bugün

evet hep kadına şiddetten falan bahsederiz ama işin bir de bu boyutu var. belki biraz ironik durabilir ama kocasını döven kadınlarda var şekil a da görüldüğü gibi ;

http://www.haberturk.com/...49-karim-beni-hep-dovuyor-
Güçsüz, saf erkek türü (bkz: Kadın ne yapmış öyle ya)
Genelde karı dırdırı olarak adlandırılır.
kadının dır dır ederek uyguladığı psikolojik şiddetinin yanında hiçbir şeydir.
insanlığın ilk çağlardan beri enbüyük sıkıntısıdır.
Dünyanın her yerinde erkeğin Savaş, cinayet, iş kazası, kavga, dayak ve bilumum sebeplerle gördüğü fiziksel şiddet kadının gördüğü şiddetin 5(yazıyla beş) katından fazladır.

Ama işte hiç önemi yok.
ülkemizde sadece kadına şiddet yoktur efendim. maalesef erkeklerimizde kadınlar tarafından şiddete mağruz kalıyorlar.

http://www.gazetevatan.co...anelik-etti-954249-yasam/
Yine erkek tarafındandır.
Ben sinirlenirsem yaparım hiç de affetmem valla haketmeseymiş mal herif.
vatan şaşmazın ölümüyle yine gündeme gelmeyen konudur. unutmayın erkek ölür cinayet olur kadın ölür şiddet mağduru merhume. ve yine unutmayın ki canilik cinsiyet gözetmez. yaşasın güncel medyanın sürekli zan altında bıraktığı erkek ırkı.
dır dır yaparak olmaz maalesef, keşke o kadar basit olsa. özellikle boşanan babalara reva görülen muamelenin baş aktörü kadınlardır. öldürülen kadınların sayısı tekrarlanır durur ama intiharlar içinde aile geçimsizliği 500 kişinin kendi hayatına son vermesi ile sonuçlanmış. tahmin edin bunun kaçı erkek... alt oranı bulamadım ama bu rakam minimum 325 erkek. kadına şiddet vardır bu ülkede, amenna... ancak kadın faşizmi de vardır. kadına şiddeti kınayalım ama bu şiddete neden olan travmalı kadınları da kınayalım. sırf eziyet olsun diye evladını icra ile vermeyi bir alışkanlığa dönüştüren, ortak velayet bir yana (bu hak sadece ünlüler ve güçlüler içindir) çocuğu göstermeyen, akşama kadar çocuğunun yanında kocasına küfür eden kadınları nereye koyacağız... gördüğüm o ki kadınlar maddecidir. erkeklerden bir takım incelikler beklemelerinin nedeni de ince olmaları değil, erkeklerin bağlılığını teyittir. ammaaaa... tüm bunlarda en büyük pay da hukuğundur biline... hakimlerin adaletle değil, aman başıma bir iş gelmesin diyerek korkuyla hüküm verdiği ve erkeklerin canına okuduğu başka bir ülke var mı acaba.. açın bakın, eğer kadına şiddet varsa ki vardır, bunun bir nedeni de erkeği çıkmaz yollarda delirten hukuk sistemidir. hakimlerdir... anayasa mahkemesi onlarca karar vermiştir gerekçesiz tedbir kararı olmaz diye ama hakimlerin umurunda bile olmaz. kadına şiddet klibi çekenler bir de bu meseleye el atsınlar bir zahmet...
Ya ben fiziksel değil de uğradığımız psikolojik şiddeti hazmedemiyorum bilader. Psikolojik olabilitesi olandır...
Şiddetin kime uygulandığı mühim değil. Her türlüsünün karşısındayız.
avrupa’da son 10 yıldır araştırılan bir konu çünkü kadına şiddeti doğrudan etkiliyor.

bizim toplumumuzda erkeğe şiddet deyince fiziksel şiddetin mesanesi bile okunmaz çünkü o kadar şiddet var ki bu en hafifi kalır.

ilk olarak ekonomik yani psikolojik şiddet erkeğin en büyük düşmanıdır.

çocukluktan beri hep evi erkek idare eder ( çok afedersiniz ama ben bu ataerkil toplumun amına koyum) diye yerleştirildi zihnimize. kendimizi hep çalışmak ve bir yerlerde olmak zorunda hissettik. sevdiğimiz işi bile yapamadık çünkü evi geçindirmek zorundaydık ya da böyle olacaktı ilerde bu yüzden hayallerimizden vazgeçip para kazandıran işler gerekliydi. romantik değil gerçekçi olmalıydık.

sonra evlilik denen bir olay vardı şu erkeğin sırtladığı. kadınlar bunu gösteriş ve hava olsun diye yapıyor. kız arkadaşıma sade bir düğün yaparız demiştim bana evet ya havuz başında yaparız demişti. ben de doğru yoksa nasıl hava atıcaz demiştim. kızlar kusura bakmayın ama yazdığınız gibi değilsiniz. canım cicim aylarında düğüne karşı iş ciddiye binince düğünsüz olmazcısınız. neyse, erkek babasının parası yoksa bu iğrenç ve utanç verici eylemi yapıp borçlu kalıyor mu? evet. yıllar boyunca borç ödeyecek olan bu erkeğin bir de eve gelip huzur bulamadığını düşünsenize. yani zaten borcun var, eve geliyorsun akşamüstü, yorgunsun zaten yeteri kadar bir de eşin dır dır konuşuyorsa psikolojin bozulur. psikolojisi bozuk insan şiddet uygular abi ben uygulamam demeyin çünkü zaten siz, siz olmuyorsunuz başka biri oluyorsunuz. şimdi bazı arkadaşlar diyecek ki kadınlar da ödüyor falan. evet evlilik müşterektir sonunda elinizi cebinize atıp prensesliği bırakıp çalışmaya başladınız ama hemcinslerinizin çoğu hala zengin erkek peşinde hemcinslerim de zengin olmanın.

mesela bu ataerkil toplumda erkek evde oturup kadın çalışsa ne olur? oooouuvvv ne erkekliğin kalır, ne hanımcılığın ne namusun. neler derler neler. erkek işsiz kalamaz ve yine hep bunun baskısı altında çalışır. sürekli olarak evin ihtiyaçlarını karşılamak zorundadır. s2k bir kuş gibi sürekli yuvayı besler ve kendisine bir şey alamaz. yemez yedirir, içmez içirir, giymez giydirir ama yine de takdir edilmez, ağzına sıçılr.

sonra bu evin erkeği arkadaşlarıyla bile takılamaz. takılacam dersen bir gün bütün gün trip ve dırdır çekersin her gün beraber çıktığın hatun kişisi bir gün arkadaşlarınla çıkınca sana “ zaten hep arkadaşlarınla çıkıyorsun” der. adamlara eşimden izin almam lazım diyemezsin. dersen hanımsın, pembe tayt da giyersin, meriçsin, ılıksın, ne bileyim vurduruyorsun falan. ulan adamlar rakı masasındayken ayet el kürsi açtılar telefondan adamın eşi arayınca herif cenazedeyim diyip kapattı. böyle de kişisel alan ve özgürlüğe saygısı olmayan kadınlar var.

sonra abi sevdiğin kadına arkadaşların yanında seni seviyorum bile diyemezsin çünkü erkek adam sevgisini göstermezmiş. bize böyle öğretildi, ağlama, sevme, hep sert ol. sert olunca da odun derler maço derler, nahif olunca da meriç derler. ne yaparsanız yapın derler. bu yüzden ne sevgi gösterebilirsin doğru düzgün, ne duygu ve düşüncelerini düzgün bir şekilde ifade edebilirsin. kendini açıkyüreklilikle ifade edemediğin için de gidersin içersin. sen, ben o içelim derken alkolik bir toplum olur, keşler birikir. salak salak şeyler ya. kapattım bu konuyu.

şu bakirelik meselesine geleyim uzun zamandır düşünüyorum bunu. bakire olan kız istemek ile özgüvenin arasında ne gibi bir ilişki var çözemedim. bakire kız isteği yaş ilerledikçe ve çok kadınla olunca geçiyor ama hiçbir zaman biz kadını özgüvensiz olarak, küçük vajinalı, sarkık vajinalı, pembe vajinan da yokmuş senin yaaa demiyoruz kadınlara ama sürekli kadınlar erkeğe cinsel tecrübesi ve penis boyu üzerinden bir saldırıda bulunuyor. bu kadınların bazıları o kadar iğrenç ki sevgilisini sadece cinsel performans bakımından eleştiriyor ve onu bu şekilde kıyaslıyor. onu ve eski sevgililerinin cinsel performansını ölçüyor hangisi daha iyi diye ve bunu yüzüne vuruyor veya çokça bir şekilde dile getiriyor. yok küçükmüş, yok özgüvensizmiş. nerden çıkıyor bunlar anlamadım? o kadar iğrençler ki anlamıyorum birine neden penisi üzerinden saldırılır ki? birine cinsel yönden saldırmanın tek mantığı cinsel doyum olarak sadece kendini düşünmesi olur.
"kadına şiddete hayır da erkeğe şiddete evet mi?" dedirtendir.
kimse bundan bahsetmiyor aq.
erkeklere genelde fiziksel değil ama ruhsal şiddet daha çoktur.