bugün

pahalı bir şey alacaksa (ev araba) alacağı şey hakkında ön bilgi toplar. bu konuda arkadaşlarından bilgi sahibi olanlara danışır. internetten bakar fiyat araştırmasını yapar. nerden alışveriş yapacağına karar verir ve gider pazarlığını yapar alır.
küçük şeyler içinse ne alacağını zaten önceden karar vermiştir mağazaya girer direk alacağı şeyin bulunduğu reyone girer alır öder çıkar hepsi 10 dk yı geçmez.
mağaza mağaza dolaşmayı sevmez.almayı düşündüğü bir şey varsa 2-3 mağaza bakar bulmazsa neyse ihtiyacım yoktu der ve bir cafeye oturur, iddaa oynar, evine döner falan işte.
öncelikli olarak bedavaya bayılır. markette kolaya bantlanmış bardakları görünce hiç dayanamaz. süt kutusuna bantlanmış kase zaten vazgeçilmezdir. illa para vermesi gerekirse, tuttuğu takımın sembolü olan nesneler favoridir. itici olanlar ise teferruatı fazla olan nesnelerdir. örnek olarak sürahi; alttan çekmeli üstten basmalı sürahi de lan? bir kapağı olsun çekince açılsın.
- bunun medium bedeni var mı?
+ tabii. buyrun.
- teşekkürler. ne kadar?
+ 70 tl.
- buyrun. iyi günler.
hızlıca yapar. girer alır bakar beğenmeden parasını öder çıkar. tezgahtarı beğenirse biraz daha takılır. yoksa çok hızlıdır.
dükkana gir-> bir tane gömleğe bak->bedenini iste->parasını öde-> çık.
alışveriş sepetine ne bulurlarsa atarlar. ilginç olan ev gereçlerini nedense mıknatıs gibi kendilerine çekerler.. alışverişin sonunda 3 5 parça birşeye dünyanın parasını verip gelirler. olay bu..
-bunun medium bedeni var mı?
+(erkek görevli) yok kalmadı
-hmmm, peki....merhaba bunun medium bedeni var mı?
++(kadın görevli) hemen bakalım
-.....
++buyrun
-teşekkür ederim.
+(pis bakışlar)
-(pis bakışlar)

(bkz: based on a true story)
öncelikle kızların alışveriş muhabbeti şöyledir:
+ nasıl oldu kankiş?
- yakışmadı canım.
+ tamam başka yere bakalım...
erkeklerde ise durum aynen şöyledir:
+ nasıl oldu lan!
- yakışmadı oğlum.
+ sen ne anlarsın mal!.
kadın,
+ bakarmısınız! bu kazak ne kadar.
- abla 20 tl'de sana 15 tl olur.
+ olmaz 10 tl veririm fazlası çıkmaz.

erkek,
+ usta bu kazak ne kadar.
- abi 20 tl'de sana 30 tl olur.
+ paketle usta.

işte böyle yaparlar efendim.
cem yılmazın bahsettiği para çokomel döngüsüdür.

para verilir, iyi oldu gardaş bu denir ve neyse alınır. şu daha mı iyi bile denmez.
sanılanın aksine çok gezerek ve ince eleyip sık dokunarak itinayla alışveriş yaparız.
bir mağaza bilemedin iki mağaza gezer. nokta atışı yapar, kendine uygun bedeni varsa alır, yoksa başka bir şey bakayım demez, direk basar gider.
daha önceden gözünü kestirdiği ihtiyacını müsait olduğu gün almak için gider, beden ister, dener, olursa alır. Olmazsa eve gider.
tek bir cümleyle alışverişi bitirir ve çıkar.

- kardeşim kolay gelsin. birkaç parça bir şey alacağım da şöyle bir gömlek bir pantolon ayarlasana bana.

not: lc waikiki'de çalıştığım zamanlar bir müşterinin benimle olan iletişimidir. hâlâ alışveriş konusunda kendisini örnek alırım.
Erkek kardeşimle çıktığım hiç bir alış verişte kendisi bu anlatılanlar gibi olmamıştır.

Bir ayakkabı için mesela en az 4 yerde 20 çift ayakkabı dener.
"Bununla hangi pantolonum olur? Bu kullanışlı olur mu? Abla bu çok mu kıro oldu? Ama biraz da ağır olsun değil mi? Hep de ergen gibi gezilmez değil mi abla? Abla abla abalaaa...." diye ardı arkası kesilmez en az gene en az bin sorudan sonra, ya ilk ya da ikinci baktığımız ayakkabıyı alır çıkarız.
Erkekler ihtiyacı olan 1tl değerindeki ürüne 2tl, kadınlar ise ihtiyacı olmadığı 2tl değerindeki bir ürüne 1tl öder.
(bkz: kahramanca)
eğer sözkonusu şey giyecek ise, güvendiği bir mağazaya dalar ve en yakışanını alıp çıkar. Mağaza mağaza gezmek onun işi değildir, boş uğraştır.
alması gereken neyse sadece onu alır. her gördüğünü sepete atmaz.
Eğer bir erkek yanında sevgilisiyle alışveriş yapıyorsa sevgilisine ondan zengini yokmuş gibi davranır. kendimden biliyorum.
seçici davranır. markafoni'den falan yapmam yani. herkese bakıyorum aynı ayakkabı amk.
giyim mağazasındaysak, ortalama bir alışverişimiz 5-10 dakkayı geçmez. geçmesin de zaten.

ihtiyacımız olan şeyi bulur, 12 den vurur, alır ve çıkarız.

"artık bir sigara yakabilirim"
Alışveriş merkezine giriş yaptıktan sonra kuşbakışı olarak kendi ihtiyacının satıldığı ve kesesine uygun olan dükkanı tespit eder. Dükkana girer, beş dakika içinde seçimini yapar, beş dakika içinde üstünde dener, problem olmazsa beş dakika içinde de ödemesini yapıp çıkar. Problem olma durumunda en fazla 10 dakika daha uzar. Yani toplamda 20 dakikada işini bitirir çıkar.
alınacak şeylerin listesi evde yapılır, o liste de yazılı olan ihtiyaçlar satılan yerlerden alınır eve geri gelinir.fazla uzatılmaz alış verişe harcayacak zamanımız yoktur.o zaman başka şeklide değerlendirilir.