bugün
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu24
- boşuna yaşıyorum hissi11
- murat kurum kurudu gitti8
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması15
- arda güler12
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı11
- futbolcu ismiyle nick almak11
- icardi190511
- icardi1905 silik olsun kampanyası24
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- sözlük kızlarının ayakkabıları14
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı10
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler12
- karınıza range rover alır mısınız18
- şu anda çalan şarkı9
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- ali erbaş11
- anın görüntüsü17
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- güzel kızların size abi demeye başlaması12
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- patiswiss17
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi19
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe12
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı8
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi13
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- siklememenin getirdiği huzur9
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek12
- xdearm8
- johnny bellington13
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
- binali yıldırım'ın servet15
1999 yılında çıkan erkin koray albümü ve şiiri.. albüm kadrosunda ahmet güvenç ve alpay şalt bulunmaktadır.
çın çın
çınlıyor kafamda
kurbağaların sesi
yok!
kurbağaların değil,
bu devlerin nefesi
çın çın
çınlıyor kafamda
kurbağaların sesi
doğmuyor içime ötesi
şiir
devlerin işi
benim gibi bir cüce kişi
yeltenmesin sakın
devlerle boy ölçüşmeye
ne o?
nedir o?
birden bire karşımda beliren...
arka ayakları üstünde duran
garip yaratık?
nasıl da bakıyor
toparlak gözleriyle
hiç kıpırdamadan bana...
bak...!
titremeye başladı şimdi
bu cumcuma...
o titredikçe,
görünmez teller havada
çarpıyor suratıma...
dur diyorum sana!
ne oluyor bu titremek?
dinlemiyorsun,
dinlemek istemiyorsun demek
öyleyse seni
gebertmek gerek..!
uzatarak elimi yanımda yanan muma,
ateşini tuttum yaratığın başına...
ve ateş...
büyüdü
büyüdü
ıkiye bölündü
bir parçası
top top
uçtu havaya
ve bu ateşten top havalarda dolaştı
geldi,
yuvarlandı,
düştü önüme...
erimiş demirden sıcak,
cam gibi parlaktı bu yuvarlak...
yaratığın başındaki ateş ise
yandı
yandı
ve söndü...
yaratığı deliye döndürdü
başladı sıçramaya
yüzünü yerelere sürüp
öteye beriye koşuşmaya...
ağzı burnu şişmişti
gelip tam karşıma dikildi
parlak gözlerini gözlerime dikti
ve bekledi...
bak..!
şimdi karşımda
bir şair de belirdi
şair bağırıyor,çağırıyor
"kalem! kalem!"
diye haykırıyor...
doğdu demek içine..!
kalem arıyorsun demek
döktürmek için kağıdın üzerine...
kalem ha..!
yazacaksın
yazacaksın da,
yazılarımı bir yana atarak
yazılarını okuyacaklar
bana cüce deyip
seni dev sanacaklar...
yok sana kalem!
yok..!
nafile yere bağırıp çağırma
kim koşar imdadına..?
ne o?
karşımdaki yaratık sallandı
bir o yana
bir bu yana...
ve bir kalem atarak
şairin kucağına
sessiz bir kahkaha salıverdi
bakarak suratıma...
çın çın
çınlıyor kafamda
kurbağaların sesi
yok!
kurbağaların değil,
bu devlerin nefesi
çın çın
çınlıyor kafamda
kurbağaların sesi
yok!
kurbağaların değil,
bu devlerin nefesi
çın çın
çınlıyor kafamda
kurbağaların sesi
doğmuyor içime ötesi
şiir
devlerin işi
benim gibi bir cüce kişi
yeltenmesin sakın
devlerle boy ölçüşmeye
ne o?
nedir o?
birden bire karşımda beliren...
arka ayakları üstünde duran
garip yaratık?
nasıl da bakıyor
toparlak gözleriyle
hiç kıpırdamadan bana...
bak...!
titremeye başladı şimdi
bu cumcuma...
o titredikçe,
görünmez teller havada
çarpıyor suratıma...
dur diyorum sana!
ne oluyor bu titremek?
dinlemiyorsun,
dinlemek istemiyorsun demek
öyleyse seni
gebertmek gerek..!
uzatarak elimi yanımda yanan muma,
ateşini tuttum yaratığın başına...
ve ateş...
büyüdü
büyüdü
ıkiye bölündü
bir parçası
top top
uçtu havaya
ve bu ateşten top havalarda dolaştı
geldi,
yuvarlandı,
düştü önüme...
erimiş demirden sıcak,
cam gibi parlaktı bu yuvarlak...
yaratığın başındaki ateş ise
yandı
yandı
ve söndü...
yaratığı deliye döndürdü
başladı sıçramaya
yüzünü yerelere sürüp
öteye beriye koşuşmaya...
ağzı burnu şişmişti
gelip tam karşıma dikildi
parlak gözlerini gözlerime dikti
ve bekledi...
bak..!
şimdi karşımda
bir şair de belirdi
şair bağırıyor,çağırıyor
"kalem! kalem!"
diye haykırıyor...
doğdu demek içine..!
kalem arıyorsun demek
döktürmek için kağıdın üzerine...
kalem ha..!
yazacaksın
yazacaksın da,
yazılarımı bir yana atarak
yazılarını okuyacaklar
bana cüce deyip
seni dev sanacaklar...
yok sana kalem!
yok..!
nafile yere bağırıp çağırma
kim koşar imdadına..?
ne o?
karşımdaki yaratık sallandı
bir o yana
bir bu yana...
ve bir kalem atarak
şairin kucağına
sessiz bir kahkaha salıverdi
bakarak suratıma...
çın çın
çınlıyor kafamda
kurbağaların sesi
yok!
kurbağaların değil,
bu devlerin nefesi
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar