bugün

Kişinin kendisi veya bedeninden sürekli ve yineleyici ayrılma hissini yaşamasıdır. Rüyada olma, kendini dışarıdan seyrediyormuş hissi gibi. Kişi, kendi ve bedeni hakkında gerçek dışılık duygusu içindedir. Bunun yanında gerçeği değerlendirme yetisi bozulmamıştır. Bu duygular benliğe yabancıdır. Zaman ve uzay algısında bozulmalar, kol ve bacakların olduğundan çok uzun ya da kısa görünmesi, derealizasyon (dış dünya hakkında tuhaflık hissi) yaygındır. Hastalar kendilerini robot gibi hissedebilirler. Başdönmesi, depresif belirtiler, obsesyon, anksiyete ve bedensel zihin uğraşları sık görülür. Hastalığın kendisi nadir olmakla birlikte aralıklarla gelen depersonalizasyon dönemleri sık görülür. 40 yaşın üzerinde başlaması nadirdir. Kadınlarda daha sık olabilir. Şiddetli stres, anksiyete, depresyon, rahatsızlığa yatkınlık sağlar. Genellikle ani ortaya çıkar; kronik olmaya eğilim gösterir.
yolda yürürken, otobüste giderken veya her nerede olursa olsun aniden beyinde olusan anlamsızlığın adıdır. bir anda ne oldugunu anlayamayan insan "ben neredeyim, su anda burada değilim, evet oradayım. hayır" gibi cümlelerle bir olmus ve kendine karsı yabancılasmıstır. dısarıdaki sesleri duymaz, kendinide kontrol edemez. şizofreni belirtisidir.
bireyin kendisini, bedeninin tümünü veya bir parçasını değişmiş gibi algılamasıdır.
artık sadece giden bir nesnenin arkasından bakan bir çift göz ve bazen nadir anlarda hatırlamanın yanısıra anımsanmaya çalışılan ve o ansımsama sürecinin her anından her dakikasından ayrı ayrı zevk almak gibi olmuştur artık insanın elinde olmadan. ve giden gidiyordur artık. çocukken aldığım cırtcırtlı spor ayakkabılarımın cırtcırtlarının birbirinden ayrılması gibi artık ayrılıyorsun benden ve giderken döüp dönüp bakıyorsun ayrılmanın verdiği hüzünlü bir şekilde ve geride bırakılan kişinin ve ailen,n ve senin gidişinden haberleri biler olmadan sessiz sedasız gecenin karanlığında parmak uçlarına basa basa ve ne orda olduğunu ve nede orda yaşadığını o mutlu veya hüzünli veya o anların değerini kıymetini sadece o cırtcırtın diğer parçası bilecektir. ve hiç hiç düşünmeden gelecekte birinin diğerine yapışma ihtimalini ve de birinin gelip yapışma ihtimalini sadece o anda o ayrılma anında geriye dönüp ardında bıraktıklarına sadece kendisi ve diğer parçası ki tırnağın etten kendisini usulca koparak gitmesi bile yanında gökyüzüne bakıldığında gözün gördüğü tüm alanda sadece bir yıldız kadar yer kaplayan o derin duyguyu asla ve asla bir daha yaşayamayacak olmanın ve hiç bir zaman kavuşamayacak olmanın verdiği bilinç üzüntü ve anlatılamayan aslında bir çok kelimeyle anlatılabilecek olmanın yanı sıra sadece o duyguyu kendi yaşamak istercesine ve bunu istediğinden kesinkez emin olmanın verdiği başı dik gözleri dolu dudakları titrek ve gökyüzüne bakıldığında görülen güneşin etkisiyle hissedilen duyguları kalbinde yaşayan ve güneş gibi bir yüreği olanın son cümlesidir bu...elveda.
hem modern edebiyatta hem de klasik edebiyatta bu durumdan muzdarip pek çok yazar vardır. özellikle "yeraltından notlar" kitabında dostoyevski, "babalar ve oğullar" romanındaki bazarov karakteriyle turgenyev, martı öyküsüyle çehov kendileri depersonalize olmamış olsalar dahi bu durumu kitaplarında çok güzel bir şekilde özetlemişlerdir.
(bkz: panik atak belirtileri)
düşmanlarınız için dileyebileceğiniz en ideal bedduadır. insanın aynaya bile bakamaması, kendi eline koluna bacağına anlam verememe, insanları saçma birer et yığını olarak görme, kendi sesinin sanki teypten çıkıyor gibi olması," ben kimim, niye varım, bu benim adım mı, benim adım ne demek vs." gibi sorular, kendini başkasının hayatını izler gibi izleme ve bu durumu yalnız kendinin yaşadığını düşünme... depersonalizasyon korkunçtur. ama iyi haber: geçer.
edit: otu boku şizofreniye bağlayan yazarları dikkate almayınız. depersonalizasyonun ne olduğu konusunda kesin bir tanı yoktur ancak ne olmadığı konusu kesinleşmiştir: şizofreni belirtisi değildir.
kendini bir başkası gibi algılama durumu. Yaşanılan herhangi bir olay yavaş çekimle sunulan bir film sahnesi gibi geliyor insana.
şizofreniden ayrılan yönü kişilerin içinde şüphe vardır. şizofreniye tutulmuş kişi olayı gerçek sanar.
Depersonalizasyon bozukluğunu kişinin kendi gerçeklik duygusunun geçici olarak yitirilmesiyle ilgili kendilik algısında ısrarlı ve yineleyici değişim olarak tanımlar. Depersonalizasyon bozukluğu olan hastalar, kendilerini mekanik, rüyada veya bedenlerinden ayrı olarak hissedebilirler. Ataklar egodistoniktir ve hastalar semptomların gerçek dışı olduğunu anlarlar.
budur.
http://alternativelife.ge.../6/depersonalizasyon.html
bünyenin kendine yabancılaşması halidir.
Kendini siyah beyaz olarak izleme imkanı tanıyan olgu. Sen arkadaşlarınla eğlenirken bir anda o ortamdan uzaklaşıyorsun ya hani. Ben ne yapıyorum burada diye. Kendini bir ayrı yalnızlaşmış hissediyorsun kısa bir süre. işte sana depersonalizasyon.
genelde panik atağa, anksiyeteye ve madde kullanımına bağlı gelişebilen durum. Kolaylıkla tedavi edile biliyor zamanımızda. Ama bunun sonrasında kişi antidepresan bağımlısı ola biliyor. Kendiliyinden atlatanlar da var.
Tipik bonz tribi.
uzaklara dalma,
dıştan dünyayı inceleme,
hayalleri gerçeği ile kısa süreliğine (ortalama 2-3 saat, 7-8 saati de bulabilir) ayırt edememe
gibi gibi şeyler yaşatan psikolojik rahatsızlıktır.
Günün her ani özelliklede çok güldükten sonra yada çok uzuldukten sonra yaşadığım durum.
Tam olarak tanımını bilmesem de bende de var olduğuna inandığım ruhsal durumdur! bazen çok severek yapmaya başladığım bir işi sonradan saçma bularak, "ulan ben ne yapıyorum?" diyerek orda bırakıyorum.
Kişinin vücuduna yabancılaşma, kendinden kopma durumu.
deperson you have called diye başlayan durumdur.
hımm bilimsel adı buymuş demek, sonunda buldum. Okuduğum bir kitapta annenin empatik başarısızlığının çocuğun depersonalizasyonuna da sebep olabileceği yazıyordu. Ayrıca bu hastaların büyüdüklerinde büyüklenmeci kendiliği gerçek kendilikle karıştırdıkları da. Şu cümleyi hiç unutamıyorum "çocuğun gerçek kendiliği değersizleştirilir ve yok sayılarak artık bozulmuş bir şekilde kalır." Korkunç. işte bu yüzden anne olmak istemiyorum. Bunu herhangi birine yapabilme düşüncesi bile çok kötü. Ben bunu yapamam ve her ne kadar bilinçli ve duyarlı bir anne bile olsam bundan asla emin olamayacağım için büyük bir yıpranma beni bekler. Anne olmak istemiyorum.
kişinin kendinden kopuk hissetmesi olarak geçen kavram. bu bir farkındalık meselesi değil ama. gerçek manada bunu hissediyorsunuz. vücudum normal hareketlerini yapıyordu fakat zihnim çok başka bir alemdeydi. hareketlerime oranla aşırı yavaşlamış ve sanki bu vücuda ait değilmiş gibi olayları gözlemliyordu. bu durumu lise zamanında yaşamıştım. ciddi ciddi lise arkadaşlarıma ve öğretmenime bile anlatmıştım bir fikirleri vardır diye. içime cin girdiğini düşünmüşlerdi. komik. neyse sonunda buna isim koyulduğunu görünce mutlu olmuştum. havada kalmamış oldu.
Ani olarak antidepresan kullanımını sonlandırarak da yaşabileceğiniz bir durumdur, onun için bu tür ilaçları doktor kontrolünde bırakın mutlaka. (bkz: ) kişi kendinden bilirmiş.