bugün

insanı ruh hastası yapan bir şarkı. acayip acayip düşünceler geliyorsa aklınıza bu şarkıyı dinlerken, bilin ki psychedelicliğidir nedeni.
roger waters'ın çığlığıyla, isminin yaratıcılığıyla darmadağın eden bir pink floyd parçası.
aslında Point Me at the Sky single'ının b side'ında yer alan şarkı. ummagumma'da bir canlı versiyonu vardır, ikinci sırada.
italya'nın pompeii şehrinde, kalıntılar arasında, film tadında ve seyircisiz kaydedilen, "live at pompeii" çalışmasında mükemmel bir versiyonu daha vardır.
zabriskie point'de "Come In Number 51, Your Time Is Up" adı ile bulunan, roger waters'ın ilk dönem sanatının doruk noktası.
çığlıklı kısmını alıp, günlük hayatımda bir yerlerde kullanmak istediğim eser-ül san'at. mesela nerede kullanabilirim; yolun karşısından bana doğru bir araç gelirken, herhangi bir derse girerken, battlefield oynarken uçağımdayken vurulup atlamamın gerekmesinin ardından ıssız bir yere inip, takım skorunun içine etmemek için intihar etmeyip, uzun uzun yürüyüp bir kontrol noktasına ulaşınca sniper ile vurulunca, şut kaçırdığım zaman, blok yediğim zaman -çok olmuyor bu, vallaha bak- falan-filan.

müthiş bir şey.
ritmik seslerden oluşan bir hazırlık safhasından* sonra careful with that axe eugene diyerek o meşhur çığlığa geçen şarkıdır. tek kelimeyle psychedelictir.
pompeii kaydı dinlenmesi gereken muhteşem eser.
http://www.youtube.com/watch?v=lqv_exwj-bw
eugene kimdir? kafasına yiyeceği balta darbesine dikkat etmesi gereken kişi mi? yoksa elinde olan baltaya dikkat etmesi gereken kişi mi? eugene kimdir bilinmez ama waters'ın çığlıkları üzerine çok hayal kurdurur, çok hikaye yazdırır gibime geliyor... sen yine de; careful with that axe eugene, careful!!
şarkıyı kendimce yorumlarsam; gilmour'un ilk mırıldanışları, sakin vokalleri sözkonusu psikopat kızımız eugene'den gelmektedir. roger'sa kusur işlemiş (muthemelen eugene'i aldatmış) sevgiliyi yani kurbanı temsil eder.
melodi gerginleşir ve eugene baltayı kaptığı gibi adamın üzerine yürür yavaşça. yavaşça gelen katile yaklaşım elbette yine yavaşça, sakince olacaktır ki kurbanımız, "elindeki baltaya dikkat eugene.. elbette onu yere koyacaksın değil mi?" gibisinden kıçı terleye terleye kanal kontrolü yapar. tıpkı bir film sahnesi gibi.
sonrası malum. roger kaç kez çığlık atıyorsa (şu anda pek cesaret edemiyorum dinlemeye, siz sayın), o kadar balta yiyor kafasına. ardından gilmour tekrar giriyor. eugene yine mırıldanıyor. öldürmüş. ifadesizce orayı terkediyor.
tanım: o yıllar için gerçek bir deneysellik barındıran pink floyd şarkısıdır.
ormana odun kesmeye giden floydlara güzel bir anne öğüdüdür.

(bkz: mother)
zabriskie point güzelliği. o malum çığlık bence kaybolan insanın ruhunu aradığı sıralarda melodilerin ruha dokunmasıyla oluşan sanrıdır. aynı duygu yoğunluğu fingal cave, echoes ve set the controls for heart of the sun da da gözlemlenebiliyor çünkü.
live at pompeii versiyonu tüyler ürpertici derecede güzeldir.
zamanın ötesinde bir şarkı.

https://www.youtube.com/watch?v=AbAYiBCt3ok
dinlerken karın kasılmaları ile başlayan orgazmlar ile sonuçlanacak duygulara sokan pink floyd şarkısı.
güncel Önemli Başlıklar