bugün

yatak yanında komidin, tv altında tv altlığı olarak kullanıldığında her türlü ihtiyacın giderilebileceği müthiş soğutucu dolap.
serinlemek için önce içini boşaltıp daha sonra içine girilen bir tür soğutucu.
Yazdan önceleri buzdolabını açtığımda her seferinde buzdolabından gelecek "Ne bakıyon lan?" tepkisinden tırsardım. Şimdi açıp açıp duruyorum. Maksat serinlik olsun, 40 derecede.
şu günlerde en çok içine girmek istenilen şey.
Kapağını açıp iki dakika bakıp hiç bir şey almadan geri kapatılan beyaz eşya.
aramızda şu şekilde bir ilişki var;
http://www.itusozluk.com/...ini-siktigimin_284602.jpg
dün gece 01:16 da içimi bir ürperti sardı. evde tek başına olmanın verdiği gerginliğin üstüne, çamaşır makinemin içine şeytan girdiğini düşünmem zaten varolan gerginliğimin üstüne tuz biber ekti. televizyon karşısında uyumayı adet edinen ben, tv sesine değil de çamaşır makinesinden gelen o garip sesleri duyuyordum sürekli. gidip baktım ne oluyor buna diye; makine aynı exorcist filmindeki içine şeytan girmiş kız gibi, zıplıyor, titriyor, garip sesler çıkarıyordu. üstüne üstlük deterjan kapağından da yeşil yeşil sıvılar çıkarıyordu. yavaşça banyonun kapısını kapatıp kitledim. banyoya en uzak olan odaya gidip diz çöküp oturdum. aslında her şey 2 sene önce başladı. o zamanlar makine eve yeni gelmişti. güzeldi, alımlıydı.. bir bakan bi daha bakıyordu. eve attığım kızlara önce makineyı gösterirdim ki bu da işleri kolaylaştırırdı. çok güzeldi. ama ben yine de bir gariplik seziyordum onda.

mutlu mesut günlerimden biriydi. makineye çamaşır attım. 40 derecede yıkayacaktım onları. her şeyi ayarladım ve start tuşuna bastım. sonra içeri gidip bilgisayarın başına geçtim, her şey normaldi yani. ama birden banyodan garip sesler gelmeye başladı. gidip baktım ve makinem yürüyordu. titreye titreye, çarpık adımlarla yürüyordu. nerdeyse banyonun kapısına kadar gelmişti. ama bunu o zamanlar o kadar önemsemedim. daha önce ki makinemde yürüyordu. normaldi yani..

bu yürüme olayından sonra ki 6-7 ay her şey normaldi. çamaşırlarımı yıkıyordu, kurutuyordu. yürümeleride çok seyrelmişti. günler geçtikçe ve üst tarafının boyası kalkıp açılmaya başladıkça, makinem beni çarpmayı tercih eder olmuştu. ilk çarptığı gün hafifçe bir gülümseme belirdi suratımda. merhametle gülümseyerek makinemin kafasına bir okşama hareketinde bulundum. ne de olsa eski arkadaştık. ama hiç de öyle değildi !! bunun hemen arkasından (onu fayanslara sabitlemek suretiyle yatağına bağladığım halde) olduğu yerden zıplamaya, ve çıkardığı seslerle lanetli efsunlar okumaya başladı. kimse bunu fark etmemiş olsa da ben anlıyordum hiih hih hiii! diye bağırıyordu öleceksiniz, sigortanızı attırıp yangın çıkarıcam, düğmelerinizi kırıcam, çamaşırları yırtıcam! bunun üzerine bir tamirci çağırdım. tamirci getirdiği garip aletlerle makineme bir şeyler yapıyordu. banyonun kapısını kapatıp onu makineyle baş başa bırakmamı istedi. ve bunu yaptım bende. odaya gidip başka şeylerle ilgilenmeye çalıştım ama aklım ve kulağım banyodaydı. garip inlemeler ve bağırtılar geliyordu. yaklaşık 10 dk sonra tamirci bir hışımla kapıyı açtı ve terli yüzüyle bana dönüp onu artık kurtaramayız dedi. ücret bile talep etmeden kapıyı çarpıp gitti

işte o tamircinin eve geldiği yağmurlu günden bu yana fişini takmadığım sürece uslu bir çocuk kadar sessiz ve sevimli duran makinemle huzurlu günler geçiriyorum.. fişi takılınca değişiyor. gerçek yüzünü gösteriyor, su akıtıyor, elektrik çarpıyor... kirli suyunu canı istediği şekilde banyoma bahşediyor, kapağını keyfine göre sıkıştırıyor. kazanı dönerken kulakları sağır edici gürültüsüyle tıkırdıyor, fayansları çatlatıyor. ve en kötüsü de yerinden her zıpladığında beni hala efsunlarıyla lanetliyor.
gece gece bir şeyler yemek için kapağını açtığım ama içinde bozulmamış bir besin kaynağı bulamayınca; bu a*na koyduğum gene mi çalışmıyor dedirtendir. günaha sokmuştur efendim gene.

o değilde, ulan beyaz peynir gene yalan olmuş ona yanıyorum amk.
bozulduğu zaman insanın medeniyet seviyesini 150 yıl öncesine düşüren elektrikli ev aleti.
Amacsızca acılıp bos gozlerle bakılır sonra kapatılır .
en yakın arkadaştır, her şeydir.

aklıma susanna tamaro'nun tombul yürek adlı kitabını getirir.
yiyecek ve içecekleri soğuk tutmaya yarayan elektrikli aygıt. Çalışma ilkesi dolap içindeki ısıyı emmeye dayanır. Bunun için kolay buharlaşabilen maddeler (amonyak, klorlu ve florlu birleşikler) kullanılır. Bir kompresörle sıkıştırılıp sıvı hale getirilen soğutucu madde buzdolabının içindeki borulara geçince, basıncın kalkmasıyla birden gaz haline geçer, gaz haline geçebilmek için de zorunlu olarak gerekli ısıyı emer; aynı gaz, kompresör tarafından yeniden emilerek sıvılaştı- rılır ve bu işlem sürekli yinelenir. Dolap iyi yalıtılmış olduğu için dışarıdan dolaba ısı giremez. Bununla birlikte dolabın sürekli çalışması¬na gerek kalmaması için termostat kullanılır. Dolabın içindeki sıcaklık azaldığı zaman termostat motoru çalıştırır, dolap yeterince soğuduğunda da durdurur.
Bu soğutma ilkesi soğuk hava depoları, vagon ve gemileri, soğuk hava kamyonları gibi koruyucu yer ve taşıtlarda da kullanılır.

Kaynak: http://www.yeniansikloped.../buzdolabi/#ixzz2ORTCBOfg
Gülmeyi unutmuş, bir baktığınızda bir daha yüzüne bakmak istemediğiniz kişileri tasvir etmek için kullanılan bir lakaptır.
70' lerde ilk Türkiye' ye geldiği yıllarda mahallede satın alan biri olduğunda bütün komşular onun evine nasıl birşey olduğunu görmeye gidermiş.
Özellikle erkeklerin, yatmadan muhakkak baktığı beyaz eşyadır.
1950li yılların başında lüks sayılırmış.
icat edilmeden önce eve giderken buzcudan bir kalıp koca buz alıp öyle gidermişsiniz. yiyecekler bozulmasın diye buz üstünde saklanırmış.
yazın içinde yaşanılası beyaz eşya.
gecenin bu saatinde açıla kapana lastikler gevşeyen beyaz eşyadır.
3 gün evvel bozulması ile beraber içerisinde bulunan erzakların bozulmasına sebep olan itin oğludur.
içi buz dolu olan dolap.
her gece belirli saat aralığında kapağı açılıp möl möl bakılsın diye tasarlanmış beyaz eşya.
gececi tayfanın uğrak yeri.
her gece ses çıkarıp, sonra birden fişi çekilmiş gibi kendiliğinden susan alet.
sevgi dolu anneler, teyzeler, yengeler, babaanneler ve anneanneler tarafından dışı fotoğraf albümüne dönüştürülen, yiyecek ve içecek saklama, koruma, soğutma ve dondurma işlemlerinde kullanılan elektrikli mutfak eşyasıdır.
güncel Önemli Başlıklar