bugün

kocaelispor teknik direktörü. hacettepe'ye 4-0 patlayan takımı ile gurur duyuyor olmalı.
yazık, şu ana kadar hakkında ikiden çok fazla giriş yapılmış olmasını umardım. bunu fazlası ile hak ediyor zira. kendi ve takımı kocaelispor' un ikinci yarıda verdikleri çok saygıdeğer, aynı zamanda başarılı mücadeleye rağmen giderek zayıflayan ligde kalma şansları devraldıkları kötü mirasla ilintili. çünkü bu takımın neredeyse yarısı, belki de fazlası devre arasında yeniden oluşturuldu. erhan hoca da bu dönemde iş başına getirildi. takımıyla beraber işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışıyorlar. tutkulu körfez seyircisini de ihmal etmemek gerek bu arada.
aynı anda bir çok şeyini seviyorum bu adamın. iddialı, ama palavracı değil. çok içten ama egosu şişkin değil. yüzü hep gülüyor. mazeretler üretmiyor, bahanelerin arkasına sığınmıyor. geçen hafta benim beşiktaş' ıma hayli tartışılır bir penaltı sonrasında kaybetmelerine rağmen sözünü etmeye bile tenezzül etmedi. oturdu beşiktaş' ın gücünden bahsetti, üstüne üstlük başarılar diledi. bir güzel adam velhasılı kelam. takımıyla beraber gönlümü çelen adam. düşseler bile umarım, dilerim bu ekiple beraberlikleri devam eder ve en kısa sürede süper ligde tekrar selamlarız onları.

ekleme: bu madde kısa sürede bir çok artıya mazhar oldu. ilgi gösterip okuyanlara, artı oy verenlere teşekkür ediyorum. bu teşekkür alçak gönüllülüğe, yılmadan mücadeleye, sportmenliğe, giderek kaybolmaya yüz tutan delikanlılık kavramına hala saygı duyuluyor olduğunun görülmesinden duyulan sevincin ifadesidir. şu endüstriyel futbol devrinde bu kavramlardan vazgeçmeyen her renkten taraftar arkadaşlara selam olsun. çok yaşayın.
denizlispor teknik direktörü.
denizlispor tarafından görevine son verilmiştir.
geçtiğimiz sezon enkaz halinde devraldığı kocaelispor'u adam edendi, ama devraldığı takım o kadar rezil durumdaydı ki ligde kalması için ilahi güçler lazımdı. futbolcularıyla iyi diyalog kurdu. gene de başarılı oldu, şimdi de denizli'den kovulmuş, bak bak. kovulmasıyla türk kulüplerinin ne kadar küflenmiş beyinlerce yönetildiğini göstermiştir. takımın başına geçer geçmez "uyum için 7 haftaya ihtiça var" demişti ve sonrasında adam bas bas bağırıyordu "benim elimde futbolcu yok, kadroyu hiçbir zaman tam göremedim" diye, kaldı ki denizlispor ilk ilk 4 maçından 3'ünü fenerbahçe, galatasaray ve kaysersipor gibi güçlü takımlarla oynadı. üzerindeki günah keçisi baskısıyla öyle gerildi ki kayserispor'a 3-0 yenildikleri maçta antrenörle yedek kulübesinde sertçe tartıştı. yazık, geldiğinde "denizli'de küme düşme korkusu yaşamayan bir takım yaratacağım" demişti.

daha 2. haftadaki 4-1'lik galatasaray maçında sonra başkan üstü kapalı olarak teknik direktöre bok atmaya başladı, pardon arkadaş ne umuyordun? geçen seneki o takım, garabet kadroya adam gibi takviye yapmadan bu sene arsenal gibi oynayacak sanıyordun sanırım. çocuk oyuncağı mı bu iş, 4 haftada adam kovmak? kim gelecek sanki şimdi, capello mu gelecek, mourinho mu? gene senede 8 tane takım çalıştıran o bildik ekipten biri gelecek. denizlispor'un bu kadroyla işi çok ama çok zor, sanki mahalle takımındaymışçasına öyle birkaç maç yenildi diye teknik direktörü takımdan şutlayınca birtakım yanlışlıkların üstü kapanmaz. denizlispor sevdiğim bir kulüp olmasına rağmen bank asya birinci lig'e uçsun da o yönetim bozmalarının akılları başlarına gelsin diye diyorum.

aha şuna bak; (bkz: ali ipek)
göztepe'nin eski futbolcusu, yeni teknik direktörüdür.