bugün

en çok panellerde raslanan bir durumdur. dinleyici konuşmacıya saatler, hatta günlerdir düşündüğü, ben bunu nasıl ters köşeye yatırırım da herkesin önünde kabak götlü afrika dömelgenine çeviririm planları kurduğu sorusunu patlatır. ama konuşmacı zaten bu işlerin kompetanı olduğundan soruya bir şekilde cevap verir. ama kahramanımız bu noktada devreye girer ve sorduğu sorunun muhteşemliğinin verdiği zafer sarhoşluğuyla sadece kendine odaklanır, cevabı dinlemez bile. aslında dinler ama duymaz, duyamaz çünkü o sırada içindeki kendini pohpohlama sesini duymaktadır. bir de dinlermiş gibi yaparken konuşmacının her cümlesinin sonunda kafasını sallar, evet der, haklısın der. madem haklısın diyceksin, madem bir şey öğrenme sorusu soracaksın, adamı neden dinlemezsin be hey izleyici, anlat bana.
karşınızdaki bireyin abu zubu hede hede diye anlattıklarının bir noktadan sonra kayda değer olmadığına kanaat getirmekle beraber, o noktadan itibaren tınlamama eylemine geçmektir. bazen istemsiz, bazen de istemli devreye giren bir sistemdir. istemsiz devreye girdiği anda kişi başka şeyler tahayyül etmeye başlar, olayın odak noktasından uzaklaşır ve konuşmalar fonda mırıldanan bir şarkı gibi olur adeta. istemli durumlarda ise kişi içinden "bi zigdir git yaa" der önce, sonra muhabbetten kaçar, beden oradadır ama akıl başka diyarlarda fink atmaktadır.

bu eylem esnasında en ünlü söylem sen anlat ben dinliyorum söylemidir. halbüse yılgın bünye sen devam et benim zkimde değil demiştir içinden. karşıdaki ayılana kadar işler, yerse de susana kadar devam eder. gerçekçiliği arttırmak adına hı hı , aa öyle mi, hadi ya gibi kalıp ifadeler kullanılabilir. tüm bunlara rağmen geveze bünye susmuyorsa soda şişelerinde kullanılan bir yöntem örnek alınarak birey boğazından tutulur, ağzına hızlı bir darbe vurularak dibinin düşmesi sağlanır.
(bkz: ismet inönü)
(bkz: kız keserken oluşan haller)
her cümle sonunda hı hı demek gibidir.
görgü kurallarının dışın da kalan yanlış bir harekettir. zira insan, dertlerini ve sevinçlerini eş ve dostlarına anlatarak bir nevi rahatlarlar. bir konuyu anlatan insan'ı dinliyormuş gibi yapmak yerine, en azından anlatan kişiden o an izin yada müsaade istenilip dinlenilmeyecek bir durum da olunduğunu söylemek daha erdemli bir eylem olur.
en uyuz olunan tiptir.

yakalarsam fena bozarım.
çoğu zaman hımmm, evet, anladım, yaa, peki, hayırlısı gibi karşılıklar vermektir. karşıdaki sıkılmıştır artık, anlasanız iyi olacaktır.
kendi derdimi dahi beynimde fazlalık yaptığını düşünüyorum durum o derece vahim.
Genelde derstte hocadan koptuğumda yaptigim eylem sevdigim bir hocamin dersiyse genelde yaparim dersle ilgilenmedigimi dusunmesin diye.
Sık yaparım. arada kafamı falan sallıyorum. Onu onaylıyorum kaşlarımı kaldırıp şaşkınlık sergiliyorum. Mimiklerini taklit edip gülüyorum falan.

Amk bildiğin sahtekarmışım şimdi anlatınca farkına vardım. Ehe.
Kafam cok doluysa ve kimseyi dinliyecek halim yoksa karsidakini dinliyormus gibi yapip genel cevaplar veririm hayirlisi olsun!!.
kafası sayısalın s" sine basmayan ben için, bir ortaokul ve lise ritüeliydi. derste rahat ederdim ama da konular sınavda girerdi tabi. neyse ki geride bıraktık o meşakatli günleri.
Efsane yaparım, hatta dinliyormuş gibi yaparken soru da sorarım ki ti ye aldığını çakmasın.
Dinlemekten daha zordur. Aklına hep ders dışında başka şeyler getirip hocanın yüzüne aval aval bakmaktır. Hatta bazen olay öyle bir noktaya gelir ki hocaya anlıyormuş gibi bakma taklidi yaparsın. Sıkıntılı bir süreçtir. Ben olsam yapmazdım.
Tezler yazabileceğim, konferanslar verebileceğim bir konu-eylem. O derece uzmanim bu işte.
Yapamadığım önemsemesem bile kafamda her kelime ...etkili dinlemeye o kadar alışmışım ki dalmadığım sürece mümkün değil
Sahtedir. Samimiyetsizdir. Birinin beni dinliyormuş gibi yapmasından çok, sus, demesini tercih ederim. Bozadabilir. Yeter ki dinliyormuş gibi sahte tavırlar sergilemesin. Bunun yanında, ben de dinliyormuş gibi yapmam. Dinlemem, belli de ederim.. ne olursa olsun, gerçeklik!
Bencil ve kafa ütüleyen arkadaşımsıya itinayla uyguladığım eylem. Çok umursadığını da sanmam çıkarları dışında bir şey önemli değil sonuçta.