bugün

eskisi gibi değilim ben. bıraktığın yerde değilim yani. eskisi gibi gülüyorum artık. elimden gelen herşeyi yapsam da dönderemedim seni yolundan. belkide bu yüzdendir vicdanım rahat. biliyorum gelecek günlerde çok sık karşılaşacağız. belki bu beni çok zorluyacak ama buna da katlanmayı başaracağım. yazdığım bunca sözü yıkacak bir söz yazayım bari. gel desen koşa koşa gelirim. orası ayrı..
"let me kiss you."

(bkz: morrissey)
*
kimi zaman birbirimizi yiyoruz; bazen anlayışsızlık yaptığım oluyor; hatalarım da oldu, sana da oldu demeyeceğim çünkü sidik atmak, yarış yapmak gibi bir derdimiz yok bizim.

anlayışın yeter zaten, benim yaptıklarıma karşı, beni böyle de kabullenmen yeter, ki hala yaptığım hatalar oluyor, sinirlendiğim zamanlarda kendimi kaybedişlerim ve üzerine kendi kendime bile, ''ben bunları nasıl yapıyorum'' dediğim oluyor her seferinde.

ama sen vazgeçilmezsin, ne varsa senden geçiyor; engebeler çamurlar da olur arada, masmavi günün altında hamak keyfi de... metaforlar olur bol bol, arada oksimoronlara kaçarız; aşkın kaidesi kuralı olmazken, senin yazıp çizdiğin kuralların bütününü çelenk yapmak da boynumun borcu aşkımın tutkumun yanında.

yeter ki biz birbirimize sahip çıkalım !
belki bu haftadan sonra bir daha göremeyeceğim seni. kendine iyi bak hep mutlu ol emi...
son olarak , bir sürü , yığınla sen varsın sanki.
eski sevgili sözlerim sana;

fotoğrafına bakarak uyuya kaldığım gecelere s.çayım. sırf geri döneceksin diye kurduğum hayallere koyayım. senin yüzünden ağlayarak sabahladığım gecelere koyayım. bana bıraktığın bütün anılara koyayım. hayatımı s2p gitmene koyayım. bana söylediğin bütün sözleri o salağa da söylüyorsun ya beynine koyayım. ama yine de hala sana aşık oluşuma koyayım.

söyleyeceklerim bu kadar.
son demlerimizi yasiyoruz artik. gercek sanilan duygularin duygularimin son demleri. artik bende senin gibiyim. evet senin gibi. rahat, hic kimseyi takmayan.
biraz gururun varsa bana bir daha mesaj falan atmazsin derken ciddi degildim. Kizgin ve kirgin oldugum icin soyledim onu sana. Peki, seni bir daha rahatsiz edersem allah belami verir umarim derken sen de ciddi olmamis ol lutfen...
Sakin duygularima laf etme. Umarim senin icin son gecedir. icimizden biri ilk once kurtulcakti bu duygulardan sana nasip oldu. Allah yolunu acik etsin.
senin yasadigin seyler bir sey mi? ben senden daha beterlerini yasadim. ama aramizdaki fark bu degil. ben senin yuzunden yasadim sen beni kullanarak baska biri yuzunden.
Baska biri bahaneni kullanarak artik sadece komik oluyosun. Ne cektiysem cekiyosam tek sebebi sensin.
bunu sana yazdım uludağ moderasyonu.

çok kırıldım bugün..
beni bir kalemde çaylak ettiniz sözlüğü düzeysizleştiren bir ahlaksıza ağzının payını verdim diye.
Oysa ben en doğru bilgiyi girmek için saatlerce kitaplar karıştırırdım..
fikrimin değiştiği konularda hemen edit butonuna tıklardım mertliktendir diye.

siz beni bir ayrılıkçı yazan'ın (dikkatinizi çekerim yazar demiyorum) hakaret, iftira ve gizliden küfür dolu başlıklarına feda ettiniz. Ben de yemekteyiz hasan'ın verdiği gibi bir tepki verdim size. pişman da değilim doğrusu. google chrome'umda en başta olan uludağ sözlük kişisel sayfama tıkladığımda gördüğüm gri sayfa yüreğimi dağlamakta hala.

Lakin geri döndüğümde..

söz veriyorum ben de onlardan olacağım.
ben de durmaksızın amlı götlü dinli peygamberli atatürklü izmirli karılı kızlı başlıklar açacağım.
biliyorum çok memnun ediyor sizi bunlar.
ben de memnun edenlerden olacağım.
söz veriyorum.

selam olsun vicdanınıza..
selam olsun aldığınız paraya..
selam olsun ahlakınıza.

haydin selametle.
Hüznün, ihanetin, acının yoksuluyum ve zenginim öylesine bitimsiz aşkın servetim.
sen kimdin onu bile unuttum lan. düşün işte o kadar boşluktayım.
artık bul beni sana diyorum.
Uykusuz kalmak için öyle kıymetli bir sebepsin ki.
anlamsız terk edilişlerin, aldatılışların getirisi olan içimdeki korku; öyle bir sarmış ki zihnimi, kimsenin bana yaklaşmasına izin vermiyorum. kaybetmekten ölesiye korkuyorum o yüzden hiç kimseye 'benim' demek istemiyorum. benim arkadaşım, benim sevgilim... hiç kimseyi sahiplenmek istemiyorum. hayal kırıklığına uğratırlar diye değil! varsın olsun üzsünler, şaşırtsınlar da... gün gelir de onlara baktığım zaman 'sanki hiç yaşamamışız, sanki hiç sevişmemişiz, sanki hiç dostum diyip birbirimizin arkasından durmamışız.' gibi bakarlar diye korkuyorum. bana baktığında dibi düşen sevgilimin beni gördüğünde 'acaba sarılsam mı?' demesinden de nefret ediyorum, demiyor ama ben duyuyorum. zamanında göt göte günler geçirdiğim dostumun 'aynı ortamda bulunmayalım.' kaygısından da nefret ediyorum. kaygı duyduğunu söylemedi ama gözlerinden anlıyorum. bakamıyor bile bazen.

2 yılı geçti bir sevgilim vardı. onu öyle sahiplendim ki; etrafa duvar örmüştüm tabi kendimi içine hapsedip. değişeceğimi düşündüm aslında değiştim de. ben birlikte ördük sanıyordum o duvarı. sonra ayrıldık zaten en baştan beri yalnızmışım, arada böyle o kuyuya iple inmiş, sonra gitmiş. bazen uğramış yanıma okşamış gururumu, sevmiş bazen ama sonra gitmiş. her gittiğinde geri gelecek diye ben hep beklemişim. son seferde gelmeyince; ben o yalnızlıkta parça parça yıktım o duvarı. bir kaç ay önce yine başa döndüm: sevgisiz, sadece hınç dolu.

zaten sevgililer gider. seviştiğimiz ev benim, vakit geçirdiğimiz arkadaşlar benim... hep bu böyle. aslında onlar benim hayatıma dahil olmuş sonra gitmiş. gitmek zor, sorsak. utanmadan 'özledim evimizi.' derler mesela. senin haftada bir aklına gelen yerde ben her gün uyuyordum. yıllar geçince bir başkasını misafir edecek olan yine ben. sanki hiç bir şey olmamış gibi yapmaktan, sanki hiç yaşamamışım gibi yapmaktan bıktım. yaşayacak bir ilk kalmadı. heyecanlandıracak bir şey yok artık. her gelenin bıraktığı yük, dert ayrı. dinlediklerim birikti sadece. gidince onlarla birlikte gitseler iyiydi. kim bilir kaç kişinin her şeyiydim. ama şuan hiç birşeyleriyim ondan eminim. üzgün değilim. kızgın da değilim sadece tiksiniyorum. bende böyle olsun istemezdim...

arkadaşlarda öyledir. iyiyken iyi hepsi. samimi olduktan sonra en sevdiğim itiraf gelir 'ben seni ilk gördüğümde kanım kaynamıştı dostum.' eyvallah da şimdi niye nefret ediyorsun?

öldü bir tanesi, en sevdiklerimden biriydi. bu sözlüğe zorla yazar yapmıştı beni. o öldü 2 yıl oldu belki ben hala yazıyorum. özlüyorum. cenaze için evine gittiğimizde annesi anlatın dediğinde 'kimsenin onaylamayacağı şeyler yaptığımız için pişmanım.' evet evet pişmanım. bir günde içmeyip ders çalışsaydık mesela. geçen yine kova yapıyoruz diye cümleye başlanmaz, öyle olmamalı. susuyor insan işte. babam haklı belki 'sadece etrafına zarar veren bir piçim.' her nasıl oluyorsa kendime zarar vermiyorum ama isteyerek değil, hiç fesat düşünmedim, bunları düşünmedim. ama doğru olabilir.

televizyonda orada burada her kürtaj muhabbeti geçtiğinde içim bir cız ediyor. yarım yamalak tebessüm ediyorum. ulen aldırmasak erkek mi kız mı olurdu diye merak ediyorum. sonra baskı altında bile mantıklı olabildiğim için kendimi tebrik ediyorum. eski sevgilimi anarak bir sigara yakıp hayata devam ediyorum.

dipteyim. kendime itiraf edemiyorum sadece. alkolikte oldum keşliğin üstüne. ama hayat hiç uyarmadı beni çünkü duygusal olarak bir çöküş söz konusu değil henüz o yüzden derslerim kötü değil, sosyal hayatımda sıkıntı yok. herşeyim iyi. hiç bir zararını görmediğim için daha iştahlı içiyorum. kendi kendimi dibe çekiyorum. üzüldüğüm çok şey var ama ağlayamadım hiç, hep dik durma telaşı, benden zayıfını gördüysem sırtını bana verebilsin diye... hele sevgili, sevgililer ilk başta çok zayıftınız sonra bana tutunup beni hiç etmeye çalıştınız ya, komik. onları ağlayacak kadar mı sevmedim? bilmiyorum. belki hiç sevmedim sadece heves ettim. insan arzuya değil, arzu etmeye aşık. sahip olunca değersiz. aşk soyut bir şey, hayal gücün kadar aşıksın. sahip olduğunda somut oluyor ve bitiyor.

geçen hafta geldim ailemin yanına. annem boşanma kararı almış, avukat tutulmuş dava başlayacak tanık olarak ben varım, yeni haberim oldu. kardeşime durumu ben izah ettim. anneme evi ben tuttum. kaç gündür sabahları evi temizleyip, mobilya, beyaz eşya bakıp alıp akşamında herhangi bir arkadaşımda kalıyorum. sabahları yalnızım müzik dinleyerek her yere gidip, her işi hallediyorum. akşamında içiyoruz, içiyorum. eğleniyorum, gülüyorum sonra yine sabah başa dönüyor her şey. günde 3 saat uyumaktan gözlerimin altındaki torbalar bim poşeti kıvamına geldi. ama yorgun hissetmiyorum. bugün, bir kaç saat sonra benim temizleyip, içini dışını hazır ettiğim yere annem kardeşimi de alıp taşınacak. babam terkedilecek. zerre umrumda değil. dün mü neydi, annem 'oğlum çok sakinsin. bir tepki ver.' dedi. kafamla elimi gösterdim. elimle nah işareti yapıyordum. metroda annem dahil gören herkes tebessüm etti.

2-3 saat önce telefon çaldı. 1,2,3,4 5.seferde bakayım artık dedim. beynimde trance müzikle sevişirken arayana küfür edecek kıvamda açtım telefonu. sevgilim kılıklı sadece değer verdiğim ama sevemediğim nedensiz yere seviştiğimiz, ama kör kütük bana aşık olduğunu bildiğim kadın aradı. ‘artık yoruldum. Ne yaptığını bilmiyorum. Beni kendine bağladın istediğin gibi kullanıyorsun. Nerdesin kimlesin bunu bilmeye hakkım yok mu benim! Her canın istediğinde arayamayacaksın artık beni!’ Dedi. bana söylediği güzel sözlerin hepsini sadece duymak için söylediğinden öyle eminim ki aylardır tek bir iltifat etmedim. daha bir bağlandı. her sevişmede 'kendimi sana veriyorum.' diyip karşılık bekler kadınlar, saçma. ben mi dedim yapalım diye? her sınavdan yada sorundan sonra arayıp 'noldu?' diye sormalarının nedeni kendileriyle de böyle ilgilenecek bir adam olması sadece. istedikleri şeyi karşı tarafa yapıyorlar. karşılıklı olması gerektiğine inanmaları da çok komik. zorunda mıyım? o telefonda yarı ağlamaklı cümleler kurarken bunları düşündüm. Şu bir haftadır ne olup bittiğini anlatmaya gözüm yemedi. Anlatırsam bu kafayla tekrar yaşıyor gibi olurum diye de düşündüm. ‘peki.’ Diyip telefonu suratına kapattım. hiç üzülmedim. ama üzüldüğünü biliyorum bu bile zerre üzmedi beni.

bazen kendimden nefret etmeliymişim gibi hissediyorum. deniyorum, imkansız. bak yine denedim. olmuyor.
insan bu kadarmi yuzsuz olur? once kir kalbimi kir kalbimi sora bise olmamis gibi davran. Ben yapsaydim daha yuzume bakmazdin. Da bari özur dileseydin egomu tatmin etseydin. Ama yinede seviyorum seni be gerizekali.
buldum, buldum! çok sevindim.
senin inci sözlükte hesabını buldum. yazdıklarını gördüm, hala yazıyorsun. her şey gayet normal. nickin facebook' taki garip ismin. hani niye facebook adın bu dediğimde açıklıyacaktın, sonra duraksadın boşver dedin. evet orada yazdığını belli etmemek için. adını gördüm orda. eski yazdıklarını okudum, çoğu aramızda konuştuğumuz şeylerdi.
orada yaptıklarını anlatıyordun mesela, flash tv de yayınlanan şu programı "arkadaşlarla" aramanı bana anlatman gibi. sözlükten arkadaşlarla. peki.

sığmışsın be, değilmiş yani. düşündüklerim, aslında, bilirsin öyle değilmiş. düşündüğümden daha sığ imişsin.

sen benden iyi değilsin mesela.

hem bunu niye kendime yediremiyorduysam... zamanında. iyi olman da sorun değil, tabi ki bazı konularda iyi olacaksın, bazı konularda ben. kıyaslamanın doğasında eşitlik yoktur. bahsettiğim yaşam düzeyi, yani enerji. bunların çoğunu nil gün' den öğrendim aslında. mesela gerçek bir sevginin kaybolamayacağı gerçeğini. eğer sen sevgi kaybolmasın diye çaba harcıyorsan bunun gerçek sevgi olmadığını. ve bunun eninde sonunda kaybolacağını.

beni hiç düşünmeden gidip, telefonları kapatıp, bir daha aramayarak mesajlarıma cevap vermemen dostluğa sığmıyor "arkadaşım".

benim güvendiğim, sevdiğim bir dostumu asla ama asla yüz üstü bırakmamam gerçeği de var tabi... hiçbir durumda, hiçbir şekilde, karşısında vaat edilenleri umursamadan. aslında suçlamaları bıraktım biliyor musun? sana güvenen benim, ve sen bir anda kaybolduysan bunda benim de payım var, doğru insana güvenmemek mesela, ya da beklentinin üst düzeyde olması falan.

hem seninle dostluğumuz gerçekten iyiydi, ben senden çok şey öğrendim. durumum belki biraz iyiyse senin de payın çoktur. bunlarda sorun yok, ama bir anda gitmen bunları mahveden şey. çünkü bu insanlığa sığmıyor "arkadaşım". seni çoktan sonsuzluğa uğurladım, bunda sorun yok, affettim, bunda da yok.

sadece senin yazdığın şeyleri okumak keyifliydi, umarım sen de birlikte yaşadığımız anıları keyifle hatırlıyorsundur. istanbul' a selamlar eski dostum.

03,06,2011
saatlerdir bir mesaj atmani bekliyorum. Biliyorum buyuk laf ettim ama suclusun... Senin gururun benim inadim yuzunden hic " biz" olmayi beceremedik. Bu boyle ne kadar devam eder? Ya da bitti mi her sey?
Bir sigara yak...

odanın içi karanlık, sesiz sanki sen oturuyorsun karşımda arada bana gülümsüyorsun... yavaş, yavaş yaklaşıyorum sana doğru... önce öpüyorum o baldan daha tatlı dudaklarından... gözlerimin içine bakıyorsun,elin ile saçlarıma dokunuyorsun. sevişiyoruz saatlerce... Tekrar gözlerimi açtığımda başka biri oluyor yanımda. tanımadığım, bilmediğim, sevgili ile dokunmadığım, aşık olmadığım bir kadın çıkıyor... çıldırıyorum... kaçıyorum oradan sana koşuyorum kapında diz çöküp saatlerce ağlıyorum. odana bakıyorum, bağırıyorum '' gel artık uğruna göz yaşları döktüğüm kadın'' ses yok... özlüyorum... benim adım yok artık, benim benliğim yok artık. en son görüşmeme kararı aldık. seni unutmaya çalıştığım günler başladı. seni benden daha çok sevecek biri yok... seni çok kıskanıyorum. evet, evet çok kıskanıyorum hemde. ama unutmak zorundayım biraz sonra çıkıp yürümeye başlayacağım. belki bir duygusal parça ile tekrar içim kabaracak ama yine aklımdan çıkacaksın... acımıyor artık kalbim...
bu sana yazdıgım kaçıncı yazı bilmiyorum , belki de içimdekileri yazarak atmak istiyorum.yarın senin doğum günün eğer son 1 ay olmasaydı eskisi gibi olsaydı hepimiz için gü<el birgün olacaktı hem mezuniyetimizi hem doğum gününü kutluyıp çifte sevinç yaşayacaktık.ama şimdi herşey çok farklı muhtemelen yarın da uzun zamandır süren sessizliğimizi devam ettireceğiz .herkes neşe içinde birbirine veda ederken biz okula ,birbirimize geçen yıllara sessizce veda edeceğiz...neden böyle olduk birden aramıza bu uçurum neden açıldı bilmiyorum.dostluk kurulması zor ama bozulması kolaymış,hiç ummadığım kadar hemde,günleri yılları ,gülüp ağladıgın insanla bir yabancı olmak çok kolaymış.bazen herşeyi bi kenara bırakıp sarılıp sana 'ne yapıyoruz biz 'demek istiyorum ama yapamıyorum.aklım defalarca kırılan kalbim beni tutuyor.olmuyorsa zorlama der gibisine...kolayca vazgeçememem alışkanlık belkide ama buna da alışıyor insan en yakının birden en uzağındakinden de uzak olmasına.varsın olsun be dostum sen bizsiz olsan da çok mutlu ol... nice senelere çok mutlu bir ömür geçir.
ben senin gibi olmicam. birini unutabilmek intikam almak icin baska birini kullanmicam. tipki senin bana yaptigin gibi. ne zaman kendimi baskasini sevebilcegim hissedersem o zaman ona birakcam kendimi. senin gibi iki yuzlu olamicam.
ben bu yazıyı adaya ozel kondom ve asosyalgens isimli yazarlara yazdım.
yazacak o kadar mecra, özel mesaj, telefondan mesaj, facebook, msn, twitter, nickaltı falan bir sürü yer varken birbirinize buradan yazmanız bu başlığın kalitesini düşürüyor bence. gerçekten düzenli takip ettiğim başlıklar listesinden çıkardım. seviyorsanız barışın abi, burdan yazışmanın mantığı nedir ki? ya da özelden mesajlaşın.
Sen kimsin bana bunlari soyluyosun he? Kimsin sen? ikiyuzlu olan sensin. Baska birini unutmak icin seni kullansam o baska biri bana mesaj attiginda seni siktir eder yoluma giderdim. Ben seninle bir bucuk sene gecirdim. Beni biraktin yine senin icin ugrastim. Asil seni unutmak icin birini kullanmam gerekirdi yapmadim. Sen iki yuzlusun. Sen kendini anlattiginin tam tersisin. Sen korkaksin. Bak sakin bana sevgime kisiligime laf etme. Cunku sen bunu yapabilcek bi insan degilsin. Ve seninle birlikte olabilcek tek kiz bulamicaksin sana yemin ederim benden baska seninle birlikte olabilcek bi ahmak yok bu dunyada.