bugün

içimde belli belirsiz hislerle yaşıyorum, sanki benliğim yavaş yavaş çürüyor. zamanın yavaş ama acıtarak tükettiğini hissettiğim bir acınası hayat bu.

keşke daha çok anlam verebilseydim şu yaşadığım yıllara, hepsi buruk beklentiler içinde kalmış saatlerden günlerden ibaret. düşündükçe daha da nefret ettiğim bir benliğe dönüşüşümü izliyorum her uyandığımdan uyuyana kadar. Yüzüme sorulan her soruda daha da kendimden utanıyorum, insanların hakkımda düşündüklerini bildiğimde bir şeyler çürüyor içimde. çürümüş insanların benim hakkımda düşündüğü çürümüş fikirler beni de çürütüyor, hepsinden nefret etmeye zorlanıyorum. kimsenin hakkımda düşünmediği lanet bir kutuda yaşamak istiyorum ben. hepsinden kaçıp, olmayan biri olarak ölmek istiyorum. kimsenin iyiliği için can çekişip kimsenin kötülüğü için dünyayı yıkmak istemiyorum ben. kendimi kurtarmanın yolu var mı artık bu ruhsuz yaşantıdan bilmiyorum.
donarak ölmek gibi. için için eksilmek, yavaş yavaş uyuşmak, hiç bir şey hissetmemeye başlamak, sonra uykuya daldığını sanmak ama ölmek... ama öldüğünün farkında bile olmamak.
(bkz: (#16784301))