olmayabilir. Zira hangi işi yapsanız 5 saat oynasanız bile bayıcı durumda olabiliyor. Bir iki gün mola verin, biraz özleyin oyununuzu.

Tanım da girelim de o kadar yazdığımız şey silinmesin; küçük detaylarla kendinizi o platformdaymış gibi hissedebileceğiniz, kendinizi bile kaptırabileceğiniz oyun.

Benim bile şimdi tekrardan oynayasım geldi lan*.

Siteler de bunlar; fmscout.com, fm-base.co.UK, Sortitoutsi.com, mypassion4footballmanager.com, truefootballmanager.com. Az biraz ingilizceyle çok şey anlayabilirsiniz. Eskiden cmfmfan vardı da o site sonradan satıldı çok sular döndü ertesinde. Başka Yerli olarak fmgraphics.net ve turksportal.com da yeterli seviyede değil.

iyi oyunlar.
transfer yapmaya çalışırken kafayı yiyebileceğiniz oyun. oğuzhan özyakup'u satmak istemeyen beşiktaş'ın oyuncu için 30 milyonun üstünde para istemesini anlayabiliyorum fakat transferin son günleri 3.5 milyon bonservisle kayserispor'a satılmasına anlam veremedim. nitekim oğuzhan da anlam verememiş ki kayserispor'da performansı yerlerdeydi.
beşiktaş ile lig şampiyonluğu, türkiye kupası şampiyonluğu, uefa avrupa ligi şampiyonluğu, şampiyonlar ligi şampiyonluğu, türkiye süper kupası şampiyonluğu, avrupa süper kupası şampiyonluğu, dünya kulüpler şampiyonası şampiyonluğu yaşadığım oyundur. tabi bu başarıları elde etmek 17 sezon sürdü o ayrı.
yok aga yok bu oyunda hile yapsan da yapmasan da bir zevk alamıyorsun. fm 08 gerisi hikaye!
uzun bir aradan sonra football manager 2015 öncesi son uzun süreli kariyerime başlayacağım oyun. yine sinirden duvarları parçalayacak kıvama getirmez umarım. şanlı san marinomuzu dünyanın en iyisi yapacağıma söz veriyorum.
6 ağustos ve öncesi transferler sonucundaki yeni kadrolar steam atölyede mevcut olan oyun.
oyunda timo werner ve max meyer adlı iki alman bugı olan yapım.
verdiği crash dumps hatasını ne yaptıysam çözemediğimden ötürü bir daha oynayamayacağımı düsündüğüm oyun. 2 yıllık kariyerimi silip yeniden oyuna da başlayamıyacam. yok mu bunun bir çözümü a dostlar.
bug'ı psg reserves'de bulabileceğiniz hervin ongenda'dır. todorov'u bile yer, o derece.
akhisar'ı ikinci yaptığım, lyon'la tarih yazıp uefa'yı iki sene üstüste kazandığım oyun. güzel oyun.
Yabancı sınırı nedeniyle bütün regen yerlileri topladığınızda Türkiye'de ortalığını amına konduğu Avrupa'da ise zorlandığınız oyun.
2014 2015 sezonun tüm transferleri düşen çıkan takımları stsl de değişen yabancı kuralı ve 2014 2015 sezonundan başlayan güzel bir yama var mı diye merak ettiren oyun.
fenerbahçemin mevcut kadrosuyla ilk 5 sene ligi süpürdüğü oyun.
bu oyunda şunu fark ettim. takımın başına geldiğim ilk günlerde takımı adeta baştan yaratıp 19 transfer yaptım. takım tam istediğim gibi oldu ve sabırlı başkan sayesinde * 15. haftada kendi ritmimizi bulduk ve ardarda iyi sonuçlar almaya başladık. devre arasında şişkin kadromdan 3 ismi kiralık olarak bir alt lige yolladım ve transfer yapmadım sezonu hedeflenen sırada bitirdim. ertesi sezon canım yeni transferler çeksede kiradan geri dönen oyuncularım dışında transfer yapmadım ve ertesi sezona zımba gibi başladım. tabi bu arada personel kadromda radikal değişikliklere imza attım ve ikna edebildiğim en iyi antrenörleri takıma kazandırdım. birbiriyle oynamaya alışan oyuncu kadrom gençlerbirliği'ni ilk yarının sonunda ligde liderliğe taşıdı. devre arası uzun zamandır istenen ve mızmızlanmaya başlayan 2 yabancı oyuncumu çok iyi fiyata sattım ve yerlerini uzun araştırmalarla afrikalı 3 bacaklı abilere emanet ettim. ligi 6. tamamlamamızı bekleyen göt oğlanı medyayı da şaşırtarak 3. sırada tamamladım.

sözün özü hiç hile kullanmadan sadece sabır ve iyi bir taktikle sil baştan kurduğunuz kadroyla 3 transfer döneminde sadece 2 transfer yaparak acaip zevk alabilirsiniz bu oyundan.

dipnot: 1 sezon tavşanlı linyitspor'da oynayıp sonra yarım sezon takımsız kalan dele olorundare isimli hayvanat 15 maçta 12 gol 6 asist 3 ma ve 7.91 ortalama puan ile nezdimde sezonun oyuncusu oldu. bu tarz oyuncuları bulup vitrine çıkarmakta bana ve gençlere yakışıyor *
can sıkıntısından oynanan oyun.

ayrica dehset sacmaliklar dönüyor. lig baslamadan önce küme düser denilen tom tomsk, 30 haftalik lig maratonunun 26. haftasina kadar lider gidiyor ve ligin kapanisinda 7.sırada bitiriyor. yani gercekci yapacaz diye bokunu cikarmislar.
ben çözemedim bu oyunu arkadaş. aynı oyunda farklı hesaplarla oynadım birinde yere göğe sığamadım (itibar uluslararası başladı) birinde de bi bok yapamadım hala 8 sezon geçti iki iyi takımla (itibar ulusal)
bazen saçmalayan oyun. sezon ortasında x oyuncu yeni geldiği için ülkeye ayak uyduramıyorum evime gitmek istiyorum diye geliyor. lan salak saçma iş mi olur? maç var en iyi oyuncusun seni nasıl göndereyim eve? saçmalamışlar.
swansea kariyeri tadından yenmeyen oyundur.
Türkiye ligindeki yabancı kuralı kabak tadı verdiği için ingiltere Lig 1'den sheffield united'la yeni kariyere başladığım oyun.

ilk sezon'da Championship Lige çıkmayı başardım. 2 sezondur bu ligdeyim. 3. sezonuma başladım. Ancak şöyle bir sorun var. Ne zaman rakibim kırmızı kart görse o maçı kaybediyorum.

Lan 3-0 öndeyim rakip 9 kişi kaldı 3 dk içerisinde. Maçı 3-4 kaybettim. El insaf aq.
liverpoolla üst uste 7 şampiyonluk yaşadığım oyun.

Kocumsun sterling !
Pogba nin merkez orta saha pozisyonunda sezoluk 23-26 arasi gol attigi oyun bazi oyuncular fazla abartilmis gibi.
çok sinir bozucu bir sorunla karşılaştığım oyun. oyunu kaydedip çıkarken pc kapandı ve tekrar açtığımda görüntü bozulmuştu. oyun silip yine yüklememe rağmen görüntü düzelmiyor. bilen var mıdır acep?
büyük takımlar alıp aldığı başarılarla kendini tatmin eden oyuncu kitlesine sahip oyun. kimsede demiyor ki amatörde başlayıp zirveye yavaş yavaş sabırla çıkayım.
millet pogba, man utd yardırırken göztepe'de ilk sene süper lige yükselip, ikinci sene uefaya katılma başarısı göstermektir bence bu oyunun zevki. yoksa al ronaldo'yu benzema'yı, granada'ya 4 gol attım diye sevin. şaban genişyürek yoksa o takımda ben o oyunu ne eyleyim.