bugün

herkes degisti. hersey degisti. daha bi farkliyiz artik. duygular haricinde hersey degisti. anlasilmasi lazim bunun. bilinmesi lazim. kimseyi gecmisteki hatasiyla surekli suclamak gerekmez. anlamsiz. herkes hata yapar.
karartma yapılmış bir aşktı bu. alkış sesleriyle koştuğum tenin, elim, kolum..dokunmak için kilometrelerce yürümem gereken, gözlerin.
Ve ben 24 saat seviyorum adındaki sessizliği...
--spoiler--
KÜSMEK nedir bilir misin..??

Küsmek DÜRÜST' LÜKTÜR..

Çocukçadır ve ondan dolayı SAF' TIR..

YALANSIZ' DIR..

Küsmek; SENi SEViYORUM' dur..

Vazgeçememektir..

Beni anlatır KÜSMEK..

KIZDIM ama hala buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur..

KÜSMEK; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için değerlisindir..

KÜSMEK, sevdiğini SÖYLE demektir.. Hadi ANLA demektir..

KÜSMEK; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır..

Yani, diyeceğim o ki:

BEN SANA KÜSTÜM...

--spoiler--
amına koyayım paramı kaybettim 20 liramı aşkımı.. şimdi piçin teki onu bulup pis emellerine alet edicet göt veren.
Bundan sonra ölüm gelsin hosgelsin, senden gelen en guzel mutluluk benden uzak olmandır.
Ne acayip varlıklarız biz..
Çok ağlamak gülmeye,çok gülmek ağlamaya dönüyor;
Aşk nefrete,nefret aşka dönüyor.
ne yapsam ki şimdi, beklesem mi yoksa yatıp uyusam mı? beklesem gelecek mi?
zeytinyagli yaprak sarmasi yiyorum. soguk ve eksi. dusleyebilecegimin en iyisi yani. sevgiler.
yanı hepsı ergenlıgımde benı yalnız bırakın dıye haykırdıgım ıcın oldu bılıyorum yanı suan yalnız olmamın tek sebebı bır ergenlık haykırısı. Sevgıler
canım çok sıkıldı, bağırıp haykırmak istiyorum. moralim de bozuk ondan dolayı heralde.
gece gece bağıramıyorum yazayım bari;

senin ben var ya ta amına koyayım, alayının geçmişini sikeyim. bana yapılır mı lan bu. ben gibi adama. bu sözler söylenir mi? senden beklemezdim ama hep beklenmeyen kişilerden bunlar çıkıyor. seninle ben nasıl 1 yıl geçirmişim ben onu anlamıyorum. nasıl geçmiş o yıllar. ne demeli ki bundan sonra artık. gece gece sinir ettin beni ya. beni sinir edip siktir olup gittin. iyi o zaman siktir git hayatımdan seni tutan yok. hadi yolun açık olsun.
öylesine yazıyorum bu yazıyı..

sadece içimden geldiği için mi? bilmem, içimden pek bir şeyler gelmezken , öylesine yazıyorum işte. amacı yok, ithaf ettiğim bir şey yok. sadece belki de iç dökmek için.. ne kadar anlatsam da asla tamamen dökülemeyecek bir iç işte! tanıdık geldi bu cümlem, neyse.

söylemek istediğim onca şeye rağmen, anlatmak istediklerime rağmen derin bir sessizlik işte.. bilmem, bu huzur mu acaba?.. yoksa huzursuzluğun ta kendisi mi?

şu sıralar ne iyiyim ne de çok kötü. evet ne de kötü demedim sonuncuya.

şuan bir klasik müzik dinliyorum ve beni bu kadar etkileyen başka bir klasik batı müziği yok. birçok şeyin karışımı bu, benim anlam verdiklerim dışında, anlam bile veremediğim bir yığın şey karışımı.
ve klasik müzik bu sefer beni rahatlatmak yerine, kalbimde olan ağrıyı daha da güçlendiriyor sanki.

kalbim derken yürek değil,gönül de değil.. normal işlevi kan pompalamak olan kalp işte. çok fena bir ağrı var, arada çok hızlı atmaya başlıyor yerinden çıkacak gibi, arada ise duracak kadar yavaş..
doktora gideceğim sanırım, bu konuda iyi değilim son günlerde.

bir de ,ben bu yazıyı sana yazdıma çok yazasım var. fakat yazmıyorum . yazamıyorum değil de, isteksizlik de değil. belki de yazdıkça farkında olacaklarımdır.. kendim, geçmiş, gelecek, hayat ve bugün.
evet, yüzleş(e)memek değil de, karşılaşmak sadece. oysa sanki yazsam böyle gürül gürül akan ırmaklar kadar yazarım, sayfalarca olmaz belki, birkaç paragraf ama, inan ki, hatta inanmalıyım ki, anlamlı olur. tekrar eden sözler, mübalağalara ve gerçekçiliksizlikler olmaz bende. bu kelime sanırım yok dilimizde.

kapatmam lazım sanırım müziğimi..iyi miyim değil miyim yazdıkça anlıyorum sanki..

ekleme yaparım sanırım. belki ileride..
öylesine'ler tükenmez ki bende!
-ooff deniz, daha doğru dürüst tanımadığım biri içim gelmiş ona aşık oldum diyorum.
-saçmalama kelly, insan birisinin sadece sesine bile aşık olabilir, tanıman gerekmez.

günlerce aklımda dönmüştü bu cevap, bir insanı tanımadan, sadece sesine bile aşık olabilirsin demişti, bense o zamanlar yaşadığımın sadece hayranlık, beğeni olduğunu düşünüyordum.aylar sonrasında yapabileceklerimin farkında bile değildim, hem o zaman tek derdim onun da beni sevmesi, aşkıma karşılık bulmamdı.onun bundan haberi bile yoktu.

ah deniz, okulda bile kol düğmesi takan, ben konuştukça o yeşil gözlerinle beni gülerek dinleyen, zor zamanlarımda yanımda olan biriydin sen.daha yeni tanışmıştık o zamanlar, oo demiştim kol düğmelerin de çok güzelmiş.anlamlı anlamlı bakmıştın bana, birazdan olacakların habercisi gibi,bakmadın mı telefonuna dedin, bakmamıştım.ne oldu deniz demiştim, kol düğmelerini düzelterek gitmiştin. bana bi kere demiştin ya, herkes karşındayken bile ben seni korudum, senin iyiliğini düşündüğüme inan artık.gerçekten de öyleydi, sadece zor zamanlarımda değil, iyi zamanlarımda da konuşmak için bulurdum seni o petek dibinde.kurumuş çiçekler vardı solmuş, onların ucundan seni dinlerken o'na bakıyordum.bahçede mi acaba diye.o görüntü hiç gitmiyor aklımdan, senin sözlerini hatırlamıyorum, sadece o bahçe.

yıllar sonra, o kadar gereksiz bir günde konuşmuştum ki o'nunla, benim moralim bozuktu o ise bana gelmiş, hiç konuşulmamış 2 yılın ardından sevgisiyle ne kadar mutlu olduğunu anlatıyordu.bir yandan da bana tavsiye vermeye çalışıyordu.içimden puşt demiştim sana, ama bi yandan da üzülmüştüm, senin de canın sıkkındı ve şaşırmıştım bunları bana anlattığına.böyle dediğimdeyse; sen yabancı değilsin, hiç olmadın ki demiştin.peki bunu bana 2 yıl önce neden göstermemiştin? o zaman sana deli divane, o zaman biraz olsun yakın olmaya çalışan ben, üstelik seninle doğru dürüst 2 çift laf etmeden aşık olduğumu sanıyordum.kime söylesem, uzak dur demişti, o aşktan anlamaz. çalımın mı yoksa bu elde edilemez oluşun mu beni sana çekmişti bilmiyorum ama, belki de senin bende olamayan mutluluğunu kıskanmıştım o zamanlar.o kız ben olabilirdim demiştim kendi kendime, nerden bilebilirdim ki 5 sene sonra senin mutluluğundan benim de mutlu olacağımı.öyle ya, zamanında aşkımdan canını yakmak istemiş, ama yine de küçük düşen, canı yanan ben olmuştum. ona rağmen yine de sen kanatlarının altına almıştın beni, o kavruk yaz gününü unutmuyorum da; bugün çok sessizsin kelly hanım demiştin.bende kafamı eğmiş, düşünceler içinde ses etmemiştim.hala senin yanında olmam bile absürd bir durumdu ama şimdi bile bazen, sen anlarsın deyip sana anlatmak istiyorum derdimi, o günlerde paylaşamanın acısını çıkartırcasına.öyle ya, yine absürd geliyor, biliyorum bana ne demezsin ama, sende aldığın ahları çekiyorsun şimdi, kendin de bunu bilerek..

sahi deniz, takıyor musun hala o kol düğmelerini?hala öyle gülerek mi dinliyorsun insanları, bir ara viyana'ya gitmiştin, hala orda mısın acaba? yine anlatmak için gelsem yanına dinler misin beni öyle, ya da hatırlar mısın beni geçmiş yılların ardından ?
herkes "tercihlerine göre yaşar" ama bazılarının seçme "hakkı" yoktur..çünkü hayat tarafından ellerinden alınmıştır..kimse adil değildir hayatta..iyi de değildir dedik ya..ama kötü de değil..insanı iyi yapanda kötü yapanda insandır..kimisi hayat'a kin duyar..insanlardan çıkarır acıyı..kimisi kendinden..akrep gibidir insan..bazen kendisini..bazen karşısındakini sokma çabasına girer..ama ne gariptir ki..her çabasını sonuçlandırdığında yine kendi canı yanar yine ve yine..hepimiz bilmeyiz aslında neden dünyaya geldiğimize..kimisi maneviyat der kimisi cevap bulamaz kimisi başka başka şeyler..bazılarını gece uyku tutmaz bazıları ise sabahtan akşama kadar ayakta uyur hayatta..ama kimseye altın tepsi de sunulmaz mutluluk..özeniriz hayal kurarız.elde etsekte yetmez..insanoğlu çiğ süt emmiştir çünkü..yetinmeyi bilmez..hepimizin hayata karşımızdakilere soruları vardır..çoğu cevapsız..hiç bir zaman verilen cevap bizi tatmin etmediğinden..yıllarca kendi kendimize sorarız cevaplarımıza inanarak..sonra birşey olur işte..adı yok birşey..hayallerimiz tuzla buzz oluyor ya onu yaşarız..çünkü ne biz "o" ne de o "biz"dir..sonra yine dönüp dolaşır merkezimize geliriz..bir kahkahada daha atarız..hayat sen naber ya..sen sıfır ben bir diye..gülerken bile kendimize ağlarız..inanç ne biliyor musun ? küçük bir çocuğun cebinde unuttuğu mutluluk..ey insanoğlu..ne kadar aciziz..acizim..acizsiniz..biraz benden biraz ondan biraz da hiç tanımadığım senden..haydi gülümse..herşeye ve herkese rağmen..
ben bu yazıyı öylesine yazdım. öylesine... yazdım ama.. öylesine. kimse üstüne alınma gereği duymasın, gücenmesin, anlamaya çalışmakla yorulmasın diye. öyle mi hakketen lan? öylesine yaşıyoruz zaten hepimiz. kimsenin umrunda olmadan, öylece. kendi kendimize...
(bkz: raskele yazdım ciddiye alınmasın/#12674291)
yer değiştirme yarışı bu, tıpkı bir çocuk oyunu gibi. o senden gidiyor, sen onsuz bir cümlede ünsüz harflerle merhaba diyorsun, yeni bir o harfine!
yaklaştım hissediyorum. 2 yıldır bahsettiğimiz o 'ben' için yaklaştım biliyorum. hiç gülmeyen şans lütfen bu sefer güldür yüzümü, çok yaklaştım biliyorum.*
kpss sınavı diyorum sadece...
hiçbir şey gizli kalmazmış bu akşam bir kez daha öğrendim bunu. Üzerinden yıllar da geçse gerçekler bir anda su yüzüne çıkabiliyormuş. Sen nasıl bir insanmışsın ki böyle yıllarca seni dost bilmişim. Emin olduğum gerçeklerden artık daha da eminim. Yaptıklarını ikinci bir ağızdan dinledim az önce. Sen ne o çocuğa anne nede o adamın karısı olmayı hak ediyorsun. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar bildiğimi bil istedim. Artık yüzyüze gelmeyecek olsak da.
lütfen
kaldır başını ve gökyüzüne bir bak,
orada bir yıldız göreceksin,
en parlağı.
işte o yıldız var ya...
*
biz ölene kadar birbirimizindik. . söz vermiştik sözümüzü tuttuğumuz için mi sen başka birinin nefesini hissederken nefesinde, beni tanımadığın yabancı bir beden sarıyor?
Bazen En yakınlarından görürsün en beklenmedik şeyleri. işlerine yaradığın sürece iyisindir. Neden böyle oluyor acaba.
bütün otobüs şoförlerine sesleniyorum; arka tarafta öyle sandığın gibi bin dönümlük arazi yok!
En beter his de beraber olsanız her şeyin harika olacağını bilip asla bir araya gelememektir.
ben bu telefonu boşuna mı verdim garantiye? yapmadan yollamışlar. iki sevincini yaşadım gene bozuldu.

ve sözlük evet, bu kez saçlarım hakkaten kıpkırmızı kızıl oldu! tuttu lan sonunda. allahım of allahım evet bunlar mutluluk gözyaşlarından başka hiçbir şey değil...