bugün

Felsefeye giriş;
Düşünsene bi la!...
toplumların, medeniyetlerin itici gücüdür.

9-10 ve 11. yy'da dünyaya bilimsel anlamda hükmeden islam medeniyetinin; o tarihlerde felsefe ile olan yakınlığı bir tesadüf değildir.
Pers, Mısır ve Yunan uygarlıklarının, antik dünyaya hükmederken; aynı tarihlerde felsefe ile uğraşmaları tesadüf değildir.
Orta ÇAğ'da bok çukuru olarak görülen avrupa'nın, bugün ulaştığı yerde felsefenin etkisi inkar edilemez.

felsefe ile uğraşan toplum yüksel, hükmetmiş. felsefe'ye sırtını dönen cadı avına çıkmış, kafa kesmiş...

temellerini felsefe ile doldurmayan toplum ilerlemeyi hayal dahi edemez.
Felsefe diye bir şey yok. Derken bile felsefe yaptim.
canına yandığımın dünyasında kat tirilyonlarca sorun varken ayağa kalkıp bunları çözmek yerine oturmaya devam edip daha çok sorun çıkararak yaşamını devam ettiren düşünce sistemidir. felsefe çözüm üretmez soru sorar. o halde zikeyim böyle sistemi.
Kendine soru sormak guzeldir, geleceğe cevap hazırlar.

Felsefe candır, felsefe öğretmeni de canan. *
kimsenin anlayamadığı fakat anladığını sandığı liselerde de eğitimi verilen bir bilimdir.
insanların hayatlarının amacını bulmasına yardımcı olan; hayat felsefesi denilen olguyu oluşturabilmelerini sağlayan; dini, siyasi vb. düşüncelerinin oluşmasına yardımcı olan; bu hayatta o kişinin nerde ve nasıl durması gerektiği hakkında ona kazanımlar elde ettiren bir olgudur.
aslında basit olan konuları ya da daha doğrusu cevabı basit olan konuları oldukça uzatarak bir sonuca varmaya çalışılan sosyal bilim. Bilmemkaçyüz sayfalık 'devlet' adlı kitap aslında özet olarak "neye göre iyi, kime göre iyi" konusunu işlemektedir. Ama marjinal olcaz ya, insanlara entel görüncez ya, elimizden düşürmüyoruz sofi'yi.
Güzeldir. Her şeyi kendi kendine sorgulayıp cevap aramaktır.

Lakin koyu felsefecilerle aynı ortamda yaşanmaz. Yaptığın her hareketi sorgularlar allah vermesin.

Her şey ayarında güzel tabi.
herkesin yaptığı ancak kimsenin tam olarak anlamadığı zeka ve mantık ürünü fikirler bütünüdür, bazen yaşam tarzlarını belirler... lakin içinde bulunduğumuz yüzyılda onun da bokunu çıkarmışlardır...
Kimilerine Göre felsefe, tümellerin ilmidir.
Üniversitede okuduğum bölümüm. iyi ki de okumuşum. iyi ki de felsefeciyim. Tüm ön yargılara tüm yok saymalara rağmen.
"Felsefe veya düşünbilim, sözcük köken olarak Yunanca seviyorum, peşinden koşuyorum, arıyorum anlamına gelen "phileo" ve bilgi, bilgelik anlamına gelen "sophia" sözcüklerinden türeyen terimin işaret ettiği entelektüel faaliyet ve disiplin. "phileo"=sevgi "sophia"=bilgi veya bilmek kelimelerinden türemiştir. Philosophia=bilgelik arayışı, bilgiyi sevmek, bilgi severlik, araştırmak ve peşinde koşmak anlamlarına gelmektedir. Filozof da bilgeliğe ulaşmaya çalışan kişidir. "

Wikipedia'dan alıntı olan yukarıdaki paragrafa ek olarak diyorum ki:
peşinden koşulması ve sevilmesi en muhteşem olan ve "her şeyi" algılama çabasını içinde barındıran bu ilim,
kavuşmanızı mutlaka sağlayacak olan ilimdir.
Her şeye, her şeyle bir kavuşmadır.
Baslamak isteyenler varsa ilk önce Sofie nin Dünyası'ndan baslasinlar zannimca.
gereksiz şekilde cümle içinde kullanılmasından rahatsız olduğum kelime.
'hayat felsefem şu ' kalıbıyla kullanılması anlam açısından yersiz olan .
felsefe mühim bir uğraştır, bilimin sanatın edebiyatın ahlakın dinin üzerinde gezinen bir denetleyicidir. muhalefet gibidir felsefe, onun sorgulaması elzemdir ilerleme için. anlamı bilgelik sevdası diye geçer.

eski yunanlılara göre felsefe thaumazein denilen bir şaşkınlık/hayranlık haliyle başlar. evrene baktığında, olan biteni gördüğünde kişinin varlığın nedenini sorgulaması felsefe alanına girdiğini gösterir. o zamanlar felsefe, 'doğa felsefesi' adıyla tüm bilimleri özellikle fiziği de kapsadığından böyle bir algı gelişmiştir.

modern çağlara kadar ; bilimler çok dallanıp budaklanmadan ve herhangi bir alt dalda uzmanlık bir ömür isteyen bir hale gelmeden evvel; pek çok arif insan aynı zamanda hem matematikçi, hem fizikçi hem filozoftur. bunların bir kısmı aynı zamanda metafiziğe, okültizme, mistik olaylara da ilgi duyan ve teolojiyle ilgilenen insanladır. bu yüzden newton'dan kepler'e ünlü fizikçilerin aslında evrenda saklı geometriler, sırlar ararken en önemli buluşları yaptığını görürüz.

felsefenin en önemli sorularından bilincin zor sorusu da newton ve leibniz tarafından ilk kez dile getirilmiş, üzerine düşünülmüştür mesela.

felsefenin bilimden en önemli farklarından biri birikimli ilerlememesidir. 3000 yıl önce bir helen filozofunun sorduğu soru halen tartışılabilir veya onun verdiği cevap 18.yyda verilenden daha yanlış, daha düşük seviyede değildir.

felsefede bu yüzden aslında akademik lisans eğitimi biraz tuhaftır. felsefenin 101'i filan yoktur çünkü. düşünmeye başladığın an dalarsın dibine, oradan kendi yolunu kazar başka noktalardan çıkarsın. 101 aşamasında öğretilecek filozof diye bir şey de yoktur. bu şekilde olsa olsa kronolojiye dizilip felsefe tarihi öğretilmektedir. aslında biraz sanat gibidir felsefe, okul sana öğretemez sen istediğini almalısın.
ilk ortaya çıktığında önemli bir olgu olmasına rağmen, dinlerin ortaya çıkması ve yaygınlaşmasıyla önemini kaybetmiş, unutulmaya yüz tutmuştur.

felsefe, ilk ortaya çıktığı dönemlerde insanların akıllarına takılan ancak cevaplayamadıkları soruları içermekteydi*. bu sorular başlıca şöyledir ;

- gerçek nedir ? bir varlığın gerçekliğini nasıl algılayabiliriz ? neye göre gerçek olduğuna karar verebiliriz ?
- iyi insan olmak ne demektir ? insan hangi davranışları yaparsa çevresindekiler tarafından iyi olarak nitelendirilir ? bir kişiye göre iyi olan davranış, bir başkasına göre kötü değerlendirilebilir, buna nasıl karar verilir ?
- hayatın anlamı nedir ? insan yaşamının bir amacı var mıdır ?
- bilgi nedir ? gerçek anlamda bilgiye kavuşmak mümkün müdür ? bilginin sınırı var mıdır ?

gibi soruların cevabını aramaktaydı. ilahi dinlerin gelmesiyle, bahsedilen soruların cevapları kutsal kitapta bulunduğu için, insanlar ilgili sorular üzerinde düşünmek yerine, hazır buldukları cevapların üzerinde tartışmaya başlamışlardır. ancak kutsal kitaplar, cevapları sınırlı bir ölçüde verdikleri için insanlar fazlasını düşünmemeye başlamışlardır. örnek olarak, kutsal kitaplarda ölümden sonra ebedi bir yaşamdan bahsedilmektedir. insanlar bunu kesin doğru olarak kabul etmiştir. kutsal dinler öncesi felsefede ise ölümden sonra ebedi bir yaşamın varlığı tartışılır bir konu olmuştur. tekrar başka bedenlerde dünyaya gelme ve yaşama, ölümden sonra varolmayış, başka bir boyutta yaşamını devam ettirme gibi düşünceler bulunmaktaydı. günümüz insanları kutsal kitaplarda yazanları kesin doğru olarak kabul ettiği için, gerisini düşünmemektedir.

aynı zamanda bahsi geçen "iyi insan olmak ne demektir"in cevaplarıda kutsal kitaplarda yazmaktadır. yine, insanlar kitapta yazılanlardan fazlasını düşünmemektedir. örnek olarak iyi insan olmak için yalan söylememek, hırsızlık yapmamak, yardımsever olmak gibi olgular vardır kutsal kitaplarda. felsefeye göre ise, iyi insan olmak göreceli bir kavramdır. örnek olarak insanlarla iletişime geçmek istemeyen, yanlız yaşamak isteyen birisine karşı yardımsever olmak, bu kişiye göre iyi davranış olarak nitelendirilmeyebilir. yani felsefeye göre bu kişiyi olduğu gibi bırakmak, hiç görmezlikten gelmek iyi bir davranışken, kutsal kitaplara göre bu kişiye yardım ederek sosyal hayata döndürmek, insanlarla iletişime geçmesine yardımcı olmak iyi bir davranış olarak nitelendirilir.

kutsal kitaplara göre ölümden sonraki ebedi yaşamda mutlu ve huzurlu olmanın yolu iyi insan olmanın yanı sıra, tanrıya itaat etmektir. bu olgu insanlar tarafından yanlış yönlendirilmelere yol açabilmektedir. birçok insan tanrıya itaat etme ve emirlerini yerine getirme konusunda belirtilenleri mümkün olduğunca uygulamaktayken, iyi insan olmanın gerekliliklerini yerine getirmemektedir.
felsefeye ilişkin yaklaşım araçsal olmalıdır. felsefe yapmış olmak için felsefe yapılmaz. zira boğulup kalırsınız ve hiçbir şey elde edemezsiniz. felsefe herkesin kendi ilgi alanları ya da mesleği gibi kendi hayatının anlam ve değer sistemi içinde ilgilenmesi gereken çeşitlere sahip bir bütündür bana göre.
Çok saçma olan bir ders veya ne diyorlarsa.
Bilimin özüdür.
yolda olmaktır.
tam anlamıyla renk ismi söyleyememektir. düşüne düşüne bir hal oluyorlar.
halkımızın çoğunun bilmeyip fazla konuşmak, konuşma yeteneği, güzel konuşabilme, 2+2=5 vb. diye tanımlamaya çalıştığı şeydir. henüz filozofların bile tanım yapamadığı bir konu olmasına rağmen çoğumuzun üzerinde konuşabileceği bir konudur.
gerçekler ise:
felsefe bilgi aşkıdır, bilginin peşinde koşmaktır, bilginin sonsuz olduğunu bilmektir.
her şeyin başı su. felsefenin de.
lise anılarımı canlandıran derstir
her derste kavga çıkardı hoca ağlayarak kapıyı çekip müdürün odasına giderdi, uykumu iyi uyuyabildiğim tek dersti.