bugün

dun gece bir ruya gordum adli saheserde tekrar karsimiza cikmis sahnelerdir bunlar. *
hulya avsarin kafasinda kocaman kelebek tokasiyla kendinden gecmis vaziyette bir o omzunu bir su omzunu dusurekek yaptigi danslari cagiristiran baslik.
+ öyle gaza gelmişlerdir ki, o arada yabancı müziği kessen , orhan baba versen yine aynı hareketler devam edecektir.
+ sakallar, erkeklerin daha ilk sakallarıdır. ergenlikten bu yana hiç kesilmemiş , saldım çayıra , mevlam kayıra mantalitesinin ürünüdür.
+ mor-sarı-kırmızı ışıklar altında yapılan güzel hareketler ''eskiden buralar hep figurdü...aaahh aaah...'' dedirten cinsten olup , şimdiki gençleri son derece kıskandırıcı hareketlerdir.
+ diskonun sahibi konumundaki kız rolunde oynayan şahsiyetin * başındaki bant ise ''wowwwww'' dedirtir. diskonun kraliçe tacı gibi olan bu nesneyi takan kişi , diskoda kimin dans edip edemeyeceğine karar verebilir sanırım. *
"ahahayt" diye naraların atıldığı, koltukaltından terlerin fışkırdığı, dumanaltı olmuş, tecavüzcü coşkunun başrol sahibinin kızını kestiği, seneryonun yarısının burada geçtiği mekandaki ortamdır.
ruh hastası modunda kafalarda bant sarılı bir biçimde garip hareketler eşliğinde ve garip bir müzikle çözümsüz sahneler silsilesi...
allahtan yasım genç.. sahnede aynı anda aynı sarkıda dans eden yüzlerce yıldız tilbe düşünemiyorum..
+emrah sen de dans etsene...
- ben dans etmesini bilmemki... ama çok güzel şarkı söylerim.
- boynu bükükleeeer.... diye başlar .
bi anda disko hüzünlenir. kimse çıt çıkarmaz. o zengin züppe çocuklar süt dökmüş kedi oluverirler. içlerinden birinin babası müzik yapımcısıdır. kartını verir. olaylar gelişir...
ilaçlı içki içirilen kurban kafayı bulunca etrafında kötülerin dönüp yankılı seslerle "hah hah ha" diye güldüğü sahnelerdir.
modern talking eşliğinde çok değişik figürler yapan bir zevatın icra ettiği , tavandan aşağıya salınmış koca bir top*, pembe-mor ışıklar , çapkınca bakışmalar bulunan ve kavgayla biten sahnelerdir..

türkiye cumhuriyeti'nin değişim süreciyle eş güdümlü değişen emrah filmlerinin artık emrah beceriyor serisinde bu tip sahneler en kesif şekliyle görülebilir..

bir de bu sahnelerin hemen hepsinde başrollerin dibinde dans eden*kıvırcık uzun saçlı bir zıpçıktı mevcuttur ki karakter oyunculuğu böyle bir şey oluyormuş dedirtir bana onu her gördüğümde..adamın şimdiye kadar başka hiçbir rolüne şahit olmadım.. erol taş falan hikayeymiş karakter oyunculuğunda..
tavanda ise dünya şeklinde aynalı aydınlatma olan sahneler.
tecavuzcu coşkun'un da bu sahnelerde özel bir yeri vardır. ağzında esrar ile.
(bkz: dısko topu)
white tie kadar ciddidir diskoya gitme işi.koca koca vatkalı, basen kısmı yapışan elbiseler, dize kadar sarkan çantalar söz konusudur.erkekler de tabii ki takım elbiseli ve rugan ayakkabılıdır.kadınlarda kafadan büyük saç modeli, ayakkabıdan büyük tokalar ve ciğer yiyip gelmişcesine kırmızı dudaklar olmazsa olmazlardandır.

bukadar soytarıyı birarada gören bünye için dansetmek, cozutmak elbette kaçınılmazdır.

daha geniş bilgi için ;

(bkz: küçük emrah ve seren serengil filmleri)
sanırım tecavuzcu coskun portakalda vitaminken de var olan sahnelerdir. genelde hulya kocyigit, turkan soray gibi altin kizlar tayfasiyla birlikte, tarık akan ve ediz hun gibi jon aktorlerin ispanyol paca, iri kolyeler ve apartman topuklu ayakkabılarla disko topu altinda hippizim etkisiyle dagittiklari sahnelerdir. bir de figuranlar vardir diskoda dans eden ; ispanyol pantolon altina o zamanlar kro damgasini vermeyen yumurta topuk ayakkabilari vardir. uzun ulkucu modunda biyiklarinin siyasi bir gosterge olmamasiyla birlikte... 80 lerde ki etrafi kesme modasindan cok , kendinden gecme felsefesini sindirmis bir dans etme seklindedir. genelde anlamsiz sekide zıplanılır ve kafa envayi sekillerde hu ceker gibi dondurulur.

ve sonra salvar pantolan altina sivri topuklu ayakkabi giyen artisler tekmeyle tokat atma fantazisiyle bulustular. iste o zamanlar tecavuzcu coskun ve onun kirmizi conversleri vardi dans pistinde.
Avrupa Yakasının bir bölümünde canlandırarak deliler gibi gülmemize sebp olmuşlardı...O figürler,o müzikler,"dünya hakikaten değişiyor azizim" dedirten bir anlardı...