bugün

evin kokusu burnumda, nemli duvarları gözümün önünde, kahkaha sesleri kulağımda...

basit tanım: erasmus dahilinde gidilen ülkede, tutulan evde yaşananlardır. şimdi hazırsanız başlayalım anlatmaya.

uzun değil, sağlık sorunları için bir aylığına gidilir yurt dışına. gidilmişken erasmusa katılmış arkadaşa mail atılır. saat belirlenir ve buluşulur. ısrarları sonucu kendisi ile bir gün kalmaya karar verilir. kaldığı eve götürür sizi, tam 14 kişi kalmaktadır aynı evde. amerikan filmlerinden fırlama bir ev de kalmaktadırlar, aşağı kat kızlar için, yukarı kat erkekleri için tahsis edilmiştir. bir iki yerleşmeden sonra tanışma faslı başlar:

birisi: hi!
vendetta: hi! what is your name?
birisi: modum.
vendetta: nice to meet you odun.
arkadaş: gel lan gel. odun değil modum. yahudi o arkadaş. benim hatun ile tanış.

ardından arkadaş ile bir odaya gidilir. oda da bir çift ile bir kız oturmaktadır. çiftlerden kız olanı erkeğinin ayağına masaj yapmaktadır. türkiye de ayak yıkatma modeli olarak bilinen bu durum demek ki yabancılarda masaj olarak vuku bulmakta düşünceleri ile arkadaşın sevgilisine laf atılır:

vendetta: hello. i am vendetta.
kız: merhaba vendetta. ben selin. mahmut geleceğini söylemişti. hoşgeldin.
vendetta: eki ki. merhaba. kusura bakma. ben türk olduğunu anlamadım. memnun oldum.
selin: önemli değil. nasıldı yolculuğun, ameliyatın ne zaman?
vendetta: iyiydi. ameliyat tarihi daha tam belli değil.
selin: aç mısın? seni bekledik mahmutla yemek yemek için.
vendetta: aslında çok açım.

odadan çıkılır. çift ile yemek yemeye gidilir. menüde yazılanlardan bir bok anlaşılmaz. domuzsuz bir yemek sipariş edilir. gelen yemek hayvani boyutlarda ama çok lezzetlidir. yemekten sonra kimsenin ayağa kalkmaya mecali kalmamıştır.

selin: çok yedik. ne yapalım?
mahmut: bence acilen eve gidelim.
selin: neden?
mahmut: benim acilen tatlı yemem lazım, tatlım.

eve gidilir. sevgililer bir odaya kapanır. onlar tatlı niyetini birbirlerini yerken vendetta evin içinde gezinmeye başlar. tipinden türk olduğu tahmin edilen birinin yanına yaklaşılır:

vendetta: hello. where are you from?
eleman: birader ben ankaralıyım. sen vendetta olmalısın.
vendetta: evet. memnun oldum. sigaran var mı?
eleman: birader burada sigara içmek için bil geytsin torunu olmak lazım. ama tütün var. al bakalım bununla idare et.

verilen sarma sigara mecburen içilir. içinde ot namına bir şey olmaması için dua edilir. bir iki muhabbetten sonra sevgililer tekrar ortama dahil olurlar.

vendetta: hayırdır? erken geldiniz.
mahmut: erken geldim, erken geldik.
vendetta: yuh ulan. bu kadar da açık sözlü olunmaz ki.

bu sırada kulağında kulaklık ile biri önünüzden geçer. aşırı derecede zayıf birisidir.

vendetta: bu nereli lan?
mahmut: senegalli.
vendetta: niye böyle zayıf lan bu?
mahmut: ee türkiye'de seni beni kedi köpek kovalıyor, bunları senegal'de aslan kaplan kovalıyor.

daha sonra içme faslı başlar. alkol su gibi akar. vendetta yatmak istediğini söyler. arkadaş kendi odasına çıkarır. oda buram buram bok kokmaktadır.

mahmut: ortak beraber yatacaz bu odada.
vendetta: yatacaz da, cam falan açsak, bu koku ne lan?
mahmut: ortak sondaj attım bir kaç saat önce. doğal gaz çalışması ekikiki.
vendetta: ne doğal gazı lan? zengin bir metan gazı kaynağı bulmuşsun sen. dikkat et grizü falan sakata gelmesin senin afacan.

bir gün de yaşanan bu olaylardan sonra evden ayrılınır. o evde 6 ay kalmanın insan hayatında yaratacağı etkileri düşünmek bile korkutucudur. her şey için teşekkür edilerek, hastaneye dönülür.