bugün

sırf doom ve doom2 nin anısına oynanılacak bir oyun olmuş.oyun korkunç doğru,ama bu daha çok karanlık ,insanın önünü göremediği mekanlarda öcüüüüüüüü diye insanın üzerine atlayan yaratıklardan kaynaklanan bir korkunçluk ve oyundaki gerilimde aman 22 healthim kalmış ya şimdi yaratık çıkarsa gerilimi..
kim ne derse desin ben doom2 yi bile tercih ederim en azından o benim 486 dx33 de bile gayet güzel çalışıyordu hatta ne güzel gizli wolfenstein aşamaları bile vardı.
oyunun grafikleri teknoloji harikası olabilir ama ben doğru düzgün oynayamadığım oyunun 128 mb lık ekran kartıyla doğru düzgün göremediğim grafik teknolojisini ne yapayım?half life dan sonra oyunların standartları değişti artık serbestlik ve senaryoda lazım bizi tatmin etmek için , artık birkaç güzel grafik ve arkadan bağırarak insanın üzerine atlayan canavarlar üzerine kurulu bir oyun yetmez.
(sunger fidani, 12.08.2004 23:37 ~ 23:39)
Sistem gereksinimleri yüzünden adını ko'doom 3' olarak değiştirmek istediğim oyun. üstüne hangi oyunlar çıktı tabi....
geceleri büyük bir zevkle oynadığım bir bilgisayar oyunu.
grafiklerinden başka hiçbir esprisi olmayan ve "korkmaktan sıkılmak" eylemini dilimize katmış olan oyun.

edit: hell bölümü, clive barker's undying oyunundan aşırmadır.
sonlarına doğru insanı sinir harbine sokup " bunların hepsi nasıl olur lannn " nidaları attıran akabinde allah " save " den razı olsun duaları eşliğinde bitirilen oyundur ...
pek tabiki , ayrıca , iilaki bakınıssss ;
(bkz: orgazmdan daha zevkli anlar)
-abi ben korkuyorum
+yaww ne adamsın oyun bu oglum geliyorum ben sen oyna...
-bu ne anasını s*k*y*m!**
+ne oldu gectin mi bölümü?
-ben bir su iceyim geliyorum!
+tamam!
-oyun sarmadı be abi zaten kasıyordu sildim!
+???
grafikleriyle büyüleyen fakat 1 saat oynadıktan sonra monotonlaşan oyun
evde tek başima oynamamam tavsiye edildiğinde oram buramla güldüğüm , denediğimde hak verdiğim , kulaklıkla oynanmamasını şiddetle tavsiye ettiğim , filmi ben de hayal kırıklığı yaratmış , aşmış yıkmış geçirmiş oyun
harika grafiklerle nasıl boktan bir oyun yapılabilir sorusunun cevabı niteliğindedir.oynanabilirliği düşüktür.tüm mekanları birbirine benzer.korku ögeleri gayet iyi olsa da bir süre sonra yaratıkların nerden çıkacağı tahmin edilebilir.
1-2 saat oynayıp rafa kaldırılan oyunlar arasındadır.
dönüp dolaşıp sürekli aynı yere çıktığınızda ne lan bu labirentte peynir mi arıyoruz düşüncelerine sevk eder adamı arada.
2005 yılında oyun piyasasına giren ve anında fırtınalar koparan id firmasının grafik ve ses özelliklerini müthiş bir şekilde birleştirmiş olduğu aynı zamanda grafik olarak 2005 te dünyada birinci olan karanlıkla ilgili sorunları olanların asla oynamaması gereken fps tarzı pc oyunu...
ışıklar kapalı aynı zamanda kulaklıkla oynamak için harbiden çok büyük bir göte sahip olmayı gerektiren oyun. oyun moyun değil aslında büzük test makinası.
her seferinde; "yeaa bu sefer baydı kesin oynamıyorum" diyerek kapatılan; ancak masaüstündeki enfes pentagramın cazibesine kapılarak "dur lan şurayı da geçiyim de bakarız" hissiyatıyla devam edilen oyun.
"z odasindan basla. a odasına girmek için b den geçmelisin ama b nin kapısı bozuk. o yüzden c odasındaki delikten girip d odasına çık ve f odasında defalarca öldükten sonra kapıyı bul ve a ya gir. tam bitti kurtuldum sanarken seviyeye ilk basladığın yerdeki asansörü çalıstır. sonra seviyenin sona kadar bi daha yürü." mantığıyla tasarlanan bölümlerle bıktıran, kusturan oyundur.

ha ışık-gölge olayları, zombileri yumruk atarak patlatmak(ciddi anlamda)güzeldir, o ayrı.

ama bölümlerdeki tekdüzelik o kadar bıktıryor bi bir süre sonra kart bulup PDA toplamaktan sıkılıyor insan. açıp biraz half-life 2 oynamak, rahatlamak istiyor.
çeşitli varyasyonlara gebe bir oyundur. tam olayın havasına girmisken cekilen masalar gürültü patırdı toz dumanla oyun zevkiniz iki paralık olur.
diğer bir çeşidi ise yine benzer bir motivasyon durumunda gerçekleşir.
odanın panjurları kapalıdır, ses namına sadece 4.1'den gelen atmosferik oyun efektleri bulunmaktadır. siz tam köşeyi dönerken üzerinize bir yaratıgın atlamasıyla anneannenin elektrikli süpürgeyi açarak odaya ghost busters misali dalması bir olur. oyuncu sinirlerinin durumuna göre sandalyeden uçabilir.
kalan bozuk bir asap ve bilgisayar masasına çizdirilmiş sol bacaktır.
15 dakika aralıksız oynayınca insanı bunaltan, depresyona, umutsuzluğa ve karamsarlığa iten oyun. kasvetli atmosfer, karanlıktan fırlayan zombiler zebaniler, betruger denen moruğun ihrenç kahkahaları, her an stres ve korku derken insan ruhen çöküyor.
atmosferi ile insanı saran; insanı yusuf yusuf moduna sokan mükemmel fps.

gerek sesler, gerek karanlık ortam, telsizden gelen çığlıklar, yaratık sesleri, şeytani gülmeler... daha ne diyeyim ki. yalnızken oynanması gereken bir oyun.

hikayesini azıcık özetlememe gerekirse:*
2145 yılında mars'a uac isminde bir araştırma grubu yollanır ve orda bir tesis inşa edilir. bu araştırma tesisinde mars'ta bulunan fe2o3 sayesinde mars'ı yaşanılır bir yer haline getirilmeye çalışılıyordu. çünkü dünyanın kaynakları tükenmek üzereydi. ama bir gün şeytani bir şeyler olur ve tesiste yaratıklar, zombiler kol gezmeye başlar.**
dandik bilgisayarımın anca kaldırması yüzünden 640x480 çözünürlükte minimum özelliklerde oynarken bile laptopu kucağımdan attırtacak tepkiler verdirten; o dandik kalitedeyken bile sürükleyiciliğinden bir şey kaybetmeyen oyun.
bir gece yarısı oynarken koltuktan fırlamama sebep olmuş mükemmel ötesi bir oyun
yanınızda klozet bulundurmadan oynamamanız gereken bir fps oyunu. ek paketi ile maceraya devam ediyorsunuz ve ilk oyunda elinizden kaçırdığınız o kanatlı şeytan ın peşinden koşuyorsunuz. oyunun kapalı mekanlarda geçmesi ayrı bir gerilim veriyor. her köşeyi didikleyerek ve fener ışığı ile ilerlemek zorundasınız çoğu kez, üzerinize bir yaratık atlamasıyla eliniz ayağınız dolanıyor ve fenerden silaha geçmek zorlaşıyor.. oyun içinde bolca kan, şiddet, gerilim, korku ve "siyah" var.. kim ne derse desin bu gerilimi yaşamadan ölmemelisiniz.

metal müzik severler içinse önerim, oyunu death veya cannibal corpse gruplarının şarkıları eşliğinde oynamaları..

uuu beybi.
eğer kendisini illegal olarak indirip oynamayı amaçlayan kötü insanlar olsaydık, başında verdiği "invalid cd-key" hatasını ve id software'in online olarak yaptığı cd-key check'i baypass etmek için, hatayı aldığımızda "ctrl+ alt + ~ " kombinasyonunu kullanarak konsolu açar, oraya (tırnaklar hariç) "set game/site3" yazar, loading ekranından sonra escape tuşuna basar ve menüden "new game" ya da "load game" seçeneklerinden istediğimizi seçerdik.

ama bunu yapmamalıyız, çok kaka bir davranıştır.
korku oyunları arasında kesinlikle en etkileyici ve korku unsurlarını en iyi şekilde kullanmış olan harika oyun. grafiklerinin gerçeğe olan yakınlığı, senaryosu da oyunu harika yapan diğer unsurlar tabi. oyuna daldıktan bir süre sonra dünyadan kopma noktasına kadar getirmektedir içeriği. üstelik arada bir kalkıp su falan içme ihtiyacı hissettirecek derecede yoruyor.

kişisel not: kulaklıkla oynayıp sıçrama manyağı olmuş biri olarak, korkuyla arası iyi olmayanların uzak durması gereken oyundur.
az önce yüklediğim ve şuan oynamaya başladığım oyun.bakalım nasılmış.göreceğiz.
oyuna başladım iyi güzel grafikler felanda abi zırt pırt olaylar olup duruyor ya.yok o kapı bozuldu hurra kapıyı açmaya gidelim.valla belli bi zaman sonra ne için nereye gittiğimide unutuyorum gidiyorum öyle.
not:oyunun tam çözümünü internette bulamadım yardımlara açığım.
kodlarını artık herkes görebilmektedir. ne mutlu geliştiricilere ! çok güzel bir haber. *
http://www.ozgurlukicin.c...er/doom-3-kodlari-acildi/
ana müziğinin ve hell knight isimli yaratığın hastası olduğum oyun.