bugün

hayatın bozuk kaset gibi sürekli aynı hikayeyi dinletmesidir.. hayata devam etmek gerektiğini bilirken yine de tek başına yol alamamaktır.. eksik hissetmektir.. sanki hayatın çok önemli bir zamanını istemeden de olsa kaçırıyor, es geçiyor gibi..
eğer o kişi seni istemiyorsa aşka küsmektir..
eğer o kişi seni istemiyorsa gitmektir, gidip uzaktan sevip hayatının içine etmektir.
acıdan başka bir şey vermez. ne getirisi vardır ne götürüsü. hayatta yeni sayfalar açılmasına işarettir.
eğer o kişinin seçimi olduğun halde o kişi nedendir bilinmez seni sallamıyorsa artık, kancadan kurtulmak gerekir.
Geregi yoktur amk. Sezen aksudan ver allahim dinleyip harekete gecilmeli.
şayet artık o kişi başka kişilerde takılı kalmayı tercih ediyorsa, hayatı size zindan eden olaydır.
(bkz: saplantı)
yıllarınızın içine sıçar anlamazsınız bile.
(bkz: kavuşamamak)
kabul etmeyi sevmesek de kavuşursak geçecek,gerçek budur.ne demiş aşık veysel;"seversin,kavuşamazsın,aşk olur."
(bkz: move the fuck on)
(bkz: Takıntı) bir yönden kararlılıktır diğer yönden vazgeçememektir. ikisi de karşıdaki insanı üzer. Dolaylı ve biraz geçikmeli olarak da takılı olan kimseyi.
Takili kalinan kisiye caktirilirsa, asla kavusulamayacak olanidir. Ne yazik ki.
hayatı askıya almak seneleri bir kavanozun içinde yaşamaktır.yanlızlık mutsuzluktur hayata isyan bayrağı çekmektir bazen bazende alışmaya çalışmaktır.
psikoloji sorunlarını ele verir.
Aşık olacak kadar olgunlaşmis bireyi ele verir.
bırakılması gereken kötü alışkanlıktır. git içki falan iç ondan beter olamaz. için içini yemesin yüreğin kendını tüketmesin. sen sana lazımsın bırak elin bebesi ne bok yerse yesin. vay yaralımıyım ne kafiye yapmışım bi anda
saplantının sebebidir. saplantı da hem sahip olan, hem de merkeze alınan kişiye zarar verecek derecede ilerleyebilir. tehlikelidir, uzak durulmalıdır.

(bkz: zamana bırakmak)
(bkz: unutmak)
kime baksanız onu görürsünüz, onun sesi çalınır kulağınıza herhangi bir yerde... bugün burdan geçmiş midir acaba diye düşünürsünüz her sabah işe giderken... acaba bu filmi görmüş müdür o da, bu kitabı okumuş mudur? ne yemiştir, ne içmiştir bugün? hani şu geçen gün vitrinde gördüğüm kazak ne de yakışırdı ona! saçlarını hala aynı model mi kestiriyordur acaba, aynı berbere mi gidiyordur?

beni düşünüyor mudur benim deliler gibi, hergünün her dakikası onu düşündüğüm gibi? rüyasında o da beni görüyor mudur her gece? yoksa, yoksa başkası mı vardır hayatında?

onun da elini tutuyor mudur sokaklarda yanından ayrılmasın diye, yanında yürürken elini beline atıyor mudur sanki birisi onu çekip alacakmış gibi? onunla da her akşam saatlerce konuşuyor mudur telefonda ya da her perşembe sinemaya gidiyor mudurlar? haftasonları sabahtan akşama kadar sokaklarda geziyorlar mıdır amaçsızca ama yanyana, elele? oturdukları mekanlarda müziği unutuyor mudurlar birbirlerini dinlerken? uyanır uyanmaz ilk mesaj attığı, ilk sesini duyduğu o mu oluyor? sabahları ona da "bi dereotlu poğaça" alıyor mudur? ya da sandviçini paylaşıyor mudur? ona da türk kahvesi yaptırıp fal baktırıyor mudur, aman şurda senin boylarda bir kız mı çıkmış diyor mudur?

unutmuş mudur beni?

hiç mi aklına gelmiyorum?

beni hiç sevmemiş mi?

bu kadar kolay mıydı unutmak?

ben neden unutamadım onu?