bugün

fransız firmalarına karşı ülkemizde başlayan boykotun halkalarından biridir. ermeniler rahatça gidebilir, ama kendine küfrettirmek istemeyen türklerin gitmemesi gerekir bu fransız marketine.
yürekten katıldığım boykottur. artık bu fransız marketinden alış veriş yapmayacağım.
kadınlar fransız kozmetik ürünlerini de almamalıdır.

aman bana mı kaldı diyen depresif kadınlar olabilir ancak duyarlı davranılmalıdır.
yayılarak devam etmesini istediğim boykot.
(bkz: klavye boykotu)
her boykot kampanyasında " klavye boykotu " ya da " kullandığınız bilgisayar sistemi ... ülkenin " gibi saçma sapan caydırma sözleri kullanılmaktadır.
kadınların güzelleşme sevdası sürdüğü ve ülkemizden fransız kozmetik ürünlerine ciddi rakip ürünler doğmadıkça hayal olacaktır bu ve bunun gibi boykotlar.

boykot edeceğine ülkeni teknolojik yönden geliştir be adam demezler mi insana.
daha önemlisi;
(bkz: israil şirketlerinin mallarına boykot)
domatesini, deterjanını, hıyarını başka marketten al. paran düşmanımız fransa'ya gitmesin diyerek katıldığım kampanyadır. ayrıca kozmetikte 10 numara türk markaları var. bilmeyenlerin ve fransızların ahkam kesmesini siklemiyoruz.
bu milletin tosunlarının ellerine tüfek alıp dağa çıkacağına inanırım da bu boykot işlerine hiç inanasım gelmez.

neden mi?

ilk sebep ekonomik.

şu andaki köle düzeninde bireyin nakit ile alışveriş yetisi neredeyse sıfırlanmıştır.(az-orta gelir düzeyi). ücretli kesimin hatta küçük esnafın büyük kısmı nakitle alışverişin fiyat avantajını temel gıda için bile kaybetmiştir. araba, televizyon, züccaciye ya da tekstilden bahsetmiyorum.

izmir havra sokağında, istanbul eminönü'nde ya da ankara ulus'da 9 liraya alacağınız beyaz peyniri gider 3-5 holdingin her köşe başına kondurduğu marketlerden almak zorunda kalırsınız. çünkü kredi kartı bu ülkede bir alışveriş aracından öte öteleyici bir finans enstrümanı haline gelmiştir. kısır döngü şu şekildedir. önce kredi kartları hadsiz hesapsız, kart hamilinin gelirinin 10 - 16 katı limitlerle sokuşturulur. bir yandan tüketim toplumunun baskısı diğer yandan son 10 yıldır yaşadığımız derin ekonomik kriz nedeniyle o limitler dolar. daha sonra sözde borç yapılandırması adına tüketici kredileriyle kart borçları kapatılır ve kartların bazılarından vazgeçilir ancak artık uzun vadede görece daha düşük aylık taksitlerle fakat daha yüksek finans maliyetiyle borç katlanmıştır. bir müddet sonra kredi borcu ve reel olarak yüzde 40'ları geçen enflasyon yüzünden düşen alım gücü nedeniyle eldeki kartların da limitleri dolmaya başlar. artık 70'li yıllardaki türk filmlerindeki köylüler gibi tüccarın elinde rehinsinizdir. peşin parayla alışveriş yapamadığınızdan dolayı marketlerin kesinlikle her kentte bulunan toptancıların 2-3-4 misline sattığı gıda ve sair temel ihtiyaç maddelerini kartlar üzerinden gene o marketlerin yan kuruluşu olan bankaların kartlarıyla alırsınız. yani kilosunu 6 liraya alabileceğiniz zeytinyağını 12 liraya marketten alır, borcu kapatamadığınız her ay da üstüne 600 kuruş civarı faiz ödersiniz. yani evine toplam 5.000 lira giren bir aile birazcık ipin ucunu kaçırdımı reel geliri kredi faizi, kart faizi, tüketim maddelerine ödediği ekstra ücretler ve günlük yaşamda elektrikten, tüpgaza, sakızdan ekmeğe %40'ları bulan peşin vergiler yüzünden ayda reel 2-3.000 kazanmaya başlar. bunun da 1.000 lirası (mesela) kira ise o borç sarmalı artık içinden çıkılamaz hale gelir ve bireysel kredi limiti dolduktan en geç 15 ay içinde o aileyi hacizlere düşürür.

bu yasal tefecilik, tröstler ve tekelci holdinglere de devlet bırakın vatandaş adına müdahalede bulunmayı aksine vatandaşı bunlara boğdurur.

ikinci sebep mallık, görgüsüzlük, varoşluk, whatever;

alman yazarlardan birinin sözüydü ama kime ait olduğunu hatırlamıyorum "ihtiyacınız yokken aldığınız her şey kendinizden çaldığınız paradır" demişti o adam. haftasonu kıra bayıra, ne bileyim yaşadığı kentin tarihi ya da kültürel mekanlarına bir kez bile gitmeyen yurdum sığırı (pardon) insanı; ailecek avm gezer. bunda tüketim toplumu olamayışımızın ya da daha yeni yeni olmaya çalışmamızın etkisi de büyüktür aslında. oralarda hipnoz etkisi yapan müzik, ışıklandırma ve çeşitli kimyasallarla zenginleştirilmiş soluduğunuz hava ile (bunu şaka zannediyorsunuz ama değil) robotlar gibi alamayacağınız şeylerle iştahlandırılıp, paranızın yeteceği ama ederinin 10-25 misline satılan ürünleri almaya yönlendirilirsiniz. bütün gün avm gezen çekirdek 4 kişilik bir aile tüm bireylerinin gönlünün çektiğini alamaz en sonunda gezilen mahalin bir yerinde 4 kişi oturup 80-100 liraya hatta bazen daha fazlasına sandviç-ayran kola tüketirler (burger de olabilir) ama aynı yurdum insanı sorsanız gazeteden kitaba, konserden tiyatroya her şeyin fiyatından yakınır. bugün türkiye'de iyi bir tiyatro gösterisinin fiyatı orta karar bir burger menüsünden her zaman ucuzdur ama yurdum insanına gelmez oişler. hindistanda uçamayan uçağa 2 dolara bilet satıp uçağa binmeyen insanlara uçak yolculuğu sanrısını satan bir adam vardı dünya basınında epeyce yer buldu. işte türk insanı da o alışveriş merkezlerini o hissiyat ve açlıkla gezer durur ve bundan başka bir görgüsü de yoktur. ha bir de kıçıkırık sekizinci sınıf ilkokul müsameresi kılıklı diziler var...

o yüzden kimse maval okumasın.

burda hergün amerikaya, israil'e, mason'a, atatürkçü'ye, yeşil sermayeye, kürde türk'e saallayan her modelden adam var kim neyi boykot etti bugüne kadar???

güldürmeyin adamı.
yerinde bir boykottur. bazıları sulandırmak için şunları der: " rerörö röre rerö, bık bık bık, högö högö högö, röröre reröreö röre"
ulan edebiyata gerek yok. almıyoruz o fransız marketinden, bitti, nokta.
- ama kapitalist toplumlarda rerörö rörerö rör öreörerö
+ hay ebeni sikeyim, almıyoruz oke ? fransızdan almıyorum, gider rus marketinden alırım, ispanyoldan alırım, fransızdan almam.
- ama rörö reröerö röeör ererörör
+ bir siktir git ya. karfurun avukatı mısın ?
pastane ve fırın reyonu mükemmel ama napalım halihazırdaki durumda boykotlanacak artık.
+ kardeş carrefour var ya carrefour? hah işte biz onu boykot ediyoz. sen de boykot et. dangalak fransızlara hadlerini bildirelim.
- boykot ha? o zaman sen laikliği de boykot edersin şindi?
+?!?!?!?
an itibari ile ciddi sonuç vermeye başlamış boykottur. bir carrefour yetkilisinden alınan bilgiye göre son iki gündür müşterilerinde ciddi azalma vardır.
hala carrefour'dan alışveriş yapan vatandaşlarımızı uyarmak hepimizin görevidir.
yapılması gereken boykottur.
çok uzun sürmeyecek olan boykottur. zira çabuk unutuyoruz.
bu günden sonra daha da büyüyecek olan boykottur.
zaten gitmiyordum daha da gitmem. *
artık carrefour dan sakız bile almayacağımı bildireceğim boykottur.
en fazla bir ay sürecek boykottur. geçmişteki fransa israil boykotları örnektir. üzücü ama gerçek unutkan ve umursamaz bir toplumuz.
nasılsa bitecek olan boykottur. daha önce de fransa boykotu yapıldı, bitti. fransa bunları göze almadan öyle bi kanun çıkarır mıydı? hayır.

bu durumu umursayan var mı? yok. bişey değişecek mi? hayır. ee daha neyin kafası bu, adamlar kanun çıkarıp milyonlarca insanı kanunla suçlu duruma düşürmüşken?

ama yapılmalıdır, yapılasıdır.
boykotun yapıldığı her gün ciddi maddi kayba uğramaları anlamına gelen boykottur. yeterince güçlü yapılırsa götleri tutuşacaktır.
yılbaşı arefesi yemeyecek boykot olur kendileri. hele ki jack'le finlandia'yı ayni pakette sunarlarsa. sayın satın almacım yap bi güzellik, hadi be.
uzun sürmesini istediğimiz boykottur.
vazgeçmeyelim kardeşlerim... *
uzun vaadede fransa havlu atacaktır.
buraya yazıyorum.
güncel Önemli Başlıklar