bugün

şimdi nefes aldırmıyor bir başkasına yazan ellerin..
soluğumu bastırıyor içime.

oysa en çok ellerini...
ille de ellerini....

en çok baharda kırda papatyalar toplarken bana, beni sevindiren ellerini...
özgür kuşların kanatlarına asılırken gözlerin bi yandan üstümden hiç çekmediğin ellerini...
sessizliği dinlerken huzurlu saatlerde yanaklarımda kuş tüyü hafifliğinde süzülen ellerini...

oysa en çok ellerini....
ben en çok,
ellerini sevmiştim.

şimdi beni üç kuruş etmezlere beş paraya satıyor ellerin.
gözlerimi çıkarıp kurda kuşa yem ediyor.
ıssız diyarlara, viran şehirlere layık görülüyorum.
ellerin ihanetin en piçleşmiş hali oluyor.

oysa en çok ellerini!
ben en çok ellerini!
aahh o ellerini!

şimdi yakama yapışıyor ellerin...
-papatyaları geri mi istiyorsun sevgilim ?
koca dünyayı öküzün boynuzundan alıp başıma yıkıyorsun.
-bu yaptığın o ellerinle; iş değil sevgilim.

zoruma gider,
bilmez misin;

ben en çok o lanet olası ellerini sevmiştim.
''aman sevmeyi vereydin'' diye karşılık bulacak yakarış.
"Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya, canım ellerini tutmak isterse..."
*
lanet olası ellerini değil sadece; her şeyini sevsen ne olur lanetle andıktan sonra.