bugün

adam gibi eğitim verilmediğinin göstergesidir.lakin adam gibi eğitim verilse ne işi var dershanenin ? akıllara şu soru geliyor : okul sıralarında işlenen ders ise dershanede ne yapılıyor?
doğru bir önermedir. okulda bir bok veremeyen zihniyetin milletin cebindeki son kuruşa göz dikmesidir. özel okula gönderemiyorsan çocuğunu okuma hakkı, öğrenme ve yetiştirilme hakkı yoktur bu memlekette. yani paran varsa süper! gerisinin ne önemi var, di mi?
not: dershane sistemi yalnız yeni yapılanmış bir sistem değildir. 20 sene evvel başlamıştır. o zaman bile dershaneye gidip 1. sınavı kazanamayan mallar vardı. dershaneye gitmeyip üniversite kazanan devlet okulu mezunları da vardı haliyle.
Turkiye nin en buyuk problemi, ogrencilerin sinav icin ogrenmesidir. Halbuki, insanlari merak etmeye tesvik edebilen bir egitim sisteminde ogrenci bilmek icin ogrenir, bu da ulkedeki akilli insanlarin sayisini dramatik bir sekilde arttirir. Ote yandan ulkede fazla akilli insan olursa RTE hukumeti nasil basta olacak ki, yani adamlar iktidar hirsi icin bilerek egitimi sabote edip, dersane gibi kurumlarin olusmasina sebep oluyor. Dersaneler egitim ayibi oldugu kadar iktidar ayibidir da... *
Acı gerçektir. Devletin açığıdır. Eğer devlet buna izin vermese dershaneler bundan yararlanamaz zaten. Eğitim sistemi felaketi çok ayrı mesele madem sınavda sorucaksın 160 dk. da kader belirliceksin, o zaman anlatıcaksın okulunda konuyu adam öğrenicek muhtaç kalmıcak dershanelere. Ne ailesini zora sokucak ne kendini.
Büyük başarı temelde yatıyor temel olmadı okuldan da pek bişey kapamıyorsun. Çok iyi hatırlıyorum da ilkokuldayken sınıf öğretmenim kurslarına gelen öğrencilere soruları verir derste pek bişey öğretmez dımdızlak kalırlardı sınavda kursa gelmeyenler. Bu bile bi felaket kendini geliştiremeyen adama. ayıptır sayın nimet uğraş bunlarla.
dershaneler olmazsa iyi bir üniversite kazanılamaz diye düşünülmektedir. çünkü okulda verilen eğitim ezbere dayalıdır. öğrenciyi araştırmaya, merak etmeye yöneltmez. ki ayrıca milyonların başvurup sadece azınlığın üniversiteye yerleşebildiği düşünülürse talebin sebebi de anlaşılır.

edit: yazım yanlışı.
dershaneler sistemin ayıbı değildir. ayıp olan, yeterli sayıda üniversite olmaması, öss gibi bir sistemin olmasıdır. haddinden fazla aynı branşta bölüm varken, lazım olan branşlarda yeterli bölüm olmamasıdır. eğitimin hala merkezi olması, yerelleştirilmemesi daha başka bir ayıptır. bütün bunlar dururken, dershanelere kafayı takmak, abesle iştigaldir.
eğitim sisteminin yetersiz gelmesi ile öğrencilere eksik kaldıkları yerlerde yardımcı olabilmek için kurulmuş para tuzağıdır. eğitim sisteminin ne kadar kötü olduğunu buradan anlayabiliriz.
şöyle ki dershaneler oyunu kurallarına göre oynamaktadır. ders nasıl olsa okulda detaylıca işleniyor diyerekten öğrencinin soruları bilmesinden daha çok optik forma kodlama yapmayı bilmesinin daha önemli olduğu o sınava öğrenciyi bol soru çözdürerek hazırlamaktadır. yoksa dershanenin başarısız bir öğrenciyi başarılı yapmak, dereceye sokmak gibi bir işlevi de yoktur. o yüzden zaten her sene her ildeki her dershane aralık ve ocak aylarında sbs ler düzenliyor: başarılı öğrencileri kendine toplayabilmek için. sonrasında dereceye mi girdin sen adamım ygs lys veya sbs'de. afişe edilirsin bütün il panolarında. ama senden daha çok dershanenin adı ön plandadır o afişlerde. sanki sınava onlar girmiş gibi. bi nevi kullanılırsın bu ortamda. lakin tamamen de parazit bir yaşam değildir bu. mutualizm ile kommensalizm arasında bi yaşam formudur. kısa adı da vardır bunun: öğrencilik.
devletin öğretmenlerinin eskisi gibi idalist olmayıp küresel dünyaya uyup alacağı paraya bakması sonucu devlet eğitiminin durma noktasına geldiğinin göstergesidir.
okullarda verilen eğitim hiçbir şekilde üniversite sınavına hazılamaz ve ezbercidir. hazırlıyor olsa bile ezberci olduğu için pek faydası olamaz. dersanelerde hiç ayrıtılara girilmeyip daha önceki sınavları baz alarak sadece o soruların nasıl çözülebileceği öğretilir. yani sonuca yönelik. orada öğretilen hiç bir şey yoktur tabi. sınav bitince her şey unutulur. yani tamamen zaman geçirmek için yaratılan saçmalıklar bütünü gibi duruyor ikiside. ama bu saçmalığın anlaşılması ve değişmesi çok uzun yıllar alacak gibi. tabi bütün bunların yanında hem okula hem dersaneye gidip hiçbir zamanı kalmayan moron çocuklar yetiştiğini de söylemek gerekir.
eğitim sisteminin ayıbından çok, çocuğu olan ailenin maddi kayıbıdır.
adamlar ayıba bakmıyor, paraya bakıyor.
çocuğunuzu üniversitede görmek için bu ayıbın parçası olmaktan ve kaybetmekten başka çareniz yok.
çalışkan öğrencileri parasız toplayıp geri kalan çocuklara "salak" muamelesi yapan dershanelerdir. kimi din adı altında türlü dolaplar çevirir, kimsenin haberi olmaz. kimi de insanlar tarafından ne kadar hor görülmüş ve dışlanmışsa da adını duyuramadığı için değeri bilinmediğinden türkiye birincisi bile çıkarsa bu kadar dikkat çekmez.
devletin ezberci eğitim sisteminin ve zenginden, parası olandan yana olan yükseköğretimin durumunu özetleyen gerçektir.

liselerin boş yere eğitim verdiği, ara eleman açığı bu kadar çokken heba olan meslek liselilerin dört bir yanda olduğu sistemde, öğrenciler dershane denilen kurumlara itilmiştir. dershaneler sonuçta öğretmenler için ekmek kapısıdır fakat şu unutulmamalıdır;
öğretmenler iş bulsun diye, milyonlarca fakir gencin geleceğini karartamayız.

bu ayıp, bu sorun sistemin en temelindedir. temeli olan "yükseköğretim ve ortaöğretim sistemi" değişmedikçe, kapitalist çarklar işlemeye devam edecektir.
eğitim sisteminin ayıbı olduğu kısmen doğrudur. ancak dershanelerin asıl olayı, günde 5 milyon tane soru çözmelisin, bu suretle istediğin okula girebilirsin mantığının yıllardır oturmuş olmasından ötürü, velilerin eğer çocuklarını dershaneye göndermezse, sınavda başarısız olacaklarına kanaat getirmesindendir. özetle, asıl problem bir işin mantığının anlaşılınca soruların çözüleceğine inanılmaması, bunun yerine soru tiplerinin ezberlenmesi gerektiği düşünülmesidir.
dershanede matematik öğretmeni sıfatıyla yaptığım iş görüşmesinden;

dershane patronu : burası bir ticarethanedir. Amaç para kazanmaktır. Onun için kimsenin dinine, siyasi düşüncesine karışmayız.

bu kadar açık ve net konuşabiliyorlar artık. varın dershane denilen dört duvarın ne olduğuna siz karar verin.
(bkz: test edildi onaylandı)
şu memleketin eğitim sistemi zaten başlı başına bir ayıptır. dershaneler ise sıçılan bu ayıbın sıvanma evresidir.
dersaneler eğitim sisteminin ayıbıdır evet.peki eğitim sistemi kimin ayıbı?bence direk bu ayıbı yapan kimse bulup herkes onu ayıplasın diyorum.
dersaneler eğitim sisteminin eksiklerini tamamlayan kurumlardır. gereklidir.
okuldaki öğretmenlerin de öğrencilere müşteri gözüyle bakmaya başladığı, sadece dersle ilgili olan dahası o dersle bile az ilgisi olan ya da hiç olmayan ilave olarak da bilgisi olmayan, meb'in sadece kpss puanlarına bakıp atadığı öğretmenlerin yetersizliğinin bir sonucu olarak öğrencilerin dersanelere toplanması sonucu ortaya çıkan bir durumdur.
gerek öğrencileri kullanması (sınav birincisi öğrenciyi alıp o iğrenç t-shirt'lerini giydirip reklam yapması, gizlice özel derece grubu oluşturması vs), gerek aileleri sömürmesi (dünya para istemeleri, bir günlük gecikmede hemen telefon etmeleri vs.) ve gerek ÖĞRETMENLERi sömürmeleriyle (stajer öğretmene aylık 150 tl vermeleri, haftanın 6-7 günü sabahtan akşama kadar çalıştırıp karşılığında ancak yol parasını karşılayacak bir maaş vermeleri) tam olarak eğitim sisteminin ayıbı ve bu ülkenin çocuklarının yetiştirilmesinde nasıl hatalar yapıldığının bir örneğidir. her yıl artık dershane olmayacak denir ve her yıl öğrenciler daha küçük sınıflardan itibaren dershaneye gitmeye başlar. yakında okul öncesi dershaneler açılırsa hiç şaşırmam, yoksa açıldı mı?..
kör , ferasetten yoksun zavallıların iddiasıdır. dersaneler gelişmiş eğitimin destekcileridir.

ama cahil, yobaz, bağnaz tipler para kazanan herkese düşman oldukları gibi buna da düşmanlardır.

her lüksün bir bedeli vardır. dersanenin de.
doğrudur, zaten eşitsiz bir eğitim sisteminde eşitsizliğin yeniden ve yeniden üretilmesine katkıda bulunur. dershaneye gidemeden üniversiteye girme olasılığının çok düşük olması, sosyo-ekonomik açıdan avantajsız durumda olan ailelerin çocuklarının eğitim yoluyla sınıf atlamalarını neredeyse olanaksız hale getirir. ortaöğretim sonunda, eğitim olanaklarına erişim dolayısıyla işgücü piyasasına giriş anlamında fırsat eşitliğini zedeleyen etkenlerin başında gelmektedir.
kEsinlikle doğrudur ..bunu rant meselesi yapan, yeni bir finans kaynağı haline getiren ey siyasiler kamu görevlileri UTANIN...
hoş olmayan ayıptır. madem durum böyleyse, öğrenciler okuldan devamsızlık izni alıp dershane etütlerine katılıyorsa, peşinden koşulan diplomayı da dershane versindir. ayrıca, 30 yıldır kurulu olan bu sistemi hala değiştirmeyen devlet anlayışı yok olsundur.