bugün

denge, nam-ı diğer statik mutluluk rezonansı...
zamanlamanın ikinci mertebeden integral çarpanıdır. parmak ucunda yürümenin, baget çevirmenin, kafa üstünde
dönmenin, parmak ucunda top çevirmenin poker ortağı; denge...

zamanlama deklanşörüne basarsak, hatırlayacağız şu kareleri;
son lokmayla son yudum uyumu vardır. sigara söndürmeyle muhabbete nokta koyma falan.
zamanlama ve oranlama çok önemli sözlük. bir anlamda etki-tepki sayılır bu hamleler.
misal, yürürken arkana bakarsan yavaşlarsın. çünkü beyin, gözün gördüğüne gitmek ister. yakınlık, uzaklık
duyusu olmaksızın. göz, her zaman hedefte; yönelim hedef doğrultusundadır.

karar değiştirme ivmesi ne kadar büyükse kaza riski o kadar büyüktür. sebebi düşünmeye vakit kalmamasından.
ya elinizde olmayan durumlara ne demeli? hani şu ayağınıza dolanan mutluluktan bahsediyorum.
bazı dakikalar vardır hayatta. söyleyecek çok şeyinizin hatta en çok şeyinizin olduğu dakikalarda boğazınız
kurur. nefesinizin hızlanması, kuruluğu gitgide destekler. öyleki, kimi zaman en can alıcı kelimede sesinizi
yutarsınız. hızlı ve öfkeliler iyi bilir, tam vitesi beşe takacakken kırmızıya yakalanmayı.

çiçek, en güzel, en renkli halini aldıktan sonra güneş solmaya başlar. aksi takdirde güneş, günlük tirajını
kaybeder. velhasılı, anlaşılacağı gibi farklı durumlarda aynı etmen, biz ölümcüllere yerçekimini
hatırlatıyor. sebebi zarar görmeyelim diye midir, bilemem.

yalnız şöyle de bir durum var ki, bizler kendi olgularımızı dengeye getirmiyor/getiremiyoruz. sadece varolan
dünya dengesinin bozulmaması için konum ve hedef değişikliği yapmaya maruz bırakılıyoruz. kendi dünyamızdaki
gerçekleri küçük küçük yalanlara bölerek halletmemiz isteniyor, dengenin bozulmaması için.

sevdiğimiz, istediğimiz ve emek ettiğimiz şey aynı kişide/nesnede kesişiyorsa doğa açısından orada bokluk var.
insan mutluluğu doğa için bok çukurudur. ve her zaman anti planı vardır; kader.

karşı çıkanlara teşekkür ediyorum şimdiden. zira bu giri çok desteklense yine bir bokluk vardır. bunu istemem.

konu saçmalamaya başlayınca yazı son bulur. kafa duman olur, laf boka sarar falan. ama dengeyi bulmak adına
bazen lafı bile yarıda kesersin işte.
güncel Önemli Başlıklar