bugün

arkadaşlar benim bir arkadaşımın başındanda birşey geçmişti sizle paylaşmak istedim lise matematik öğretmenimiz cidden güzel bi kadın ve her sınıfta olduğu gibi bizim sınıfımızda da birkaç abazan var hocanın arkasından elini uzatmıştı p.posuna doğru hoca aniden geriye geldiğinde çocukta ister istemez avuçladı çocuk 1ay uzaklaştırma yedi hoca hala olayın şokunda.
dersin ortasında kalorifer dibinde akşamdan kalmış farenin buzlarının cözülmesi ve çıkış araması, sınıfın karışması, farenin çıldırması, öğrencilerin sıralara çıkması şeklinde gelişen ve bağırtı çağırtı ufak çaplı kıyamet velhasıl! bir köşede fenalık geçiren öğretmeni de unutmamak gerek bu karede...
lise de olmak.
tüm okul öününde konferans salonunda açılıp kapanan koltuklardan düşmek..
başıma gelen olay her liselinin başına ancak bir kez gelebilir. nitekim aynı hatayı bir daha yapamayacağınız bir dumur anı benimki.

babam görevi dolayısıyla kıbrıs'a tayin olmuştu. benim de liseye geçtiğim yıllara tekabül etmektedir bu yıllar. türkiye'deki okulun kılık kıyafet kuralları bildiğiniz gibi kravat çekik, düğmesi ilikli, gömlek içeride, spor ayakkabı kesinlikle yasak şeklindeydi. en azından ben lisedeyken öyleydi, şu an böyle bir durum yok tabi. kıbrıs'taki okulumun ilk gününde bu kurallarla büyüdüğümden dolayı tam takım giyindim, ceket de üzerimde tabi. eylül ayındayız ve kıbrıs cayır cayır yanmakta. istiklal marşı okunma faslına ucu ucuna yetiştiğim için pek çevreme dikkat edemedim ama marş bittikten sonra etrafıma baktığımda ne göreyim? erkekler t - shirt giymiş, kulaklarında küpeler, kollarda kocaman dövmeler, ayaklar da son model spor ayakkabılar. şapka takan adam bile vardı arkadaş okulda. kendimi beyaz gömleğim, iskarpin siyah ayakkabılarım, boynumda asılı duran ve üzerime sonradan eklenmiş kravatım ile yalnız hissettim. uğradım dumura mı yanayım, girdiğim büyük çapta şoktan mı çıkayım bilememiştim o anda.

not: bu olaydan sonra sosyal çevreme girebilmem tam bir ayımı aldı. şahsıma yapılan esprileri hiç saymayayım isterseniz.
arkadaşımın gözleri çekik olduğu için japon'lara benziyor. bu yüzden sınıfın erkekleri bu kızla alay ediyordu. "fukuşimalı" diyerekten. * ehh haliyle kız buna sinir oluyor ve bağırıyor ben fukuşimalı değilim diye. neyse arkadaş kızı iyice sinir etmişti ve bunun üstüne kız defter kitap elde ne varsa çocuğun kafaya geçirdi. bir diğer arkadaş: "ahaha olum harakiri yaptı." demişti ve o an koptum sonunu hatırlamıyorum. *
akşam hoşlanılan kızın yanında oturan kıza tembihlenir.

-bak sabah onun yanına oturmuyosun anladınmı?
+tamam ya anladık.
-ben oturucam bak sakın gerekirse beş kişi bir koltuğa otu ama yinede onun yanına oturma.
+uff tamam bi git ya.

Sabah olur. heyecan dorukta. saçlar jölelenmiş parfümler sıkılmış herşey tamam. geriye kalan onun yanına oturmak ve biraz yakınlaşmak. servis beklenirken bir iki sigara içildikten sonra servisin kapısı açılmış danaın kuyruğu kopmuştu. tir tir titreyen bedenimi onun yanına güçlükle atmıştım. fakat bir terslik vardı. hoşlanılan kızın yüzü ekşimişti. günaydın dedim fakat o eliyle burnunu kapatmış ve camı sonuna kadar açmıştı. ulan ne oluyo demeye kalmadan alttan alttan bir koku. hay amk dedim sıçtımmı ne yaptım. götü yokluyorum aradan yok amk sıçmamışım. sonradan jeton düştü ki köpek bokuna öyle bir basmışımki yani bilerek yapsan bu kadar olur. sonra mı?

-şeyy ehh ben gerçekten sıçmadım. bak bak ayakkabıdan geliyor*.
çıkma teklifi denilen aktivitedir. lise dışında pek görülmüşlüğü yoktur.
tüm kızlara ayar vermeye çalışıp elizabeth' e ayarı vermektir.
Okula girişte kılık kıyafet kontrolünden kenara çekilen öğrencinin yaşadığı olay buna örnek sayılabilir.
Öğrenci kriz geçirmek üzeredir. Bir okulda gömlek nasıl yasak olabilir diye düşünürken numarası alınır. Bir de üstüne tenefüste yanıma gel komutunu alır. Öğrenci tam bitti derken sınıfa hocanın çoktan girdiğini fark eder. Öğrenci özür diler. Öğretmen yoklamayı çoktan almıştır. Öğrencinin tüm açıklamalarına rağmen müdür yardımcısının yanına yollanır. Bir de orda azar işittikten sonra geç kağıdıyla sınıftaki yerini alır. Tabi henüz delirmediyse...
resim dersinde hoca ana renkleri öğretirken mavi ve kırmızının karışımına ne oluyor demesiyle "yeşil" diyen gerizekalıyı çok merak ediyorum sözlük. *
tenefüs zilinin çalmasıyla koşarak tuvalete gitme çabamın hademe ablanın yeri silmesinden ötürü son bulması ve okulun önünde patinaj çeke çeke yere yapışmam.
lise sondaydım. kızlar tuvaletinin kapısına erkekler tuvaleti yazısı asılmıştı. erkeklerinki kapatılmış mı ne. bizim de iki tane olduğundan birini erkeklere ayırmışlar. neyse bir gün öyle geçti ertesi gün geldik yazıyı kaldırmışlar. hazır ders boşken bi gideyim tuvalete dedim girdim falan. sonra biri daha geldi duyuyorum seslerini. yanımdakine girmiş olmalı ki sesler çok yakından. ama sesler de bi tuhaflık var yani. sanki tepeden bi yerden su dökülüyor. bi anda başımdan aşağı kaynar sular döküldü. anladım ki o yazıyı eşşek şakası yapmak için erkekler kaldırmış. içerde kalakaldım öyle. beş dakika on dakika... sonra bi cesaret kapıyı hafifçe araladım baktım boş, resmen depar attım. işin bi başka boyutu o gün regl olmamdı.... hala unutamam o anları.
tuvaletlerde bi sürü prezervatif bulmak. bir kaç arkadaşımızın ilerleyen aylarda hamile olduğunu öğrenmek. tenefüste durup dururken arkadaşın bıçaklanması vs. vs. okul okul değil ki.
prezervatifin içine 30 lt su doldurup kızların üzerine fışkırtmak.*
kızların yanına gidip uyuzluk olsun diye geğiren bir arkadaş, ayarı tutturamayıp bir kızın ayağına kusmuştu. ağlayarak tuvalete koşan kızcağız dersin yarısında geri dönebilmiş, fakat ayakabısını iyi temizleyememiş olacak ki topuğuna yapışmış duran domates kabuğu bizi koparmış ve dersten atılmamıza sebep olmuştu.
ders biyolojidir. bir an sessizlik olur. biyoloji lab. bulunduğu binanın hemen arkasında top oynanmaktadır ve sessizliği maçtan gelen ses bozar.

-amına koyyim.
okula bomba koyulması ve patlatılması.
(bkz: kartal süleyman demirel lisesi)

herifin tekinin okulu basıp kız arkadaşını ve hocasını pompalı tüfekle vurması.
(bkz: kartal endüstri meslek lisesi)**
Bir arama sırasında cüzdanın içinden çıkartılan 5 condom.
+ napıyorsun lan sen bunları
- arkadaşlarla şişirip oynuyoruz. * * *
Öğlenciyken kışın hava erken karardığından, delikanlılık yapmak amacıyla yakalanmayacağından emin bir şekilde
bahçede gezerek çaktırmadan sigara içerken müdüre yakalanmak ve tüm eski sevgililerinin önünde sağlam bi dayak yemek
Çat çut çaat
hocam özür..çat çut..diler.. pat..hocamm..küüt...
Tarafımca denenmiş başarılı olunmuştur.

A:Oğlum yüzün kızarmış
b:(Sessizce)A.q bebesi suratımı dağıttı pışt
a:Anlamadım ne bebeği?
b:Serkan abinin bebeği hastalanmışta.
a:Ne alaka oğlum şimdi?
Vee taşak basması dediğimiz..
Yavşak müdür dövdü anne taammı rahat bırakın beniii..
belirtili bir isim tamlaması örnek vermemizi isteyen hocamızın, ananın amı cevabı alması.*
ortaokulun sonuydu ama olsun, yinede anlatayım.
8. sınıftan yani okuldan mezun olacağımız zaman arkadaşla hatıra olması için adeta yarılmış, kazınmış, boku çıkarılmış ama üzerinde sevdiğimiz şeylerin adı yazdığı için sevdiğimiz sıramızın üst tahtasını söktük. vidaları çıkarıp çantaya attık. nasıl kacırıcaz sırayı okuldan diye düşünüyoruz. okulda kimse yok zaten. bi kaç sınıfta ders işleniyo, bi de hocalar...
arkadaş kucağına alıyor tahtayı, tam çıkaracaz karşı sınıfta ders işlendiğini görüyoruz. arkadaş sırayla duvarlara çarpa çarpa sınıfa geri kaçırıyor.
tekrar teşebbüs ediyoruz. sınıfımız okulun en üst katında olduğu için bissürü merdiven inmek zorundayız. 2. kata zar zor indik. o kattada kızlar tuvaleti var. bi hışımla girdik. tabi yine her tarafa çarpa çarpa... karşıda yine ders işleniyor. bi öğretmen çıktı koridoru kolaçan etti. bizde tuvalette gülmekten yarılıyoruz.
hoca içeri girdikten sonra yine kucakladı arkadaş tahtayı, son katı inecez... tam 1. kata inecekken okulun en korkulan müdür yardımcısı kapıda göründü. ''hassktr, yukarı çık'' diye bağırdım arkadaşa.
arkadaş zaten 40 kilo ve uzun. koca şeyi taşıdığı yetmiyomuş gibi koşturarak yukarı çıkarmaya çalışıyo. yine çarpa çarpa çıktı yukarı. bende arkasından koşturdum tabi. kıçımızdan terler akıyo, nasıl indircez sırayı diye düşünüyoruz. dedim ben aşağı bi kolaçan edeyim. bi baktım hoca gitmiş ama öğretmenler odasının kapısı açık. ''napıcaz?'' dedim. ''kapat kapıları'' dedi. ''nasıl yapıyım manyak?'' dedim. ''tamam ben kapatırım'' dedi. bayaa indi aşağı sırayı tuvalette bırakarak hiç bişey yokmuş gibi öğretmenler odasını kapısını kapattı. tam kapatırken hocalar ''niye kapatıyosun kızım?'' diye bağırıyodu. okulun son günleri işte, haziran... hava sıcak. ama öğretmenler kalkıp açmaya tenezzül etmedi.
sonra tekrar aldık sırayı indirmeye çalıştık. okul bahçesine geldik. her yerde kamera var. ama arkadaş koltuğunun altına aldı, rahat rahat çıkardı. kapıdan çıkınca koşturmaya başladık sırayla birlikte. bahçede oynayan bi kaç çocukta ''oha sırayı kaçırıyolar lan!'' filan diyodu.
tahtayı arkadaşın babasının üni. deki odasına bıraktık. derin nefes aldık öncelikle çaldık diye.

olayı anneme anlattım. bişey demedi. manyaksınız siz dedi. sonradan abim gelince anlattım. ''lan manyak mısınız siz? okulun mallarına zarar vermek disiplin suçu, çalınca kim bilir napıcaklar?! onlar okulun demirbaşının, sıçtınız siz.'' dedi. ben panik oldum ama arkadaşımın umru değil. dünya yıkılsa siklemeyecek. ''saçmalama kızım okul bitti nolucak?'' dedi. ben 1-2 gün stres içinde yaşadıktan sonra daha bitmeyen müzik kursum için okula gittim.

bir iki tane sınıf arkadaşımda gelmiş okula. tabi hemen sıraya bişey dediler mi diye sordum. arkadaşlar ''yok be ne bok dicekler, farketmediler bile.'' dedi.

sonuç; ben yine arkadaşım karşısında göt durumuna düştüm. yine haksız çıktım. ama suç benim değildi. disiplinden yoksun okulundu... sıra çalmak diyorum lan? hangi okul sıçmaz azınıza? bizim okul öyleydi işte...

bu da böyle bi anımdır...
Öğrencimizin tuvalete gitmesi gerekmektedir; ancak selpağı yoktur. Selpaksız tuvalete gitmenin de hiçbir hijyenik yanı yoktur. Arkadaşlara yapılan selpak duyurusundan sonra yardımsever bir arkadaşın elini uzatması ile * tuvalete giden öğrenci, yana yakına çıkar tuvaletten. Sebep mi? heh, şey, selpak mentollüdür de birazcık. Tamam lan birazcık değil; bildiğin mentol işte, sen düşün.
bitmesidir. bir gün aniden biter öyle sik gibi kalırsınız. sonra biraz şansınız varsa üniversiteye gidersiniz.
arkadaş ortamında küfür ederken arkadan hocanın belirmesi, o kalabalığın gülüşü ve ilgili hocanın* sanki hayatında hiç küfür yememiş çocuk edasıyla size bakmasıdır.