bugün

seni hatırladım. durduk yere duygulandım nedense. bilmiyorum. yıllar geçti. hayatımdan bir çok insanlar, yerler geçti. hayatından bir

çok yerler geçti, insanlar geçti. senin için ben geçtim ama benim için sen geçtin mi? bilemiyorum. niye böyle boğazıma bir şey

düğümlenmiş gibi, yanımda olsan seni sımsıkı saracakmış gibi hissettim, bilemiyorum. oysa senden nefret etmek yegane amacım

olmuştu. çok da mutluydum senden nefret ederken ama neden bastı birden bu hüzün, neden hatırladım seni böyle erken kalkmam

gereken sabahın gecesinde, bilemiyorum. ben bu yazıyı sana yazdım. sen yıllar ötede hayalimdeki gibi uyurken.

https://www.youtube.com/watch?v=mfFnqaZ-38g
Evet sana yazdim. Beni bitiren hastaliga.. ne illetmis ne komaymis lan.
Yemin ederim hic mecalim yok. Git artik benden, nolur.
Ben bu yazıyı sana yazdım. sen yıllar öte de hayalimdeki gibi uyurken. Demiş güzel bir yazar kardeşimiz. Ne de güzel demiş.
küçük hesapların seni büyütür mü? insanların arkandan neler söylediklerini gerçekten tahmin edemiyor musun?
terk eden bi sevgilim var. bak işte ne yazıcamı bilemedim.
pencereden içeriyi hafifçe giren güneşi kapatmak için gözlerimi yorganın içine sokuyorum bedenim yanıyor bacaklarım uyuşuyor çıkıveresim geliyor ama kamaşıyorum.
ben seni "meleğim" diye severken senin "melek yüzlü şeytan" olduğunu öğrenmek inan benim için ölmekten beter oldu. benim olduğum ortamda hala yaptıklarınla bana işkence etmeye devam edecek kadar kötüsün. rezilliğine bir son verip yaptıklarından dolayı vicdan azabı bile çekemiyorsun. sana dostmuş gibi görünüp seni kendi yanlışlarına alıştıran arkadaşın var ya, o senin asıl düşmanın. şu lafımı da asla unutma, melek pozlarıyla bu dünyada insanlara iyi görünüyor olabilirsin ama bu öbür dünyada yaptıklarından ötürü kabir azabı çekmeyeceğin anlamına gelmez...
Hayaller küskün sana.
Rüyalar küskün sana.
Emeklerim küskün sana.
Ama kalbim hala barışık.
ne kadar çok sevmişim seni farkında bile olmadan. ne kadar benimsemiş, ne kadar kabullenmişim her şeyinle. yeni yeni farkına varıyorum gözümdeki değerinin.
şimdiyse unutmaya mecburum üstelik bu kadar severken. olmayacağını bile bile, isteye isteye sevdim seni. oysa tanıdığım ilk erkek değildin. senin de onlar gibi olduğunu bilmem, anlamam gerekirdi. senin farklı olacağını sandım hep, bir melek gibi olduğunu düşündüm. ya da hep kendim bunlara inanmak istedim.
güvenmek, sevmek istedim. güvendim, sevdim. şuan ise avuçlarımda yıkılan hayallerimin külleri ve acıyan kalbim var.
inanıyorum bir gün geçecek, bitecek bu heves. ancak şuan çok yanıyor canım, fotoğraflarını silmeye bile kıyamıyorum sanki bana bakıyormuşsun gibi geldiğinden.

"sevmek,
bir boy aynasıdır.
sevgi,
sevilenin o aynaya bakmasıdır."

meğer yalanmış o dizeler. bir bakışa, bir gülüşe aldanıp umutlar büyütmek hataymış. ama anlamıyorum bir türlü, madem sevmiyordun niye öyle güzel ve derin baktın? niye bana selam verdin hiç tanımazken birbirimizi? hiç mi etkilenmedin benden, hiç mi etkim olmadı sana? bu kadar mıydı senin adamlığın, sadakatin?
şimdi ben bir üçüncü şahısım. ne senin sevdiğinim ben, ne de seveceğin. asla senin her şeyin olmadım, olmayacağım da. oysa ben her şeyin olmak istememiştim ki. kalbinde ufak da olsa bir oda verseydin bana, ben bir ömür orada beklerdim seni. şimdi ben üçüncü şahsım. zor, çok zor. göz göze gelmek oysa sevilmemek, ben seni deliler gibi severken senin tarafından sevilmemek... üstelik senin de bir başkasını sevmen...

"gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu, ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı, duyardım."

gidiyorum. kalbimi, aklımı, güvenimi, hayallerimi hatta beni sende bırakıp gidiyorum. bilmiyorum senin için bunların bir kıymeti var mıdır, açıkçası pek sanmıyorum. ama olsun. ben baştan aşağı sen olmuşken bunların bende kalması anlamsız. şunu bilesin, ben seni seviyorum. her zaman gözümde değerli olacaksın sen. hayatımda iz bırakan, kıymetli insanlardan biri olacaksın. belki hayatımın merkezinde değil de kenarında olacaksın, ancak hep olacaksın. seni sevdim, ancak şimdi gitmem gerek. bana ait olmayan bir kalpte yaşayamam ki daha fazla. gidiyorum, ne kadar istemesem de...

"artık demir almak günü gelmişse zamandan,
meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan..."
Ben bugün seni anlatmaya karar verdim. Ihanetini iyiliğini seni ve senliğini. Bir zamanları ve bugünü. Sanırım seni özledim. Bugün rüyama girmenin nedeni bu olmalı. Özledim ama neyini özledim ben? Seni mi yoksa bir zamanlar sen yeterki üzülme diyişini mi? Seni mi yoksa bir zamanlar derdin ne anlat ben hep senin yanındayım diyişinimi? Ne değişti de bir zamanlar bir saat yazmasam hemen kızan senden bir nasılsın mesajı bekler oldum? Ben bu yazıyı sana yazamadım ama seni cok anlattım. Sanırım ben senin icin tek bir zaman gecirebileceğin biriydim. Sense benim zaman kaybım oldum. Oysa sen benim herşeyimdin. Kalbimde kocaman bir yer acmıştım sana. Gittikce kayıyorsun ordan ama sen ordan kaydıkca izin hep büyüyor. Unutulmazım.
Whatsapp'a giriyorum. Profiline giremiyorum ne olur ne olmaz diye. Gidiyorum tüm kişiler içinden seni buluyorum o küçücük resmine ve "available" olan durumuna bakıyorum. Öyle bakıyorum. 24 saate 2400 kere.
Seni seviyorum kadiiir!!!
bazen birine yapabileceğin en iyi şey,
hayatından sessizce çıkıp gitmek maalesef..
Sevişirken yılan bile dokunmaz
Tapınmakta asktan saygın olamaz
Sevda üzre yıldırım olsa çarpmaz
istiyorsan uzak kalmak ölümden
Hep aşk üzre olmalısın a canım
Ki ölüm de sevişirken kıyamaz...
"Bazen, sabah uyandığımda, daha dün çok sevdiğim bir insandan bugün nefret ediyor olurum"

Ve ben bugün sana karşı içimde hiç bir şey kalmamış şekilde uyandım...

Sanki aylardır vakit kaybetmişcesine. Birden bire bütün caziben yokoldu ve ben şu an senin sadece zayıf noktalarını görüyorum... Sorumsuzlugunu, basitligini, karaktersizligini, mesafeyi, inançsız oluşunu, ergen ruhunu ve seninle olarak kendime ne kadar çok haksızlık ettiğimi.

Ayın birinci günü bugün, bizim ise son günümüz olacak.

Bir ömür boyu vakit kaybetmen dileğiyle...
Benim gibi olmayacak.
120 gündür asker olmak bir yana;

kalkıp da seni unuttuğumu sanma. bir gün yine buluşacağız.
Morteza bu yazı sana... Seni çok geç buldum... Ama zaten sen gittikten sonra buldum ve gerçekten senin ölmüş oldugunu öğrendikten sonra ölümün ne kadar yakın olduğunu bir kez daha görmüş oldum... 30 yaş.. Ve pankreas kanseri... Üzgünüm hemde çok.. Ama kısmet..
Allahin megolamani o kadar sabir gosterdim sana alttan aldim huyuna gittim yine de seviyorum dedim bu yaptigin hos muydu? Hislerimi bildigin halde asikmissin gibi davrandin sarildin optun bunu hep beni iyi etmek icin yapitgini soyledin. Hala utanmadan his yok nasil dersin? Yaptiklarinin arkasinda neden duramiyosun karaktersiz insan. Allah aynisini sana yasatsinda gor anla beni.
Sesini duymadigim sana dokunamadigim nefesini tenimde hissetmedigim bi an bile olsun istemiyorum.
O güzel gülüşünü hiç unutmayacağım.
Öyle uzun uzun bakma son sene.
görsel
kızgınım. belki de kırgın...

milyon tane duygudan gelip geçiyorum. ama biliyorum ki uçurumun kenarındayken uzatıp tutmadığın elim bir daha sana uzanmayacak. çünkü ben içinde merhamet olmayan hiç kimseyi sevmedim.
hayatımı alt üst ettin..
evet tam anlamıyla bunu yaptın. hayatımın içine ettin be adam. ne lüzumu vardı aşkın meşkin. inanmaz halimle daha mutluydum ben. yaşarken güzeldi. hatta muhteşemdi. ama şimdi çok canım yanıyor. uyku yok. yemek içmek yok. yalandan gülüyorum insanların suratlarına. yine taktım o maskeleri. bir daha da çıkarırsam ne olayım.

neyse işte.

söylendiğime bakma. iyi ki sevdim seni...