bugün

evet, vardır böyle bir şey...

öncelikle tanımla başlayalım:

beşiktaş taraftarının, fenerbahçe ve galatasaray taraftarına nazaran futbol bilgisinin daha fazla olmasından kaynaklı oldugunu düşündüğüm gerçeklik içeren olgu.

-hiç geyiğe dem vurup şu kadar kere şampiyon olduk, şu kadar yıldızımız var, abmlemimizde türk bayragı var, uefa kupasını aldık biz heyo heyo diye yorumlara girmeden tespit ettiğim şeyleri paylaşmak istiyorum:

1- öncelikle beşiktaşı tutan her erkek hayatında mutlaka gerçek anlamda futbol oynamıştır. bu yüzden oyun ve kural bilgisi diğerlerinden daha geniştir.

2- beşiktaş taraftarı için şampiyon olmak ve geyik tartışmalara girmek hep ikinci planda kalmıştır. beşiktaşlılık ölçüsü şampiyonluk değil, takım sevgisi odaklı olmuştur. bu da kişinin geyik tartışmalardan çok futbol bilgisine odaklanmasına yol açmıştır.

3- dünyada bile eşi benzeri az görülecek taraftar topluluğu, beşiktaşı taraftarının futbol entelektüelitesi üzerinde motive edici bir rol oynamıştır.

4- beşiktaşlıların çoğu; abisi, babası, amcası, komşusu beşiktaşlı oldugundan değil, kendisi seçtiği için beşiktaşlı olmuştur. yaşı biraz kemale erdikten sonra, tutulacak takımın beşiktaş olduguna kendisi karar vermiştir. o yüzden beşiktaşlı doğmak gibi aptal deyimler dilimize hiç yerleşmemiştir.

5- ve son olarak büyük onursal başkan süleyman seba'nın yarattığı beşiktaşlılık ahlakının da bu entelektüelite üzerinde çok olumlu etkileri vardır.
fatih terim'in galatasaray taraftarı olduğunu ve birçok beşiktaş taraftarından daha çok futbol geçmişi ve bilgisi olduğunu göz önüne alırsak kafadan geçersiz bir söylem olduğu kolayca anlaşılabilir. şimdi fatih terim'i sevmeyenler yada çekemeyenler diyecekler ki "ahahaha o mu futboldan iyi anlıyor. anlasa fenerden 6 yemezdi." böyle sığ bir düşüncenin savunma yapıp zahmete girmesine gerek yok. şuanda milli takımı bir beşiktaş taraftarının çalıştırmadığını da belirtelim.
(bkz: dik oyna dik girsin)
az da olsa, istanbul takimlari icerisinde isi sadece renklerden ibaret olmadiginin farkinda olan bir taraftar kitlesi, suleyman seba ile yakalamis oldugu futbol lezzetinin devamidir!

Zira bir donem bir cok klup sadece kara para aklama merkezi iken, bir surede olsa bu klup temiz kalmak zorunda birakilmistir.

turk futbol geleneginde pek yoktur ama, besiktas biraz orta sinif * - halkin takimidir. bununda etkisi vardir * * * * *
--spoiler--
-hiç geyiğe dem vurup şu kadar kere şampiyon olduk, şu kadar yıldızımız var, abmlemimizde türk bayragı var, uefa kupasını aldık biz heyo heyo diye yorumlara girmeden tespit ettiğim şeyleri paylaşmak istiyorum:
--spoiler--

Yazının geri kalanı da gecersiz ama ben en azından ilgili spoilerde belirttiğim kısmına cevap vereyim.

Formaya yıldız takılmaya başlandığı zaman, yıldız sayısı 1 ( yazı ile bir ) olan takım * yönetici ve taraftarları, salya sümük ağlayıp bir şekilde 1959 yılı öncesinden de 2 şampiyonluğu,bi şekilde * onaylatarak formadaki yıldız sayısını 2 ( yazı ile iki ) ye çıkarmıştır. Daha dün gibi hatırlıyoruz. Türk milletinin hafızası zayıf ama o kadarda değil.

görünüşe göre beşiktaş taraftarının sadece yaratıcı olması değil, futbolu bilmeside kendinden menkul * * *
Ayrıca futbol entelektüelitesi üzerinde motive edici bir rol oynamış bu beşiktaş. * *
insanlari genelleme yoluyla ayirmaktan başka bir şey değildir. belki bir grup beşiktaşlı vardır. hakikaten de futboldan anlıyorlardır. her hafta halı sahada toplanıp maç yapıyorlardır. kendisi seçtiği için beşiktaşlı olmuştur. ancak bu genelleme için yeterli değildir. benim etrafımda da bu genelleme içinde kalan beşiktaşlılar olduğu kadar kendisini fanatik beşiktaşlı diye tanıtıp maç kadrosundaki oyuncuyu tanımayan, "nereli bu" diye soran beşiktaşlılar da vardır. tabi bu örnekler fenerbahçe, galatsaray, trabzonspor, karşıyaka, eskişehirspor, ankaragücü, bursaspor..vb... taraftarlar için de verilebilir.
ben buna gülerim.

--spoiler--
1- öncelikle beşiktaşı tutan her erkek hayatında mutlaka gerçek anlamda futbol oynamıştır. bu yüzden oyun ve kural bilgisi diğerlerinden daha geniştir.

--spoiler--

yahu benim ayağına top değmemiş bir sürü beşiktaşlı dostum var o nasıl genelleme öyle.

--spoiler--
2- beşiktaş taraftarı için şampiyon olmak ve geyik tartışmalara girmek hep ikinci planda kalmıştır. beşiktaşlılık ölçüsü şampiyonluk değil, takım sevgisi odaklı olmuştur. bu da kişinin geyik tartışmalardan çok futbol bilgisine odaklanmasına yol açmıştır.
--spoiler--

bunu da geçicen bir boy. en kısa yoldan beşiktaşlı yazarların sözlükteki entrylerine bakacaksın futbol müsabakaları ile ilgili.

--spoiler--
3- dünyada bile eşi benzeri az görülecek taraftar topluluğu, beşiktaşı taraftarının futbol entelektüelitesi üzerinde motive edici bir rol oynamıştır.

--spoiler--

saat sabahın altısı, şimdi anlamadım bu ne demek yarın bir daha bakarım.

--spoiler--
4- beşiktaşlıların çoğu; abisi, babası, amcası, komşusu beşiktaşlı oldugundan değil, kendisi seçtiği için beşiktaşlı olmuştur. yaşı biraz kemale erdikten sonra, tutulacak takımın beşiktaş olduguna kendisi karar vermiştir. o yüzden beşiktaşlı doğmak gibi aptal deyimler dilimize hiç yerleşmemiştir.

--spoiler--

bu maddenin başlık ile alakasını anlayan beri gelsin.

--spoiler--
5- ve son olarak büyük onursal başkan suleyman seba'nın yarattığı beşiktaşlılık ahlakının da bu entelektüelite üzerinde çok olumlu etkileri vardır.

--spoiler--

içinde "entellektüelite" geçen cümleleri anlayamıyormuşum şimdi anladım.
beşiktaş başkanı yıldırım demirören'in yaptığı icraatlarla futboldan ne kadar anladığı aşikarken yapılan komik bir tespit.
bir de şöyle bir tezahurat vardı: (bkz: besiktasli olunmaz besiktasli dogulur)*
doğru bir tespittir.
pek kaale alınmaması gereken bir önerme bana sorarsanız. türkiye'de tribünden maç izlenmeyeceğinin en açık ispatı beşiktaş tribünlerindeki organizasyonlardır. hiç biri maçı izlemiyor anasını satıym, izleyene de izletmiyorlar. maç izlemeden futbol mu öğrenilir.
çarşı cahilliğe karşı