efendim malumu aliniz nesiller boyu siyasetten bir halt cakmayan ne yazik ki daha elifi mertekle ayiramayan kisiler siyasetle ugrasmaktadir. bunlar ne yazik ki gazla olsun ne bileyim hamasetle olsun daha ben suycuyum diyen vatandaslarimiz daha o doktirinlerin kitaplarinin kapagini bile acmadan allah allah diyerek en odun sekilde onlari savunmaktadir. bu ulkede ne yazik ki yillar boyunca kusaklar ayvayi yemislerdir. yok yere canlarindan olmuslar ve cenaze uzerine cenaze kalkmistir. belki ilerde ulkeye buyuk hizmet verecek olan bu insanlar ne yazik ki bir kac tane hiyarin pesine dusmuslerdir. kimisi ölmüs kimisi ise yasayan ölü olmustur. bir vehime kaptirmislardir kendilerini. herseyin bir zamani vardir. daha kendi ilinin sinirlarindan cikmamis bir insanin ulkeyi yönetmeye talib olmasi ne kadar abesle istigal ediyorsa insanlarin daha tememl kavramlari bilmeden siyasetle ugrasmasi abes olmaktadir. kurbanlık koyun gibi kirilmaktadirlar. bu ulkede 50'ler de 60'larda 70'lerde kac ocak söndü? 80'leri ayri tutuyorum cunku o zamandalarda herkes köseyi dönmeye bakiyordu ve bir bakima basarili olundu. simdi sen niye siyasete atilmiyorsun derseniz ben daha muhtarlik bile yapamam derim.
körü körüne düşünmeden siyaset yağan konuşan oyveren insanların yaptığı, yapmakta olduğu ve malesef gelecektede yapacağı eylem.
rte cumhurbaşkanı olmasın demek de bence bu siyasetin önde gideni, bayrak taşıyanıdır. türkiyede ahmet necdet sezer'den önceki 3 cumhurbaşkanıda(özal, evren, demirel) eyalet sistemi getirmek istemiş ve üniter yapıyı ortadan kaldırarak türkiyeyi bir federasyona dönüştürmeye niyetlenmişlerdir.
ayrıca bu ülkenin başına gelenlerin değişmesine rağmen ülkenin hiç değişmediğini de düşünürsek iş daha da saçma bir hal alıyor. atatürk'ten sonra türkiye cumhuriyeti devletinde hiçbir strateji ve siyaset üretilememiştir. atatürkünde ölmeden önce bir konuşmasında belirttiği gibi türkiye'de devrim tamamlanamamıştır. yüzyıllardır mutlakiyet ile yönetilen bir coğrafyanın insanının bilinçlenmesi de tabi ki zaman alacaktır.
ama ne zaman olur derseniz;

ülkede herhangibir parti liderini ilah gibi gören hiçkimse kalmadığı zaman,

başa getirdiklerimizin en ufak bir yanlışını bile gördüğümüzde karşılarına dikilecek cesareti bulduğumuz zaman,

mecbur olmadığımız halde kitap okuduğumuz zaman,

ülkenin yönetimine aday olan kadrolara sadece ne yapcaksın sorusunu değil nasıl yapacaksın sorusunu da sorduğumuz zaman

gerekirse halk olarak yönetime bizzat el koymaya hakkımızın olduğunu anladığımız(en çok bu zaman alır) zaman

bu ülkede birşeyler değişeceğine inanıyorum.
şu anda elimizde bol bol olan şeydir. hatta yanlışlıkla serinlemek için elinizi sallasanız çarpacak olan insanlar da bu işi yapmaktadırlar. **
değişik çağrışım: (bkz: fakir edebiyatı)
(bkz: bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak)
bir secim daha bitti. muhalefetin şabalakliğindan ötürü ve iktidarin köy bakkali zihniyetinden ötürü türkiye gene 3 ay kaybetti.

mitingler yapildi, meydanlara kosuldu ortalik harman dalina döndü ne için?

550 adet milletvekili yağdanliklarina kavuşşun diye millet birbirine girdi. nutuklar atildi kimisi iktidara gelemez ise denize gireceğini söyledi kimisi ise jübilesini yapacağini söyledi, kimisi ise secmenlere ip atti, kimisi ise bir mitingde sanki pazar keyfine aciklama yaparmiş gibi 18 yasindaki karilari birakip miting e geldiğini söyledi.
kimisi ise birleşme yapayim derken işi bombok etti.

ne kadar kelek bir ülke olduk.

ne kadar boktan bir ülke olduk.

simdi cogu kişi kara kara düsünüyor.

biz nerde hata yaptik diye?

bir gün iki gün düsünürler en fazla ondan sonra gene birbirinin gözünü oyma strajedisine geri dönerler. tarih tekerurden ibarettir demişler. tarihten ders alinsa idi hiç tekerur eder miydi?

cogu kişi bütün sene kicindan ter akıtarak tam tatile cikacaği sırada bu secim zimbirtisi başa bela oldu.

bunlar yetmezmiş gibi şimdi de ufukta cumhurbaşkanlığı secimleri tartışması var.

bakalim gene ahali 'cumhuriyeti' kurtarma mitingleri yapacaklar mi?

koskoca 2007 senesini ülkece çöpe attik.

gerçi bir seneyi kaybetmek bize koymaz. cünkü öküzlüklerimizden ve cahil siyasetinden o gitsin ben geleyim mantalitesinden dolayi yuzyili iska gecmişiz.

biz treni kacirmiş olna bir devletin mirascisi olan orta halli devletiz.

it kuyrugu gibi ne kısalir ne uzariz.

kendi bokumuzda debelenir dururuz.

bu böyledir ama;

pek muhterem aklı salim efendiler size bir sorum var;

Kitleleri acımasızca dolandırmaktan hiç utanmıyor musunuz?

allah sizi bildiği gibi yapsin.
kavramları tanımlamaktan yoksun, sorunları çözmek yerine yeni yeni sorunlar üreten, çok okuyup çok düşünmek yerine; kameralar karşısında magazinel davranışlarda bulunan siyasetçi portresinin bir parçası..
sadece bağırılarak yapılan bir siyaset örneğidir..