bugün

kuzey kutupta yaşayan laz.
gelsene olm antalya ya ne işin var soğukta.
kuzeye doğru ilerleyen soykırımcı amerikalı beyaz adamın,
yakaladıkları avları pişirmeden yedikleri için
innuitlere verdikleri
çiğ et yiyen anlamına gelen isim..
(bkz: innuit)
bir damien rice sarkisi ,cok da guzeldir hem de

Tiredness fuels empty thoughts
I find myself disposed
Brightness fills empty space
In search of inspiration
Harder now with higher speed
Washing in on top of me
So I look to my eskimo friend
I look to my eskimo friend
I look to my eskimo friend
When I'm down, down, down.

Rain it wets muddy roads
I find myself exposed
Tapping doors, but irritate
In search of destination
Harder now with higher speed
Washing in on top of me
So I look to my eskimo friend
I look to my eskimo friend
I look to my eskimo friend
When I'm down, down, down.

(Next section is in Finnish - sung by Doreen Curran)

kosketa minua - touch me
älä käsilläsi - not with your hands
vaan niin että tunnen sinut - but the way I can feel you

kosketa minua - touch me
älä käsilläsi - not with your hands
mutta sielussasi - but within your soul

minä kaipaan eskimo-ystävääni - I look to my eskimo friend

When I'm down, down, down.
When I'm down, down, down.
söylenene göre yaşlı eskimolar genç aile fertleri tarafından evlerden atılırmış.
küçükken meyve suyunu dondurup kaşıkladığımız şey var ya, işte o.
(bkz: meybuz)
asla kumar oynamazlar...
(bkz: arabistan a goc eden eskimo)
sanırım inuit dilinde "et yiyen" anlamına gelen kelime.
'çiğ et yiyen' anlamına gelir ve bunu kendilerine yöneltilmiş bir hakaret olarak algılarlarmış. alaska eskimoları kendilerinden bahsederken inupiat veya yupik tabirlerini kullanırken, sibirya eskimoları kendilerinden yuit olarak bahsediyorlarmış.
(bkz: only gay eskimo)
(bkz: canada dry)
(bkz: what is your problem 2)
yiyecekleri donmasın diye buzdolabı kullanan insanlardır.
yemekleri donmasın diye buzdolabı kullanırlar..
kanolarına kayak diyen adamlardır.*
dillerinde kar yağışındaki değişimi tarif etmek için yirmiden fazla farklı kelime yer alan halk.
(bkz: eskimotube)
eskimoların varlığını ilk olarak 982 yılında norveçli kızıl erik, grönland a yaptığı bir sefer sırasında ortaya koydu. sonra çine doğru bir geçit arayan avrupalılar, özellikle 18. yüzyıl da eskimolarla bir çok kez ilişki kurdular. bu halka çiğ et yiyenler anlamına gelen eskimolar adını çevre halkları vermiş, aslında gerçek adları jnuit yani "kusursuz insanlar" dır.
eskimolar, amerika nın kuzey buz denizi kıyılarında, alaska da, labrador da ve grönland da yaşarlar. bazıları günümüzde yirmi otuz kişi kadar kalmış olan on bir kabileye bölünmüşlerdir.(toplam nüfusları 50.000 kişi).
süfer gitar tonlu red hot chili peppers şarkısı.

In the name of it's for you I
Bought it all and it's all untrue I
Know, i'm a little slow
Desparate and it shows

In the name of spending street(?)
Burning bush and a busted knee you
Stole, all the rain and snow

Who will be my Eskimo
It's what I wanna know
It's time to under go
Somewhere in Mexico
I'm making room for you
A Simple Point of view
Someone too deeper to

Aw
Searching for an eskimo
Searching and I wanna know, someone, like you
What did they say
Desperate and I gotta go
Searching for an eskimo, someone, like you

In the name of Jesus Christ I
Sold my son and I named my price I
Sold, just a little low

Who will be my eskimo
That's what I wanna know
Before I under go
Somewhere in Mexico
I'm making room for you
A Simple point of view
Someone too deeper to

Ooooooh aw
Searching for an eskimo
Searching and I wanna know, someone, like you
Hey hey hey
Desperate and I gotta go
Searching for an eskimo, someone, like you

In the name of Oscar Wilde I
Saw the mess and I saw he smiled I
Go, toe to toe in the whole, world to find an eskimo
ahlaki değer normlarının, yanıbaşımızda konuşlanan: ensest, cinsellik, aile bağları gibi primitif olguları olağanca kudretiyle yıktığı toplum. örneğin; eskimolarda eve gelen misafir evin reisi(ki babadır) tarafından sevilir ise; evin kızı; sevilmez ise: evin annesi misafir ile cinsel birliktelik yaşar. bir başka uygulamada ise; evlenmek üzere olan müstakbel gelinin bekareti, şayet bakire ise; bir aile büyüğü tarafından alınırmış. bu genelde baba veya ağabey olur. bakire halde evlenmesi ise; ailevi deformasyon olarak nitelenir.
#13329916

misafir olunası insanlarmış.
diastrofik dwarfizm den muzdarip olarak doğmakta imişler. ırksal olarak.
Eskimo kültüründe ise, ay ve güneş kardeştirler. Güneş genç bir kız, ay ise onun ağabeyidir. Ancak ağabey kendi kız kardeşine aşıktır. Kız kardeşi de haliyle ona pas vermez. Bir gün güneş, bir parti verir evinde. Ay da gider oraya. o gece ışıklar kapalıdır. Ay güneşin omzuna dokunur bundan irkilen güneş, karanlıkta kendine dokunan adama bir tokat atar. Işıklar yandığından bu tokatı, ağabeyi olan aya attığını fark eder. Sonrasında kız kaçar, abisi kovalar birlikte gökyüzünden yere süzülürler. Bu süren kovalamacada, ay kardeşinin vurduğu tokattan ötürü, kırmızılaşan ve kararan yerini gündüzleri kardeşi devredeyken gösterir. Tokat atılmayan diğer yanını ise, geceleri tabiatı aydınlatsın diye gösterir. Ay, kızkardeşini arzulamasından sebep yediği toktan ötürü, o yüzünü insanlardan gizler ancak akşam olunca tokat atılmamış yanını gösterir.
bu insanların lugatında, yağan karların birbirinden farkını tarif etmek için yaklaşık 20 kavram vardır.