bugün

michael Jackson zenciydi...
when i was a child, i caught a fleeting glimpse.
dünya daha güzeldi.
insana benziyordum.
' Ben küçükken ' ile başlayıp devamı anılarla sabitleştirilen dizelerdir. Mesela ben küçükken ; çok salaktım. Ne zaman saklambaç oynasak ve ebelikten kurtulup saklanacak olsam sürekli çişim gelir, açık olurdum. Sonra bir daha ebe ol ve bir daha bul birilerini.
özlediğim en büyük şey mahalle maçlarımız ve menfaatsiz arkadaşlarım.
ben küçükken dünya büyüktü. büyüdüğümde dünyanın ne kadar küçük olduğunu anladım!
ben küçükken, mahalleler ve sokaklar daha canlıydı, insanlar facebookda, msn de değil, sokak başlarında toplanır sohbet ederlerdi. cep telefonlarımız yoktu, sevgilimizle konuşmak için elimizde jetonlar ile saatlerce telefon kulübelerinde anneleri uyusa diye beklerdik. sevdiğimiz sanatçının bir kasetini almak için haftalarca para biriktirirdik. düşüp burnun kanasa annenden önce mahalledeki komşunuz koşardı yanına. ben küçükken, internet yoktu, cep telefonları yoktu, bu kadar tv kanalı yoktu, alışveriş merkezleri süper marketler yoktu, play station'lar yoktu belki ama sıcacık dostlar, hala özlediğim arkadaşlıklar ve yumurta verip, şeker alabildiğin bakkal amcalar vardı.
bakkaldan veresiye alırdık. sinek ilacı kamyonetinin arkasından koşar dumanı içimize çekerdik. oh mis. ve en önemlisi annem hayatta ve yanımdaydı. canım annem.
Biz küçükken çok büyüktük. Mesela kollarımızı bir açardık, dünyayı kucaklardık. Arkadaşlarımızla beraber bir gece uyuyabilirsek eğer velinimetti bizim için, lükstü, zenginlikti. Ailelerimiz en az beş kez arardı eve beş dakika geç kaldığımızda. Otobüsteyim bile diyemezdik, otobüsle bir yere gidemezdik. Otobüs lükstü, zenginlikti. Koşa koşa eve varana dek nefes almazdık ve nerdesin sen sorusunu duymadan cevabı verirdik. Biz bir gülerdik küçükken, kalbimiz kahkahalar atardı.
Biz küçükken öğretmenimiz en yakın arkadaşımızla sıralarımızı ayırmasın diye,teneffüse kadar konuşmazdık. Not yazardık birbirlerimize. Biz diyorum küçükken bizdik böyle bayağı bir kalabalıktık. Yani biz diyebileceğim kadar çok. Biz küçükken bir büyüktük ki böyle kollarımızı açsak sığmazdı eni boyu. Sonra mı? Büyüdük... Kollarımızı açtığımızda bir kişiyi bile sığdıramayacak hale geldik. Küçülene kadar büyüdük, çok büyüdük yani. Biz olamadık bir daha. Sen, ben olduk. Büyüklük lüks değildi, zenginlik değildi. Koşa koşa büyüdük. Büyürken ne de çok küçüldük.
Ben küçükken çevremde gördüğüm büyüklere özenirdim, onlar gibi güçlü olmak isterdim. Ama büyüyünce bunun pekte güzel bir şey olmadığının farkına vardım ne yazık ki. Şimdilerde ise keşke o eski zamanlara; bir topun peşinde 10 kişi koştuğumuz, düşüp dizlerimizi yaraladığımız, yaptıklarımıza anlam vermeden, düşünmeden, sadece eğlendiğimiz, hayatın gerçek yüzüyle tanışmadığız zamanlara geri dönebilsem diyorum...
ben küçükken, zile basıp kaçardım. artık kapının açılmasını bekliyorum.
hep büyüdüğümde hapse gireceğimi düşünürdüm. odaklanmıştım buna. tüm iyi yazarlar bir süre hapiste kalmış kesin ben de kalacağım şeklinde düşüncelerle boğulan bi çocukluk geçirdim.
entry giriyordum.*
kızları kadınlar; oğlanları erkekler doğuruyor sanıyordum.
(bkz: sen çok mu büyüktün yarraaam)
hiç büyümek istemedim lan. biliyordum bugün böyle olacağını.
herkes yüz yaşında ölür sanırdım.
geçmişi anarken kullandığımız bir klişe.
ilkokul öğretmenime büyüyünce seninle evlenecem demiştim.
(bkz: cesarete bak sen)*
daha saf,
daha masum,
daha heyecanlı,
daha kaygısız,
daha tatlı,
daha sosyal,
daha yakışıklı,
daha sabırlı,

kısacası;

daha mutluydum.
hugo yu gerçek sanıyordum ve onunla tanışmak için deliriyordum.
çok sevimli bir velettim. insan büyüdükçe çirkinleşiyor be... ( her bakımdan) .
ülker reklamlarında çıkan her yeni kek için bir fabrika açıldığını sanıyordum.
(bkz: sade kek)
(bkz: kakaolu kek)
(bkz: meyveli kek)
(bkz: karemelli kek)
topkek 250 liraydı param yetmezdi.
daha bir mutluydum sanırım.