bugün

haftasonu istanbul eyüp te sıklıkla gördüğüm hadisedir. hem meydanda hem feshanede adım adım bağış noktaları vardır. masanın arkasında ise hala derneğin doğruluğuna inanan saf kızlar vs..

iyi niyetli olsalarda hırsıza yardım ettikleri için allahın önünde hesap verecekler... salaklık kafi mi. allah beyin vermiş düşünün diye..
(bkz: ahlaksızlığın verdiği hafiflik)
elmanın içinde kurt gördükten sonra bir daha hiç elma yememeye tövbe eden insanların anlayamadığı durumdur. tamam içlerinden birkaç tane şerefsiz çıktı. kabul. ancak bunu bütün derneğe yaymamak gerekir. bu şekilde davranmak yanlıştır. eğer güvenilmiyorsa başka bir kuruma da bağış yapılabilir.

(bkz: deniz feneri/#3987772)
(bkz: d f d nin medyada hala reklamlarının olması)
zahid akman'ın hala rtük başkanı olması, rte'nin hala başbakan olması, şaban dişli'nin hala milletvekili olması gibi bir şeydir.

(bkz: organize işler)
8 gün önce (15 eylül 2008) kayseri yeraltı çarşısı park girişinde görülen durum.
yüzsüzlüktür. utanmazlıktır. yapılmasa daha iyidir.
taksim metro çıkışındaki deniz feneri noktası buna en güzel örnektir. o standda görevli türbanlı hanım kızcağızla röportaj yapmak isterim bir gazetecilik öğrencisi olarak. insanlar neler düşünüyor? neler söylüyorlar ordan geçerken acaba.
ben ne zaman geçsem o standı gören insanların ağızlarından bir kaç kelime çıkıyor.? ve hala nasıl masa açıyor nereye açabiliyorlar merak ediyorum.
gayet normal bir durumdur. derneğin almanya'da sıçması, türkiye'de tası tarağı toplayarak gitmelerini gerektirmez. 100 yılın iyilik hareketir deniz feneri. ben de bir gazeteci olarak röportaj yapmak ve tacizlere nasıl dayandığını öğrenmek isterim.
masa açmasını anlarım fakat hala bağış yapan varsa burada şaşarım, çünkü eşşek bile tekme yediği sahibine kıçını tekrar dönmez.
''derneğin almanya'da sıçması, türkiye'de tası tarağı toplayarak gitmelerini gerektirmez. 100 yılın iyilik hareketir deniz feneri.''

(bkz: #4009859)

alman hükümetinin kendi topraklarının dışıyla ilgilenmeyeceği aşikar ve su götürmez bir gerçek, tayyip erdoğan'ın da aşağıdaki linkte aynı karede bulunduğu tamamı kendisiyle aynı görüşü paylaşan kendi kadrolaşma sürecinde yerleştirdiği adamları böyle bir durumda yargılatacağı, yakalayacağı falan da olmayacaktır.

görsel

yetim hakkı yiyen bir adam ve yanındaki t.c başbakanı
daha önce de benzerleri yaşanmıştır bu hadisenin.öyle ki bir süre önce asıl liderlerini malum cumhurbaşkanı (!) affetmiştir. benzerleri hep olmuştur ve maalesef hep olacaktır.bu anlayışı ve insanlarımızın saf olmasıyla. bekleyin daha yeşil sermaye daha neler çıkaracaktır.
11 yıllık tertemiz bir geçmişe sahip ve türkiye'de her yıl ne kadar para topladıysa faturasını tutan bir derneğin gayet normal eylemi. bir adamın ileride hırsız olacağını nerden bilsin tayyip?

bugün hatıra fotoğrafı çektirdiğin arkadaşın yarın katil, tecavüzcü olursa sen de suçlu mu olursun?
doğaldır. bunca şeye ramen halan daha bu derneği savunan varsa normaldir. ha bu fener penis oldu kıça kaçtı, çıkartmak uzun ve zor...
ha umrumda mı? s.kimde değil, hatta destekliyorum da derneklerini, s.kin s.kebildiğiniz kadar kerizi, helal olsun size bu yollar!
özellikle cumartesi günleri ümraniye / çarşı'da hemen ak noktanın yanında da görülebilen, ilk önce iyilikten ardından dinden imandan bahseden,erkekler için ince bıyık, bayanlar için peruk/türban ve pardesüden oluşan kostümlerinin altında ikiyüzlülüklerini gizleyen insanların, berisini açmış gel beni kaşı diye bağıran halka karşı kaşıma eylemi. heryerde bangır bangır bağırıyorlar deniz fenerinin altında keriz fenerinin saklandığını ama neylersiniz ki bizim halk enayi. ne demişler, kaşınanı kaşımak sevaptır. cennetten arsa parselliyorlar ayöl.
geçen gün kartal'da gördüğüm olay. vallahi bankalar caddesinde kimse yüzüne dahi bakmıyordu. içerdeki adamın canı da bayağı sıkkındı.
(bkz: yardim yapmayip deniz feneri ni elestirmek)*
(bkz: yardım yapmayıp deniz feneri ni övmek)
(bkz: yardım paralarının gemiciğe dönüştüğünü öğrenmek)
sonuna kadar haklı oldukları düşünülen bir durumda, üstelik ramazan ayında iyilik yapmak isteyip de imkânı olmayanlara vesile olmak adına yaptıkları eylem.

haklı olduklarını düşünüyorum. zira kendileri hesap konusunda gayet şeffaf iken haklarında kayda değer hiçbirşey olmadan salt medyanın gazıyla bok atanlardan ziyade ülkem insanının iyiliğe, fakir'e, muhtaç olana yardım etme isteğine ön ayak olmalarından dolayı sonuna kadar desteklediğim durumdur da.

elinizde kanıt, kayda değer bir belge olmadan salt skindirik gazete manşetleri ve beş para etmeyen akşam haberlerinin spotlarıyla bok atmanız onlara birşey kaybettirmez. hani altın çamura batsa da altındır nihayetinde.
(bkz: bahisler bitmiştir)
(bkz: firrrrrr)
(bkz: siyah 26 kazanir)
hala bağışta bulunanların olduğunu göz önüne alırsak bir nevi çalan razı çaldıran razı durumudur.
türkiye'de fakirlere yardım için kurulan tek dernek değildir deniz fener'i açıkçası savunurken biraz mantıklı savunun. allah rızası için elbette yardımda bulunulmalı sonuç peygamber efendimizin hadisi gereği yapılmalı en azından ama bunun başka yolları var gidip de şaibeli bir durumda olan bir dernek aracılığıyla olmamalıdır.
herhangi bir şaibeleri kanıtlanamadığı, aksine kendilerinin de buna yer vermemek adına hesaplarını her daim göz önünde tutup isteyene gösterdiği için rahatlıkla yapabilecekleri eylemdir. nihayetinde muhtaç olana, imkanı olanın yardımını ulaştırıyorlar. hani sizin yapmadığınız, üstüne bir de köstek olmaya çalıştığınız işi. hayır işi denir adına da.*
kaldı ki tek dernek değildir, yalnız ülkemiz muhaliflerine yerleşen "önce yapan parsayı toplar" zihniyetine haiz olmadıkları, aksine sonradan başka bir çok kuruluşada ön ayak oldukları gerçeği vardır.
topladıkları tek parsa ise, bu işi ilk yapmaları, işleyişi bilip en sağlıklı şekilde yapmaları ve buna dayanarak halen daha rahatlıkla insanların karşısında durabilmeleridir.
almanya'da ki yargılama sonrası türkiye'deki derneğin de işin içinde bulunduğu belirtildiğinden ancak yüzsüzlükle açıklanabilecek hadise.