bugün

ya da ecevit ne aldı ki !

alamazdı rüyasında bile göremedi ! parasızlık şöyle dursun sağlam irade güçlü diplomasi gibi şeyler de gerekiyor bunun için !

şu duruşdan dolayı alamazdı .

görsel
Çok afedersiniz ama başını alırdı.
Ne çabuk unuttunuz ülkesindeki iş adamları tarafından bile pijamayla karşılanıyordu bu adam...
Şimdi öyle mi? Hey yavrum hey! Nereden nereye!
ecevit kıbrıs'ı aldı. konuşmaya gerek yok.

edit: entry başlığı refere ediyor. üsttekileri refere etmiyor.
s400 almaya diye gidip 100 liraya 10 kavanoz bal alıp gelirdi.
tabisi alırdı. ama tenezzül edeceyini sanmıyorum ıpışıklı başkanımızın. zira, es400 dediyin hiçbir şey karaoğlan için. ka-fa 1500 yakışır ona. olmaz öyküyleen! evet.

görsel
adam kıbrısı aldı amk, daha ne yapsın.
teknosadan s 3 mini bile alamazdı.
anasını bile zikerdi...senin trump götü yalayan reyizin bir yana ecevit tuttu, türkiye´deki incirlik dahil bütün amerikan üslerini kapattı !!...direkt kapattı, daha önce de kıbrıs´ı almıştı, ondan sonra zaten abd türkiye´ye amborgo uygulamaya başladı...

sonra gelen iktidarlar bi daa açmasalardı abd üslerini türkiye´de amerikan üssü olmayacaktı...

o adamlar diplomalı adamlardı...öyle yap boz tahtası gibi yönetmediler ülkeyi.
okumayi ogrenen kekolar hemen uludag sozluge yazar oluyor. ecevit demeden once onunu ilikle comar.
Bence onun dönemi olsaydı s 400 e gerek kalmazdı. Daha farklı bir sistem bilim alanında ilerlemiş kendine yeten ve belki amerika Rusya kadar olmasa da güçlü bir devlet haline gelirdik.
Şu duruşundan dolayı alabikirdi.
görsel
(bkz: anakronizm)
terzi recep ölünce dul karısı başka biriyle evlenmiş. efendim ilk gece yeni damat pazularını gösterip: terzi recep te böyle pazular var mıydı? diye sormuş. dul kadın mahzun mahzun "yoktu bey" demiş. derken bileklerini kollarını vs vs. kadın her seferinde yoktu yoktu diyormuş.
nihayet adam malı çıkarmış o da ne! bildiğin bamya. kadıncağız dayanamamış:
" terzi recep te böyle pazular böyle kollar yoktu ama bi yarrak vardı hem seni hem beni sikerdi üstüne de iki gömlek bir pantalon dikerdi" demiş.
neymiş ecevit s 400 alabilir miymiş!
Ecevit’in s400 almasına gerek kalmazdı zaten ama gerekirse anasını bile sikerdi. Ha kıbrısa çıkartma emrini erbakan verdi diyen salaklar var ecevit ingiltereye gitmeden evvel hazırlık emri zaten verilmişti ingilterede sonuç alınmayınca ayşeyi tatile yolladı kendisine bu konu sorulduğunda şurada cevapladı https://youtu.be/lZ3Ae-9n8-I
Saçma bir yazarın saçma bir soru başlığı. Zaten başlığı da yanlış açmış. Bi kere ecevit zamanında s 400 diye bir füze yok amk. Ecevit o dönemde bir çok şeyi alamazdı. Stres çarkı bile alamazdı. Çünkü yoğudu malantinonyuslar.
Ayrıca bu s 400 leri almak için merkez bankasının yedek akçesine dadanıldığını unutmayalım. Bir şey alınıyorsa onu millet alır. Daha kavramları oturamamış. Gelmiş burada beşinci sınıf aklıyla trollük yapmaya, horozun ziki kadar beyniyle eşeğin ziki kadar akıl vermeye çalışıyor. *
Ecevit alamazdı, bir tek erdoğan alırdı.

Rusya zaten erdoğan var diye verdi.

Hakkatten beka değil zeka sorunu var bu ülkenin...
s400 almazdı, s400'ün iyisini üretecek fabrika açmaya çabalardı.

s400'e ABD ne der diye kırk takla atmazdı, alacaksa siktir çekip ABD'ye alırdı.

Ecevit belki s400 alamazdı, ama ülkesinde aç bırakmamak için çabalardı, önce kilosu milyarlara denk gelen içecek içmezdi mesela.

ne diyeyim hayırlı olsun, işsizlikten intihar eden gençlerin mezarına konuşlandırın s400'ü.
28 haziran 2019 osaka anlaşmasına göre götümüze sokmaktan başka bir işe yaramayacak olan nesneyi niye alacaktıydı ki.
Adam daha başlık açamıyor soru ekinin ayrı yazılacağını bilmiyor ve siz buna cevap veriyorsunuz.
Ilginc.
s400'ü kendi üretmiş gibi havalara giren ak yalama sorusu.

harcanan paraya ve verilen vergiye oranlandığında 20 yıldır ülkede üretilen elle tutulur bir şey yokken, buna üzüleceğine dış devletlerin yaptığı askeri malzemelerle övünen ak yalamalara allah akıl fikir versin.
2 milyar doları aşan bir maliyeti var s 400 lerin. bu para kimin parası sizce?
Ecevit olsaydı...
Biraz uzun oldu ama lütfen okuyun.

Türkiye Ortadoğu savaş bataklığında hava savunma savunma sistemini kurmak istiyor ama Amerika izin vermiyor.
Patriot alımına izin verilmiyor.

Konuyu NATO nezdinde tartışmaya açardı ki Almanya Hollanda vb ülkelerin Ortadoğu ile sınır olmadığı ve sıcak bir çatışma saldırı tehdidi olmadığı halde bu füzelere sahip olması, israil'in de bu füzelere konumu gereği sahip olduğu örnek gösterilerek, ülke olarak NATO konseptinde savunma hakları gereği diğer ülkeler gibi bu silah sistemine TC'nin sahip olma hakkı uluslararası platformlarda tartışmaya açardı.
Konuyu ABD, TC arasında değil; NATO ve Türkiye arasında tartışmayı tercih ederdi.

Tabi ki Amerika NATO'nun patronu olduğu için yine patriot gibi 3-5 sene sonra çöp olacak bu sistemi yine satmaz, satsa bile kontrol komuta yetki Türkiye'ye verilmezdi.
Amiyane tabir ile "bacakları benim omuzumda ama nikah senin omuzunda" tarzı evliliğe bizi zorlardı.

Ecevit, bu sefer yine s-400 almak için Rusya kapısını çalardı.
Rusya, Afrika'da başta Libya olmak üzere diğer Ortadoğu ülkelerinde (ırak başta olmak üzere, kendi topraklarında Ukrayna, Gürcistan vb) ABD gücünü kontrol sahasını kırmak için Türkiye istemese bile bu teklifi Rusya yapardı ya neyse...

Türkiye s-400 alırdı.
Amerika f-35 projesi başta olmak üzere çeşitli yaptırımlar tehditler ile ortaya çıkardı.
Bu durum NATO ve Amerika Türkiye arasında sorun olmaktan çıkardı.
Ecevit ve monşerler(!) Acil olarak dış işleri savunma ekonomi bakanı genelkurmay başkanı meclis tüm temsil edilen edilmeyen partileriyle toplantı yapardı.
Konu tartışılır seçeneklerle izlenecek politika tartışılır.

Tabi konuyu birleşmiş milletlere taşır.
Milyarlarca dolar harcamış Türkiye'nin ortak olduğu f-35 projesinden çıkarılması, hak etmiş olduğu uçakların verilmemesi, ekonomik yaptırımlar vb uğranılacak zararın engellenmesi, uluslararası ticari ve askeri sözleşmelerin yok sayılıp devletlerin hükümranlık hakları, savunma haklarının çiğnenmesi engellenmesi için bu gerekir.

Türkiye'nin Akdeniz'de doğalgaz petrol arama hakkı engellenmesi konusu da var ki; Ecevit olsa konuyu birleşmiş milletler Lahey adalet divanı nezdinde tartışılması için gerekli adımları çoktan atmıştı.
Lahey adalet Divanı, 2002 yılında Kamerun ve Nijerya arasındaki petrol zengini Bakassi yarım adası tüm kara ve deniz sınırlarının hükümranlık hakları ile ilgili anlaşmazlığı ele aldığı dava, bölgesel konularla ilgili çok tipik bir örnek teşkil etmektedir. Divan sayesinde sorun barışçıl yollardan çözülebilmiştir. Divan, aynı başlarında Endonezya ve Malezya arasında Celebes Denizi'ndeki iki ada ile ilgili anlaşmazlığı da çözmüş ve adaları Malezya’ya vermiştir. 2001 yılında Divan, Katar ve Bahreyn arasında ilişkilerini geren deniz sınırı ve özerklik ile ilgili bir antlaşmazlığı da sona erdirmiştir.

Suriye de PKK uzantısı terör gruplarına silah desteği yapan ABD ve özellikle ışid gibi kökten dinci terör örgütlerine lojistik istihbarat desteğiyle bilinen israil için Suriye ırak gibi ülkelerin toprak bütünlüğü BM kararları uluslararası hukuk gereği garanti altında olması bakımından bölge ülke liderleri ile ortak hareket ederek Nikaragua örneğinde olduğu gibi politika strateji izler 1986 yılında, “kontralara” verdiği destekle ilgili olarak Amerika Birleşik Devletleri'ni dava etmiştir. Amerika Birleşik Devletleri'nin tazminat ödemesi gerektiğine karar verilmesi düşünülürse böyle yol izlerdi Ecevit.

Birleşmiş Milletler Antlaşması'nın Teşkilat’a uluslararası anlaşmazlıklara hakemlik ve hukuki antlaşmalar (Madde 33) çerçevesinde barışçıl çözümler bulma ve uluslararası hukukun gelişimini ve tedvinini destekleme (Madde 13) görevi vermiştir.

Yıllar boyunca, Birleşmiş Milletler 500’den fazla çok taraflı anlaşmanın ortaya çıkmasını sağlamıştır. Söz konusu anlaşmalar ülkeler arasında geniş ortak yaklaşıma işaret etmekte ve anlaşmaları ihlal eden ülkelere yasal kısıtlamalar getirebilmektedir.

Birleşmiş Milletler'in ihtilafların çözümlenmesi için oluşturulan organı Uluslararası Adalet Divanı’dır.
Lahey Divanı olarak bilinen divan, 1946 yılında kurulmuştur. 2003 yılının sonunda, üye ülkelerden gelen 78 ihtilafla ilgili karar vermiş ve Birleşmiş Milletler kuruluşlarından gelen taleplerle ilgili olarak 24 görüş bildirilmiştir. Bir çok konu tüm Divan tarafından ele alınmaktadır; fakat 1981 yılından beri tarafların istekleri üzerine altı dava özel kurullara sevk edilmiştir.

Divan’ın baktığı davalarda, ekonomik haklar, geçiş hakları, gücün kullanılmaması, ülkelerin iç işlerine karışılmaması, diplomatik ilişkiler, rehine almak, sığınma ve tabiyet hakkını içeren uluslararası konuları ele almıştır.
Ülkeler aralarındaki fikir ayrılıklarına tarafsız hukuki bir çözüm getirilmesi için Divan’a baş vururlar. Divan, kara ve deniz sınırları ve bölgesel özerklik gibi konulara barışçıl çözümler getirerek, antlaşmazlıkların tırmanmasını önlemektedir.
ecevit belki s 400 alamayabilirdi fakat siz ondan adamlık, devlet terbiyesi alabilirsiniz.
eceviti yağlıyorlar ballıyorlar ama şekil a görüldüğü gibi hiç kimse şunu aldı yada şunu üretti diyemiyorlar !

buda onların ne kadar kıvrak birer dansöz olduklarını göstermiyor mu !

hiç bir bok alamadı hiç bir bok da üretemedi !

bu kadar basit lan !

niye kıvırıyorsunuz niye başarısızlığı ödüllendirmeye çabalıyorsunuz !

bu sizin adam olmadığınızı adaletsizliğinizi yalancı olduğunuzu göstermiyor mu .

kabak çiçeği gibi gösteriyor hemde !

zaten bunu göstermek amacıyla açıyorum başlıkları !
Birileri Kıbrıs konusunu yok Ecevit, yok Erbakan diye tartışıyor.
Bu durum bir çocuğun "ben annemin çocuğuyum" başka bir çocuğun "ben babamın çocuğuyum" tartışması kadar aptalca bir durumdur.

Kusura bakılmasın, bu kimin çocuğuyum tartışması çocuklar için aptallık değildir.
Birazcık siyaset hukuk uluslararası ilişkiler strateji bilen, bildiği için konuşan insanlar kast edilmiştir.