eski adı ile eurodisney. sürekli bir değişim içinde olan disneyland fenomeninin avrupa şubesi. genel olarak yanlış bilinen yönüyle aslında disneyland'lar sadece eğlence merkezleri değildirler. disneyland resort sistemi ile kalınabilir, toplantılar düzenlenebilir, özel günlerde özel paketler ile gösteriler sunulabilir.
(bkz: space mountain)
(bkz: indiana jones)
çevre düzenlemesi ve oyuncakların türlerine göre dört farklı adaya bölünmüş walt disney'in eğlence parkı.

(bkz: frontierland)
(bkz: adventureland)
(bkz: fantasyland)
(bkz: discoveryland)

girişte alınan biletten başka içeride eğlence adına başka masraf yapmak gerekmiyor. tek can sıkıcı şey oyuncakların uzun kuyrukları. bunun da kolayı düşünülmüş ve en popüler ve kalabalık oyuncaklara daha hızlı ulaşmak için bir sistem getirilmiş.

(bkz: fastpass)

yemek içmek ise paris'in içinden daha ucuz sayılır. tabi yine de fiyatlar normal değil. alışverişe de mutlaka fon ayırmak gerekli. hem disney parkının içeisinde hem de parkın dışında bulunan disney village'in içerisinde yemek ve alışveriş için herşey düşünülmüş.

aynı zamanda, disneyland müşterilerinin büyük bir çoğunluğu parkın civarındaki otellerde konakladıklarından, disney village'den otellere ücretsiz otobüs servisleri vardır.

ve tabiki pastel renkli şatolar, etrafta dolaşan disney karakterleri, miki kulaklı minikler ve kulağa gelen çığlıklar...

şunu da belirtmek isterimki tema disney olduğu için birkaç roller coaster olmasına rağmen parkta sevimlilik adrenalinden daha hakimdir.
disney'in yarattığı masal diyarı. içindeyken kendinizi bir masalın ya da bir çizgi filmin içindeymiş gibi hissedebilirsiniz.

mutlaka denenmesi gereken aktiviteleri:

space mountain: kalbi olan denemesin. büyük bir uzay aracının içinde inanılmaz bir hızla uzayın içine fırlıyorsunuz, havada 3 takla atıyorsunuz ve sonra hatırlayamayacağınız pek çok şeyi yaşıyorsunuz. inanılmaz heyecanlı fakat bir o kadar da keyifli bir deneyim.

indiana jones and the Temple of Peril: genelde uzun kuyrukların olduğu bir parkur. fast pass bilet uygulamasıyla binilmesi daha mantıklı olur. çok hızlı bir trene binip, havada 1 kez takla atıyorsunuz, onun dışında son derece heyecanlı, tünellere girip çıkıyorsunuz, denenmesi gerekir.

it is a small world kesinlikle ama kesinlikle gidilmesi gereken bir yer. rengarenk dekorlar, inanılmaz keyifli müziklerle sizi küçük bir dünya turuna çıkarıyor. bütün dünya çocuklarının giysilerini, yüzlerini bir nehir turu eşliğinde görüyorsunuz.

pirates of the caribbean: adventureland'deki en etkileyici yerlerden biri. bir tekne içinde karanlık bir gecede * korsanların içinde ilerliyorsunuz. sürprizler sizi bekliyor.

buzz lightyear laser blast: yani vaktiniz varsa gidebilirsiniz tabi, özellikle +18 grubu için fast pass uygulamasıyla gidilmesi daha mantıklı gibi, biraz daha çocuklara yönelik bir yer. size verdikleri lazer silahlarla etrafınızdaki canavarlardaki belirli hedefleri tutturup puan almaya çalışıyorsunuz.

big thunder mountain: çok keyifli, bir madenci teknesinde maceralara atıyorsunuz, sürprizlerle dolu ve orta derecede hızlı.

phantom manor: hayaletli büyük bir malikanede, ruhlar, hayalet gelinler ve neşeli ölülerle karşılaşıyorsunuz. biraz tim burton'un dünyasına giriyorsunuz sonra çıkıyorsunuz. çok keyifli.

parka giriş ücreti yetişkinler için 58 euro. 20 euro fark ödeyerek film stüdyolarının olduğu parka da gidebiliyorsunuz, ancak aynı gün içinde 2 parkın gezilmesini mümkün olmadığını düşünüyorum. çünkü park keyifli olduğu kadar yorucu da. insanın hayatta mutlaka bir kez gitmesi gereken bir yer.