bugün

trabzonun bir ilçesi
trabzon deplasmanina giderken polis tarafından durdurulup arama yapılan yerdir. öyleki giresun'a bağlı son ilçe eynesildir. giresun sınırını geçip kıyıdan devam ederken ilk ilçe beşikdüzüdür. meşhur tüneli geçince deniz kenarında ki boş arazide polis durdurur. 30 04 2006 trabzonspor fenerbahce macinda oraya kadar ulasmıs fakat genc fenerbahcelilerin otobüsünden anlamsız seyler cıkında stada sokulmadan istanbula geri gönderilmistik ve maci gorelede izlemek zorunda kalmistik
1834 yılında Padişah 2.Mahmut'un fermanı ile kuruldu.Rivayete göre halkı 13 ve 14. yy'larda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'dan gelen Türkmen boylarının torunlarıdır.
trabzon'un okullaşma açısından en zengin ilçesi olan beşikdüzü kültür açısından da zengin ilçelerden biridir. 18-19-20 mayıs günlerinde üçüncüsü düzenlenecek olan festival aslında beşikdüzü için geç kalınmış bir olaydır. peki bu festival düzenleme fikri nasıl doğdu, neden böyle bir festivale gerek duyuldu? 20 mayıs 2000 tarihinde tüm beşikdüzülüleri derinden yaralayan ve 38 kişinin hayatını kaybettiği o hatırlamak bile istemediğimiz deniz kazasından sonra yetkililer kazanın sebeplerini uzun uzun araştırdılar. bu araştırma neticesinde trabzon'un batı sahillerinden giresun'a kadar uzanan şeridinde yöre insanımızın herhangi bir organize olmaksızın gerçekleştirdiği "mayıs yedisi" şenliklerinin incelenmesi gereği ortaya çıktı. bu şenliklerin kökeni orta asya'ya kadar uzanmakta idi. yani bu şenliklerin 4000 yıllık bir tarihi vardı. yöreye anadolu'nun fethi sırasında yerleşen çepni türkleri bu geleneği günümüze kadar sürdürmüşlerdi. mayıs yedisi bahar mevsiminin bitip yaz mevsiminin başladığını, yaylalara çıkma zamanının geldiğini bildiren bir gelenektir.. peki ne yapılırdı bu şenliklerde? yaylalara çıkacak olanlar bu günde sahile inerler, büyükbaş hayvanlarını denizde yıkarlar, bahara veda eğlenceleri yaparlar ve "aklanan paklanan" hayvanlarıyla birlikte yaylalara çıkarlardı. bu gelenek kendiliğinden gerçekleşirdi,yaylalara çıkmayan insanlar için de bir eğlence kültürü yaşatılırdı.

deniz kazasından sonra bazı basın yayın organlarında anlatılan hurafe hikayelerinin de gerçekle alakası yoktur. anlatılanlara yöre halkını cahil yobaz göstermektedir ki bunlar kültürünü hep üst düzeyde tutmuş yöremiz insanlarına hakaretten başka bir şey değildir. işte 2000 yılında da yöre insanı, iç kesimlerden gelenlerin de katılmasıyla bu geleneksel şenliklerini yaparken, kapasitelerin çok üzerinde yolcu alan iki balıkçı teknesinin alabora olması neticesinde bir daha yaşanmasını düşünmek bile istemediğimiz bu korkunç kaza meydana geldi. 2001 yılının 20 mayıs'ında deniz kazasında hayatını kaybedenlerin anısına yapılan törende bütün dilekler bir daha böyle bir kazanın yaşanmaması için gerekli tedbirlerin alınması yönündeydi.kazadan sonra içişleri bakanlığı'nın yayınladığı bir genelgede bundan sonra bu gibi şenliklerde neler yapılması, ne gibi tedbirler alınması gerektiği bildiriliyordu. dönemin ilçe kaymakamı sayın yaşar karadeniz genelgenin hayata geçirilmesi çalışmalarını başlattığında mayıs yedisi şenlikleri'nin organize bir şekilde yapılması düşüncesi ön plana çıktı. işte bu düşünceden hareketle 20 mayıs tarihinde içine alacak şekilde 18-19-20 mayıs tarihlerinde ilçede beşikdüzü kültür sanat ve deniz festivali sürdürülmesi ve geleneğin festival etkinlikleri içerisinde yaşatılması kararlaştırıldı.

deniz kazasında kaybedilenler

kamil kaya (1977) sefer alişkan (1983) cengiz aygün (1973) muhammet yayli (1971) osman alkurt (1968) mehmet gören (1993) gülüzar yayli (1977) murat parlak (1972) behice kiran (1964) burcu kahya (1986) okan kahya (1980) çiğdem güneş (1977) ergün çoban (1964) kaan nadir güneş (1997) hava yavuz (1961) nuray demirtaş (1983) şahsenem gündoğdu (1982) emine al (1949) yılmaz al (1976) melda kiran (1989) seyhan durmuş (1973) sevil çelik (1958) fatma öztürkoğlu (1935) ayten yilmaz (1964) meryem yayli (1934) emine yilmaz (1970) bilal yanik (1965) fatma bahadir (1983) hanife yanik (1972) şükran bahadir (1961) sevim gören (1959) gülüzar kahya (1952) havva özkan (1949) gönül yanik (1979) gamze yayli (1995) zekiye yayli (1975) mehmet alkurt (1978) ali çoban (1971)
türkiye'nin en tahsilli ilçesidir. benim de memleketimdir.
güncel Önemli Başlıklar